Öğretmenlerin, etkili öğretim uygulamalarından; öğretimin açık ve anlaşılır olması konusundaki ölçütler şu şekilde sıralanabilir:
-Problemleri günlük hayatla ilişkilendirme,
-Öğretimin başında ulaşılması beklenen hedefleri belirleme,
-Yeni konuyu önceki öğrenmelerle ilişkilendirme,
-Öğrencilerin, neleri öğrenmesi gerektiğini açıkça belirtme.
Bu konuda, TALIS 2018’e katılan öğretmenlere, öğretimin açık ve anlaşılır olmasına yönelik uygulamaları ne sıklıkta kullandıkları sorulmuştur. Konu ile ilgili tablo aşağıdadır;
Sınıf yönetimi uygulamaları | Türkiye (%) | OECD (%) |
Problemleri günlük hayatla ilişkilendirme | 86,6 | 73,7 |
Öğretimin başında ulaşılması beklenen hedefleri belirleme | 93,3 | 80,5 |
Yeni konuyu önceki öğrenmelerle ilişkilendirme | 93,2 | 83,9 |
Öğrencilerin, neleri öğrenmesi gerektiğini açıkça belirtme | 91,7 | 89,9 |
Buna tabloya göre, OECD ortalamasında öğretmenlerin %70’inden fazlası öğretimin açık ve anlaşılır olmasına yönelik uygulamaları sık sık veya her zaman kullandığını ifade etmiştir. Türkiye’de bu uygulamaları sık sık veya her zaman kullandığını belirten öğretmen oranları OECD ortalamasından fazladır.
Problemleri günlük hayatla ilişkilendirme konusunda Türkiye’de oran 86,6 iken, OECD ülkelerinde oran 73,7’dir.
Öğretimin başında ulaşılması beklenen hedefleri belirleme konusunda Türkiye’de oran93,3 iken, OECD ülkelerinde oran 80,5’tir.
OECD ortalamasında sık sık veya her zaman öğrencilerin neleri öğrenmesi gerektiğini açıkça belirten öğretmen oranı %89,9’dur.Türkiye’de ise bu oran %91,7’dir.
Yeni konuyu önceki öğrenmelerle ilişkilendirdiğini belirten öğretmen oranı Türkiye’de %93,2 olup, %83,9 olan OECD ortalamasından yüksektir.
Sonuç olarak, Türkiye’deki öğretmenler, öğretimin açık ve anlaşılır olması konusundaki ölçütler açısından, OECD ülkelerindeki meslektaşlarına göre, sevindirici bir şekilde, daha iyi durumdadır.
Kaynaklar: TALIS 2018 Sonuçları ve Türkiye Üzerine Değerlendirmeler-TEDMEM