Yıl sonu yaklaşırken eğitim camiası açısından bir yılın panoramasını çıkarmaya çalışacaklar. Eğitim dünyamızda 2023 yılı nasıl geçti, sorusu çeşitli biçimlerde yanıt bulacak. Belki de büyük başarılardan söz edecekler size. Büyük büyük seslerin arasında çok cılız kalacak “öğretmenin bir yılı nasıl geçti?” sorusunun cevabı.
Öğretmenin bir yılı nasıl geçsin ki… Her gün ders anlatırken bir süreliğine unuttuğu dertlerini, okul çıkışında yüklenerek geçti. Toplumsal saygınlık kaybıyla yaşadığı stresin büktüğü belini, öğrencilerinin karşısında doğrultup başını dimdik tutmakla geçti. Okullarda davranış sorunları çığ gibi büyürken, okulun gerginliğini evde çocuklarına yansıtmamak için direnmekle geçti… Ya da bütün günün stresi, ailesinden ayrı kaldığı yerlerde içine göme göme geçti!
Geleceğin mimarı denilerek toplum yapısı içinde en büyük sorumluluklardan biri verilen öğretmenlerin bir yılı, toplumu inşaa etmek için boğaz patlattığı sınıftan çıkarken sırtından vurularak geçti. Üstelik bu ‘sırtından vurulma’yı mecazi anlamda kullanmıyorum! Kanınızı donduracak hikayelerimiz var, görmek isterseniz biraz haber sayfalarını karıştırabilirsiniz.
Toplumda adeta infial yaratması gereken ve mesleğin itibarını yerle bir eden haberlere konu olurken yalnız bırakıldı öğretmen. Dahası bu yaşantılar içinde toplumsal ve yasal statüde bir güvence aradı. Öğretmenin bir yılı ses duymak için döndüğü kapıları açmaya çalışmakla da geçti!
İstemeden ve kimsenin kazandığında gözü olmadan, asgari ücretle ya da hizmetli maaşıyla aylığını karşılaştırmaya da itildi öğretmen. Dile getirme çabalarına, toplumsal bir öfkeyle karşılık verildi. 2023-2024 Eğitim-Öğretim yılının başında otoritelerin ‘toplumsal seferberlik’ çağrısı yanlış anlaşıldı da öğretmene cephe mi alındı nedir; bireyin ilk öğretmenlerinin ebeveynleri olduğunu unutan bir toplum karşısında, geleceğin mimarlarının ne dersi öğretemediği ne de 3 aylık(!) tatili kaldı…
Bir öğretmen bir sınıfa sabah davranışlarını düzenleyen ilacı almadan gelen, eveveynleri çalıştığı için hasta hasta okula gelen, duygusal karmaşa içinde dersi dinlemekte zorlanan, velisinin “notları düştü hocam, dikkat edin!” sözünün ardı sıra sınıfa giren, “lütfen sessiz olur musun?” uyarısına karşı öğretmenine “sus!” işaretiyle karşılık veren nice öğrencileri sığdırdı da siz bir öğretmenin aldığı sorumluluğun ağırlığını vicdanlarınıza sığdıramadınız!
Okul bahçelerinde öğrencilerine umutla kucak açan, sevgi timsali öğretmen görüntüleri toplumsal hafızalarımızdan silinecek bu gidişle! Bunca çürümüşlüğün, merhamet kaybının, şefkat yoksulluğunun içinde öğretmenin güleryüzünde yansıyan; her şeyden bir haber onlara sarılıp sevgi bekleyen öğrencilerin hatrıdır.
İçinize dert olur mu bilmem ama hayatlarınıza ders olsun!