Bir düşünelim, 1milyon 200 Bin civarı öğretmenleriz. 1 Milyon 200 Bin öğretmen aynı anda sek sek oynasak, ayak sesimizi tüm Türkiye duymaz mı?
Öğretmenlik Meslek Kanunu meclise geldi gelecek, günlerdir bu haberleri takip ediyoruz hepimiz…
Öğretmenlik mesleğinin imajı ve öğretmen haklarının iyileştirilip güvence altına alınması için önemli bir dönüm noktasındayız kısacası...
Öğretmenler ve eğitim sendikaları olarak bulunduğumuz an itibarı ile bu süreci doğru ve etkili yönetmek gibi bir misyona sahibiz.
Öğretmenler olarak da sayımız ve etki alanımız olarak bu birikime ve güce sahibiz. Yeter ki birlik olalım, branş ayırmaksızın, sendika ayırmaksızın…Sen, ben demeden BİZ ÖĞRETMENLER olmalıyız…
Yeni çıkarılacak Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili içerikler sürekli basına yansıyor, sendikaların açıklamaları, talepleri malum hepimizin bilgisinde…
Ancak tüm öğretmenler çıkarılacak olan Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili endişeler yaşıyor, çıkarılacak olan kanunun yeni mağduriyetler yaşanması konusunda…
Çıkarılacak Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarruf Tedbirleri öne sürülerek sadece öğretmene yönelik şiddete ilişkin artırımlı cezalar ya da öğretmenlere yeni yaptırımlar ve cezalardan ibaret bir ÖMK olarak karşımıza çıkabilir.
Basına yansıyan detaylar bunu işaret ediyor.
Bizler öğretmenler olarak, mesleğimizin hak ve sorumluluklarını düzenleyen ÖMK için, üzerimize düşen duyarlılığı göstermeliyiz.
Hem hal hazırda görevde olan tüm öğretmenler için hem de gelecekte bizlerin yerine irfan ordusunun mensubu olacak meslektaşlarımızın için, öğretmenlik mesleğinin itibarına ve haklarına sahip çıkmalıyız, mesleğimize karşı duyarlı olmalıyız.
Öğretmenlik mesleğinin itibarına ve haklarına sahip çıkmak her öğretmenin sorumluluğudur çünkü.
Bu sorumluluğumuzu yerine getirmek adına öncelikle üyesi olduğumuz sendikalarımıza telkinde bulunarak örgütlü mücadelemizi harekete geçirebiliriz.
Öğretmen hak ve itibarının güvence altına alınmadığı, öğretmenlere mağduriyet yaratacak bir Öğretmenlik Meslek Kanunu ile karşılaşma ihtimaline karşı temkinli olmalıyız.
Sözgelimi basına yansıyan haberler arasında geçen, aday öğretmene 23 Bin TL maaş öngörülmesi…
Eğitim Fakültesi’ni başarıyla tamamlamış, KPPSS’de başarı sağlamış bir öğretmene tekrar 550 saat eğitim şartı koymak, mesleğin ilk yılında 23 Bin TL gibi maaşla Asgari Ücretli muamelesine tabi tutmak, Öğretmenlik Meslek Kanunu’na yakışmamaktadır.
Ayrıca öğretmenleri veli ve öğrenci nezdinde hedef haline getirecek, öğretmene yönelik ceza ve yaptırımlar da Öğretmenlik Meslek Kanunu’na yakışmamaktadır.
Ve yeni çıkarılacak Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda olmazsa olmazlar;
Kariyer Basamakları sınav mevzusu, hizmet süresi...
Kariyer Basamakları sınav şartı kaldırılmalı.
5 Yıllık Öğretmen Uzman, 8 Yıllık ise Başöğretmen Tazminatından faydalandırılmalı.
2005’ten beri Kariyer Tazminatı mağduriyeti yaşayan şu an 20 yılın üzerinde hizmeti bulunan tüm öğretmenler Başöğretmen Tazminatından faydalandırılmalı.
Kariyer Basamakları Tazminatı Emeklilikte de devam etmeli.
Öğretmen emekli maaşı ve emekli ikramiyesi tutarında artırım sağlayıcı düzenlemelere gidilmesi.
Ve ayrıca, gündemi hep meşgul eden, çözüm bekleyen bir yığın konular ve sorunlar listesi…
Mesela, öğretmen ve yönetici atamalarında mülakat ...
Adaylıktan başlayarak emekliliğe kadar geçirilen hizmet ve emekli halinde iyileştirilmiş ekonomik ve sosyal haklar…
Ek ders, DYK, İYEP ve benzer tüm kursların ders ücreti…
Rotasyon Uygulaması yeni mağduriyetlere ve sorunlara yol açmamalı.
Yıpranma payı hakkı…
Öğretmene yönelik şiddet…
Öğretmenlerin etki ve yetkilerini artıran düzenlemeler…
Öğretmenin branşı alanında yaptığı yüksek lisans ve doktora eğitimlerinin dikkate alınması…
Özel okullarda çalışan emeği sömürülen, özel okul öğretmenlerinin Taban Maaş beklentisi…
Ve dahası, yıllardır MEB’in sümen altında beklettiği sorunlar, bunları yazmakla da bitmez zaten…
İşte yıllardır sümen altında bekleyen bu sorunların çözümü için; Öğretmenlik Meslek Kanunu Meclis’ten geçmeden tüm sendikalar iş birliği içinde ortak eylem planı geliştirmeli.
Öğretmenlik Meslek Kanunu Meclis’ten onaylandıktan sonra gösterilecek tepkiler, itirazlar boşa kürek çekmek olacaktır.
Sendikaların attığı tweetler, açtığı davalar sendikal etkinlikten öteye gitmeyecektir.
Öğretmenlik mesleğinin hakkını, itibarını korumak, imajını iyileştirmek ve mesleğimize sahip çıkmak için geç kalmış olacağız.
Geç kalmayalım, hakkımıza ve itibarımıza sahip çıkma zamanı!