Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Ekim-2021 tarihinde başlatılan "Kütüphanesiz Okul Kalmayacak Projesi” başlatıldı. MEB Mahmut Özer, proje kapsamında, iki ay gibi kısa bir sürede gerekli tüm kaynağın okullara aktarıldığını, kütüphanesi olmayan okullarda yeni kütüphaneler inşa edilirken mevcut kütüphanelerin de zenginleştirildiğini ifade etti. Bakan Özer, 16 bin 361 yeni kütüphane yapıldığını ve 57 bin 108 okulda kütüphanesi olmayan okulun kalmadığını vurguladı.
Bu projeyi, çocuklarımızın geleceği ve kitap okuma alışkanlığının küçük yaşlardan itibaren edinilmesi anlamında çok önemli ve anlamlı buluyoruz.
Ancak proje kapsamında hiç sözü edilmeyen konu, bu kütüphanelerde hangi görevlilerin çalıştırılacağına, kütüphanelerin çalışma usullerine ilişkin nasıl bir yöntem izleneceğine dair herhangi bir ayrıntının olmaması!
Kağıt üzerinde tabi ki, “Millî Eğitim Bakanlığı Okul Kütüphaneleri Yönetmeliği” var ancak bu yönetmeliğin 7.maddesinde düzenlenen “Kitap sayısı 3000’i aşan okul kütüphanelerine bir kütüphaneci atanır. Kütüphanecinin atanamadığı durumlarda Yönetimce kütüphanecilik kursu almış her öğretmen yoksa öğretmenler kurulunca belirlenecek bir öğretmen görevlendirilir. Öğretmene yardımcı olmak üzere okul müdürlüğünce bir memur görevlendirilir. Öğretmen ve memurun, Bakanlıkça düzenlenecek programa göre kütüphanecilik ile ilgili hizmet içi eğitim kursuna katılmaları sağlanır.” hükmü, ya okul müdürlüklerince bilinmemekte, ya da kütüphane ve kitap konusunun çok önemsenmemesi nedeniyle hayata geçirilmemektedir.
Yine, MEB tarafından 57 bin 108 okulun olduğu, fakat bu okulların kaç tanesinde kütüphanecilik eğitimi almış bir görevlinin olduğu bilgisi verilmemiştir. Resmi bilgi olmadığı için de bu konuda biz, bütün okullarda kütüphane görevlisinin olmadığından hareketle izlenmesi gereken bir yol haritası önermek istiyoruz. Bu yol haritası da aslında yönetmeliğe uygun bir yöntem. Şöyle ki;
Yönetmeliğin 7.maddesinde, okul kütüphanelerinde kütüphanecilerin atanamadığı durumlarda konu ile ilgili kurs almış bir öğretmenin, o da yoksa öğretmenler kurulunca görevlendirilen bir öğretmenin okul kütüphanelerini işler hale getirmesi hüküm altına alınıyor. Bu aşama geçildikten ve bu konuda öğretmen görevlendirildikten sonra, o öğretmenin, ilk ve orta öğretim okullarının hangi sınıfında olursa olsun kitapsever, gönüllü öğrencilerden oluşan bir ekip oluşturması ve bu ekipteki öğrencileri dönüşümlü bir şekilde kütüphanede görevlendirerek, kütüphaneleri en azından teneffüs saatlerinde açık tutacak şekilde bir organizasyon yapması gereklidir.
Geçmişte BT sınıflarında herhangi bir görevli olmadığı, okulda bilişim teknolojileri öğretmeni de olmadığı durumlarda bu sınıfların kullanıma açılmadığı ya da yeterince etkin kullanılmadığı durumlar çokça yaşanmıştır. Bu durumun üstüne başka nedenler de eklenince, BT sınıfları, yapılan onca masrafa ve emeğe rağmen tarihe karışmıştır.
Bugün, okul kütüphaneleri açısında yolun başındayız. MEB tarafından hayata geçirilen “Kütüphanesiz Okul Kalmayacak Projesi”nin başarılı olması ve akamete uğramaması için en önemli adımın, okullara, kütüphane görevlisinin atanmasıdır. Ancak bu kadar sayıda atamanın bugünkü Türkiye koşullarında mümkün olmadığı gerçeğinden de hareketle, projenin eksik kalan bu ayağının, okul müdürlükleri tarafından, önerdiğimiz şekilde hayata geçirilmesi gereklidir.