Milli Eğitim Bakanlığı, üç gün önce 2018 yılı idare faaliyet raporunu kamuoyuyla paylaştı. MEB, personelinin eğitim düzeyine göre dağılımını sayılarıyla birlikte oransal olarakta açıkladı. 1.000.090 personel içerisinde en çok yüzdeye sahip olunan eğitim düzeyinin % 81.74 ile lisans düzeyi olduğu görüldü. Yüksek lisans eğitim düzeyi ise % 8.93, doktora eğitim düzeyi ise % 0.14 olduğu görüldü.
Lisansüstü öğrenim, öğrenim sürecinin bir parçası olarak her daim önem arz eder olmuştur. Bilhassa gelişmiş ülkeler için daha fazla önem teşkil eden bir öğrenim basamağıdır, lisansüstü öğrenim...
Öğretmenlerin Lisansüstü Eğitim Süre Sınırı Yeniden Gözden Geçirilmeli
Bir öğretmeninin alanı ile ilgili ya da eğitimle ilgili bir alanda ihtisas yapması sorun teşkil etmemelidir. “Eğitimcinin, Öğrenim Özrü” Hakkı kabul edilmeyerek bilhassa da YÖK’ün aldığı karara bağlı olarak 20 Nisan 2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak kesinleşen Lisansüstü Eğitim Süre Sınırı ile Lisansüstü Eğitim yapmak ya da Akademisyen olmak isteyen birçok öğretmen ne yazık ki büyük bir sorunla karşı karşıya bırakılmıştır. Üstelik Anayasamızın 42. Maddesinde “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.” şeklinde bir ibare olmasına rağmen...
Öğrenim Özrü Verilmiyorsa Öğrenim İzni İçin Gereken Kolaylık Sağlanmalı
Peki eğitim-öğretim hakkından yoksun bırakılan eğitimcilerin suçu nedir? Akademik anlamda ilerleyerek kendini daha iyi yetiştirmek istemesi midir? Eylül 2016 itibarıyla YÖK’ün almış olduğu süre sınırlamasına ilişkin birçok kişi mağdur olmuştur. Şuan üniversitede kayıtlı olup da öğrenim özrü vermedikleri için eğitiminden yoksun kalan öğretmenlerimizin kariyeri tehlikededir. MEB, bu hakkın istismar edildiği için verilmediğini ifade etmektedir. Lakin istismarı engellemek için gerekli düzenlemeleri yapmak MEB’in görevidir. Bu işin çözümü Anayasal bir hakkı engellemek değil, öğretmenlerimizin bu hakkıyla ilgili istismarı önleyecek şekilde gerekli düzenlemeleri yapmak olmalıdır.
Her Yerde Üniversite Var Lakin...
Konuya ilişkin olarak her şehirde üniversite bulunduğunu ve eğitimcilerin görev yaptıkları yerdeki üniversitede öğrenim yapmalarını savunanlara ise şunu belirtmeyi zaruri görüyorum. Unutulmamalıdır ki, her bölüm/program her üniversitede yoktur. Ayrıca öğretmenimizin alanı ile ilgili bulunduğu şehirdeki üniversitenin lisansüstü programı bazen bulunmamakta, bazen de bulunsa dahi başvurulardan sonra MÜLAKAT denen “Adaletsiz, haksız ve eşitliğe aykırı torpil dayatması sistemin” kurbanı olarak mülakatta elenebilmektedir. Bütün bu savunmalar anayasal hakkın engellenmesini haklı kılmaya yetmemektedir.
Öğrenim İzni Müdürlerin İnsiyatifine Bırakılamaz, Bırakılmamalıdır
Ama herşeye rağmen öğrenim gördüğü üniversite, çalıştığı kuruma yakın mesafede olan öğretmenlerimiz ise Milli Eğitim Bakanlığı Personeli İzin Yönetmeliği’nin “Öğrenim İzni” kısmındaki ifadelerin açık uçlu olmasının yarattığı birçok mağduriyete rağmen bu öğrenimlerini sürdürmeye çalışmakta lakin birçok mağduriyet yaşamaktadırlar. Bu mağduriyetlerin daha fazla yaşanmaması için acilen yeni bir düzenleme ile bu iznin tanzim edilmesi zaruri bir ihtiyaç haline gelmiş bulunmaktadır. Şöyle ki;
MADDE 18- (1) Memurun kullanacağı diğer izinlere ilişkin uyulacak hususlar şunlardır:
b) Memurlardan Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsüne devam edenlere, eğitimleri süresince aylıklı izin verilir. (Mülga ibare: 05/04/2013-485808 Bakan Onayı).
d) (Ek: 05/04/2013-485808 Bakan Onayı) Memurlardan lisansüstü öğrenime devam edenlere, görevlerini aksatmamak şartıyla izin verilmesi hususunda gerekli kolaylık sağlanır. Öğretmenlerin ders programları, lisansüstü öğrenimlerine devam edebilmelerine imkan verecek şekilde düzenlenir.
Göreve gelen Milli Eğitim Bakanlarımız lisansüstü eğitimi desteklediklerini belirtseler bile, çalıştıkları il dışında lisansüstü öğrenim gören öğretmenlerimiz için yönetmelikte gerekli maddelerin yer almaması sebebiyle lisanüstü öğrenim gören öğretmenlerimiz zor durumda kalmaktadır ve bu konuda birçok mağduriyet yaşanmış ve yaşanmaya da devam etmektedir.
Lisansüstü öğrenim yapan öğretmenlerimiz yüksek lisans ya da doktora derslerine gidebilmek için okul idaresinden izin alırken sorun yaşamakta ve keyfi uygulamalarla mağdur olabilmektedir. Anayasal bir hak olan Öğrenim Özrü konusunda Öğretmenlerimiz daha fazla mağdur edilmemelidir. Yol mesafesi de dahil edilerek gerekli kolaylık sağlanmalıdır. Sınıf Öğretmenleri başta olmak üzere tüm öğretmenlerimiz ve personelimiz adına gerekli kolaylığın sağlanması elzemdir.
Çözüm bu hakkı zorlaştırmak değil, bu duruma gerçekçi anlamda çözüm odaklı yaklaşılmasıdır. Öğretmenlerimiz de diğer vatandaşlar gibi anayasal haklarını kullanabilmelidir. Kanayan bir yara durumunda olan “Öğrenim Özrü ve İzni” ile ilgili gerekli düzenlemelerin biran evvel yapılması temennisiyle saygılarımı sunarım.