Eğitim Reformu Girişimi (ERG), 2008’den beri her sene yayımladığı Eğitim İzleme Raporları (EİR) aracılığıyla eğitim politikalarını izliyor ve değerlendiriyor. Verilere dayalı olarak yapılan analizler ve değerlendirmeler, eğitim sistemini izleyenler tarafından önemle takip ediliyor.
Bu ve bundan sonraki birkaç yazımızda “Eğitim İzleme Raporu-2023”ten yararlanarak okullaşma ve okullaşmayı azaltan unsurları paylaşacağız.
Okullaşma, okul çağındaki çocuklara öğrenim görme olanağının sağlanmış olması anlamına gelmektedir. Okullaşma oranı en önemli eğitim göstergesidir ve basitçe ilgili eğitim düzeyine (okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretim) kayıtlı tüm öğrencilerin, ait olduğu eğitim düzeyindeki nüfusa bölümü olarak tanımlanır. Okullaşma oranları, farklı eğitim düzeyleri itibariyle ülkelerdeki eğitime katılımı, erişimi veya eğitimin yaygınlığı hakkında bilgi veren ve buna dayalı olarak ülkelerin eğitim çağındaki nüfusun eğitim ihtiyaçlarını ne ölçüde karşılayabildiğini gösteren göstergelerdir.
Buna göre, zorunlu eğitim kapsamındaki kademelerde en yüksek net okullaşma oranı %93,9’la ilkokuldadır. İlkokulu sırasıyla ortaöğretim %91,7 ve ortaokul %91,2 takip ediyor. Ortaöğretim net okullaşma oranlarının ortaokuldan yüksek olması ortaokulda daha fazla eğitim dışında çocuk olduğu anlamına gelmiyor. İlkokul teorik yaş grubu olan 6-9 yaş grubunda eğitim dışındaki çocuk sayısı yaklaşık 75 bin 174, ortaokul teorik yaş grubu olan 10-13 yaşta yaklaşık 83 bin 401, ortaöğretim teorik yaş grubu olan 14-17’de ise yaklaşık 284 bin 68 çocuk eğitim dışındadır. Bu verilere göre zorunlu eğitim çağındaki çocuklar arasında eğitim dışında olan çocuk sayısı en fazla olan grup 14-17 yaş grubudur. Bu grup ekonomik etkenler, engellilik ya da erken yaşta ve zorla evlilikler gibi nedenlerle eğitim dışına çıkıyor olabilir. Eğitim dışına çıkma nedenlerinin tespit edilmesi bu çocukların eğitime geri dönmesine yönelik müdahale programlarının geliştirilmesi için önemlidir.
Yaşa göre okullaşma oranları belirtilen çocukların herhangi bir eğitim kurumuna kayıtlı olup olmadığını gösterir. Yaşa göre okullaşma oranlarına bakıldığında tüm yaş gruplarında eğitime erişemeyen çocukların olduğu görülüyor. Zorunlu eğitim çağında olmalarına karşın çocukların 13 yaştan sonra artan bir şekilde eğitim dışına çıkmaları kaygı vericidir. 14 yaşındaki çocukların %3,1’i okula kayıtlı değildir. 17 yaşındaki çocuklarda bu oran %8,2’ye yükseliyor.
2022-23 eğitim-öğretim yılında zorunlu eğitim çağındaki yaklaşık 442 bin 643 çocuk eğitimin dışındaydı. Bu çocukların %49,9’u oğlan, %50,1’i kız çocuktur.
Tüm okullaşma verileri okula kayıt durumu temel alınarak hesaplanıyor. Çocuğun okula kayıt olması, tek başına ne okula devam ettiğini ne de nitelikli eğitim hakkının gerçekleştiğini gösteriyor; okullaşma oranlarının farklı göstergelerle desteklenmesi gerekiyor. Bu noktada devamsızlık, sınıf tekrarı, okul terki ve eğitimden erken ayrılma gibi alanlarda da göstergelerin izlenmesi önemlidir. Bu şekilde nitelikli eğitime erişimin artmasına yönelik daha etkili müdahale programları geliştirilebilir.
Kaynaklar
Eğitim İzleme Raporu-2023. ERG