Yıllardan beri bekleniyordu “Öğretmenlik Meslek Kanunu” hem de büyük bir umutla bekleniyordu. Zira öğretmenlerimizin haklarını güvence altına alacak, mali-sosyal vb. haklarını koruyup geliştirecek ve aynı zamanda mesleğe itibar kazandıracak birtakım nitelikler kanunda olacaktı. Ancak gelin görün ki kamuoyuna ilan edilen 12 maddelik bir kanun teklifi oldu. Hem de büyük bir hayal kırıklığı yaratan teklif… Zira içerisinde ne haklardan bahsediliyor ne de yıllardan beri süregelen sorunlara bir çözüm bulunabilmiş… Bu amaçla en sonda söyleyeceğimi en başta söylemek istiyorum. Öğretmenlerimize değer veren bir meslek kanunun yeniden hazırlanması ve daha sağlıklı bir şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulması gerekirdi. Haykırdık lakin sesimizi duyan olmadı. Zira bunun bu şekliyle kabulü kesinlikle yanlıştır, hatalıdır ve en önemlisi öğretmenlerimize kıymet vermemektir. Ama eminim ki buna onay verenler en yakın zamanda bu kanunu düzeltmek için işe koyulacak hatta bunun için sözler vereceklerdir. Peki ama neden şimdi dinleyip yapılmıyor söz konusu eksiklikler? Meclis Genel Kurulu’ndaki oylamada bu kanuna evet diyenler bunu savunanlar elini vicdanına koyup tekrar bir değerlendirme yapmalıdır. Zira Öğretmenlerimize saygı gösterilmek isteniyorsa o halde sayın vekillerden ricamız eğitim sendikalarını ziyaret edip eğitimcilere söz konusu bu kanun teklifi hakkındaki düşüncelerini sorsunlar.
Öğretmenlerimizin görüşü alınmadan hazırlanan bu kanun teklifi kesinlikle sağlıklı olmaktan uzaktır. Ne öğretmenlerimizin ne eğitim sendikalarının ne de konunun paydaşı kurumların görüşü alınmadan alelacele hazırlanan bir kanun teklifini “Öğretmenlik Meslek Kanunu” olarak kabul edebilmek mümkün değildir. Zira 12 maddelik sığ bir içeriğe sahip teklifin neresinde öğretmenlerimizin mali, sosyal ve diğer haklarına yer verilmiştir, görebilmek mümkün değildir. Teklifi hazırlayanlar tarafından belli ki konu oldukça acemice ele alınmış ve konu 3600 ek gösterge ile uzman/başöğretmenlik yani kariyer basamaklarına indirgenmiştir. Bu da belli şartlara bağlanarak… Öncelikle ifade etmek gerekir ki gelecek nesillerimizi inşa etmekte olan tüm öğretmenlerimize şartsız şurtsuz gerekli mali, sosyal vb. hakları tanınmalı ve iyileştirilmelidir. Bu konuda ortaya atılan ya da meclise getirilen şartlı hükümleri de hiçbir sendikanın kabul etmemesi gerekmektedir.
Yıllardan beri beklenen Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun bu şekilde olması üzücü ve düşündürücüdür. Üstelik T.B.M.M.’den geçmesi de ayrıca düşündürücü ve kaygı vericidir. Zira öğretmenlerimizin hiçbir sorunun çözümünün sunulamadığı bir kanun teklifinin oldubittiye getirilmesi kabul edilmemelidir. Örneğin söz konusu teklifte:
Sözleşmeli öğretmenlik tamamen kaldırılmış mıdır?
Aile birliği korunmakta mıdır?
Öğretmenlerimizin zorunlu hizmetini teşvik edecek bir husus var mıdır?
Öğretmenlerimizin öğrenim özrünü düzenleyen ve bu konudaki mağduriyeti gideren bir düzenleme mevcut mudur?
Öğretmenlerimizin hangi hakları iyileştirilmiş ya da öğretmenlerimize söz konusu kanun teklifiyle hangi haklar ve yetkiler tanınmıştır?
Adaletsizliğe yol açan mülakat kaldırılmış mıdır?
Öğretmenlerimizi şiddete karşı koruyacak hangi önlemler alınmıştır?
Atama ve yer değiştirmede yaşanan hangi soruna çözüm sunulmuştur?
Ücretli Öğretmenlikle ilgili ne yapılmıştır?
Özel Öğretim Kurumlarında çalışan öğretmenlerimizin hangi sorunu çözülmüştür?
Bu ve benzeri birçok sorun sıralanabilir. Ancak merak ettiğimiz hangi hususların cevap bulduğudur.
Daha öncede ifade ettiğim üzere bir kez daha söylemek de fayda görüyorum. “Öğretmen Öğretmendir” bunun başına sonuna ilave kelimeler getirmeyiniz. Ücretli Öğretmen, Sözleşmeli Öğretmen, Uzman Öğretmen vb. gibi statüler öğretmenler odasındaki çalışma barışını bozacak diye daha öncede uyardık ve uyarmaya devam ediyoruz. Bölmeyin, parçalamayın. Çalışma barışını zedelemeyin. Öğretmenlerimizin özlük, mali, sosyal vb. haklarını geliştirecek ve mevcut sorunlarına çözümler getirecek bir kanun düzenlenmesi getirin yeterli dedik. Onu da yapmadınız. Bari eksiklerinizi tamamlamak için ayırt ekmeksizin tüm eğitim sendikalarıyla görüşünde bu eksiklerinizi tamamlayın. Aksi halde öğretmenler odasını bölmüş, çalışma barışını bozmuş olacak ve eğitimin kalitesine büyük sekte vurmuş olacaksınız. Demedi demeyin.