2023-2024 Eğitim Öğretim Yılının başlamasıyla 24 Eylül-28 Eylül tarihleri arasında, bir haftalık iş gününde, Türkiye’nin farklı illerinde öğretmene şiddet olayları basına düştü. Malumdur ki bunlar sadece basına düşenler…
Eskişehir’de Dr. Safa Halaç Özel Eğitim İlkokulu'nda bugün saat 11 civarında 4 öğretmene bıçaklı saldırıda bulunuldu.
Ordu’nun Fatsa İlçesinde, bir kadın öğretmene “Sen bir gelsene buraya”, “ Sen benim kim olduğumu biliyor musun? Ben Gençlik Merkezi müdürüyüm. ”Terbiyesiz seni” diyerek hakaret edip psikolojik şiddette bulunuldu.
Şanlıurfa’nın Eyyubiye ilçesi Şehit Mustafa Apaklı İlkokulu Müdürü Abdülkadir Kaban görevi başında servis şoförlerinin saldırısına uğrayıp darp edildi.
Kayseri Melikgazi ilçesi İldem Borsa İstanbul Ortaokulu’nda öğretmene öğrenci yakını tarafından saldırı girişiminde bulunuldu.
Ne yazık ki öğretmenler, aynı gün içinde farklı illerimizde görev yaptıkları okullarında peş peşe saldırıya uğradılar ve şiddet maruz kaldılar.
Ancak Milli Eğitim Bakanlığı’mızdan ne olayı kınayan ne de öğretmenin yanında olduğunu belirten bir açıklama oldu.
Her zamanki gibi öğretmenler şiddet karşısında yalnız bırakıldı.
Görüyoruz ki öğretmenlerle ilgili her konuda hüküm verenler, öğretmenlere öğretmenliği öğretmeye kalkanlar, öğretmenin kılık kıyafetini gündeme taşıyanlar öğretmenlerimiz şiddete maruz kaldığında sessizliğe bürünerek, gündeme getirmemekte itina gösteriyorlar.
Öğretmenler daha ne kadar şiddete maruz kalacak, görevleri başındayken daha ne kadar darp edilecek, hakarete uğrayacak, öğrencilerinin önünde küçük düşürülecek?
Öğretmenler daha ne kadar kendini bilmezlerin önüne atılacak, hedef haline getirilecek, itibarsızlaştırılacak, yalnızlaştırılacak?
Öğretmenler hakkında daha ne kadar ağzı olan herkes konuşacak, hüküm verecek?
Geçtiğimiz yıl, Milli Eğitim Eski Bakanı Mahmut Özer’in "Öğretmenlerimiz ne kadar yeterli, ölçmemiz gerekiyor" sözleriyle öğretmenler toplum önüne atıldı ve öğretmenlerin yeterlilikleri sorgulandı, öğretmenler itibar kaybı yaşadı, değersizleştirildi.
Günümüzde ise öğretmenler kılık kıyafetiyle yeni bir tartışmanın ortasına bırakıldı, öğretmenin ne giyeceği nasıl giyeceği ülkemizin en önemli meselesi haline getirildi.
Öğretmenlerin kronikleşmiş yığınla sorunu varken; öğretmenlere önlük giydirme çalışmaları başlatılarak deyim yerindeyse, öğretmenlerin boyunun ölçüsü alındı.
MEB artık tüm öğretmenlerinin bedenin ölçüsünü biliyor.
Sayın MEB’e soralım, beden ölçümüz kadar acaba öğretmenlerinin sorunlarını da biliyor mu?
Öğretmenlerin ekonomik ve sosyal sorunları bir kenara, öğretmenlerin peşpeşe maruz kaldığı saldırı, şiddet, mobbing, hakaret, tehdit gibi can güvenliğini tehdit eden sorunlarını biliyor mu?
Yalnızlaştırılan, itibarsızlaştırılan öğretmen kendini şiddetten nasıl koruyacak?
Öğretmenlere müjde olarak çıkarılan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda öğretmene şiddeti önleyici maddelere neden yer verilmedi?
Öğretmene şiddet uygulayanlar neden ağır şekilde cezalandırılmıyor?
Kanunda eksiklikler varsa, neden gerekli düzenlemeler yapılmıyor?
Ne var ki öğretmenler bu konularda düzenleme beklerken, öğretmenlere önlük giydirme çalışmaları başlatıldı.
Yetkililere sormak istiyorum, öğretmenler önlük giyince eğitimin ve öğretmenlerin yaşadığı tüm sorunlar çözülecek mi?
Öğretmenlere beden ölçülerine göre sihirli birer önlük mü gönderilecek?
Bu sihirli önlük, öğretmenleri şiddetten koruyacak bir kalkan özelliği mi taşıyacak?
Bu sihirli önlük, öğretmenlerin alınan itibarını geri mi verecek?
Bu sihirli önlüğün cebinde bereket mi fışkıracak, öğretmenlerin geçim derdi son mu bulacak?
Bu sihirli önlükle eğitimin ve öğretmenlerin sorunlarını örtebilir miyiz?
Önlükte bir keramet olmayacağını hepimiz biliyoruz.
Öğretmenler olarak kerameti Milli Eğitim Bakanlığı’mızdan bekliyoruz…
Öğretmenlere şiddetin son bulması için, öğretmene şiddetin cezasız kalmamasını, gerekli adımların atılmasını, caydırıcı kanuni düzenlemelerin hayata geçirilmesini, öğretmene itibarı iade yapılmasını bekliyoruz!
Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun öğretmenlik mesleğini tüm yönleri ile ele alacak, öğretmenin tüm sorunlarına çözüm üretecek ve öğretmenlik mesleğini değerli kılacak şekilde yeniden düzenlenmesini istiyoruz!
MEB’in 24 Kasım Öğretmenler Günü hediyesi ÖNLÜK değil; öznesi öğretmen olan öğretmenleri mutlu edecek, Öğretmenlik Meslek Kanunu olsun!