Okul çağında çocuğu olmayan, eğitimi öncelikli görmeyen ve çocuklarını özel okullara gönderen üst gelir grubuna mensup ailelerin dışında kalan büyük çoğunluk, Temmuz ayı başından bu yana gerek ‘İsim yapmış okullar’a, gerek ‘İsim yapmış öğretmenler’e, gerekse çeşitli açılardan ‘Homojenleştirilmiş’ sınıflara çocuklarının kaydını yaptırabilmek için canhıraş bir çaba ve telaş içine girmiş durumda!
Aslında mevzuata bakıldığında böylesi bir çaba ve telaşa gerek yok!
İlkokul ve ortaokullara kayıt, Millî Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin “Kayıt zamanı ve kayıt yaşı” başlıklı 11.maddesinde “Okul öncesi eğitim ve ilköğretim kurumlarında yeni kayıtlar, temmuz ayının ilk iş gününde başlar. Kayıt işlemi, 25/4/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu hükümlerince oluşturulan ulusal adres veri tabanındaki yerleşim yeri adres bilgileri esas alınarak, e-Okul sistemi üzerinden yapılır. Kayıt işlemleri sırasında veliden herhangi bir belge talep edilmez.” şeklinde düzenlenmiştir.
Bu düzenleme anaokullarını, ilkokulları, ilkokulların ana sınıflarını, ortaokulları ve imam-hatip ortaokullarını kapsayan bir düzenlemedir.
Instagram sayfamızı takip etmek için tıklayınız
Mevzuat bu şekilde olmasına rağmen uygulamada okul öncesi kurumlar aylık aidat ve bağış, ilkokullar, ortaokullar ve imam-hatip ortaokulları ise velilerden, bağış adı altında ‘kayıt parası’ talep etmektedir.
Konunun daha da vahim olan yanı, okul öncesi ve ilköğretim okullarında yapılan bağış miktarına göre sınıflar oluşturulmakta, bağış verebilen velilerin çocukları, olanakları daha fazla olan (Klima, akıllı tahta vb.) belirli sınıflarda toplanırken, bağış veremeyen velilerin çocukları bu sınıflardan mahrum kalmaktadır. Üstelik bu sınıflar oluşturulurken sınıf mevcudu, cinsiyet, özel eğitime ihtiyacı olan çocukların ve yabancı uyruklu çocukların sınıflara eşit dağıtılması gibi eşit olması gereken nitelikler göz ardı edilmektedir.
Bu durum mevzuata aykırı olduğu gibi Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 4.maddesinde yer alan “Türk Milli Eğitiminin Temel İlkeleri”nden “Genellik ve eşitlik” ilkesine de aykırıdır! İlgili maddede “Eğitim kurumları dil, ırk, cinsiyet, engellilik ve din ayırımı gözetilmeksizin herkese açıktır. Eğitimde hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.” hükmü yer almakta, fakat bu okullara kayıtlar yapılırken üst gelir grubuna mensup ailelerin çocuklarına imtiyaz tanınmakta, sosyoekonomik açıdan dezavantajlı olan kesimlerin çocukları göz ardı edilmektedir.
Bir başka olumsuz durum da, ortaokullara ve imam-hatip ortaokullarına kayıt yapılırken tamamen ulusal adres veri tabanındaki yerleşim yeri adres bilgileri esas alınarak, e-Okul sistemi üzerinden kayıt yapılması gerekirken, bu hüküm bir yana bırakılıp, çocuğun ilkokul karne notu ortalaması ve velinin yaptığı bağış miktarı esas alınmakta, bu iki kıstasa göre sınıflar oluşturulmaktadır.
Bu mevzuat dışı durumlar Milli Eğitim Temel Kanunu’nun genellik ve eşitlik ilkesine aykırı olmasının yanında 7.maddede yer alan “Eğitim hakkı” ve 8.maddede yer alan “Fırsat ve imkân eşitliği” ilkelerine de aykırıdır!