MEB “Gelecek İçin” Kodlama Eğitimini Tüm Kademelere, Bilişim Öğretmenlerini Her Sınıfın Başına Getirmeli

Bilişim çağında olduğumuzu birçok yazımda dile getirdim yine vurgulayarak söyleyeceğim çünkü zamanımızdaki devletlerin güç unsurlarına baktığımızda güçlülüklerinin bilgi ve teknoloji ile ortaya çıktığına şahit oluyoruz. Ülkelerin gücü somut olarak “askeri güç” şeklinde görünse dahi aslında askeri teknolojik araç ve gereçleri kendisi üretebilen ülkelerin güçlülüğünden bahsedebiliriz. Bu yüzden askeri güçleri bile kendi başlarına ürettikleri teknolojik üst seviyedeki silahların varlığı ile ortaya çıkmaktadır. Ülkeler her türlü kendi askeri ekipmanlarını ancak ve ancak bilişim gücüne sahip beyinler ile üretebilir Teknolojik araç ve gereçlerin var oluşsal süreci ise kodlama ile ortaya çıkmaktadır. Yani bir toplumun teknoloji üretkenliği yani kodlama yapma yetenekleriyle beraber ne kadar teknolojik üretim yeteneğine sahipse o kadar güçlü, o kadar geleceğe sağlam adımlarla ilerliyor demektir. Başka ülkelerin hazır üretimi yerine kendi kod yazılımları ile üreten konumundaki ülkelerin bu süreçte öne çıktığını görmekteyiz. O yüzden şimdi ve gelecekte daha güçlü bir Türkiye için kodlama yapabilen nesiller yetişmesi bir hava kadar bir su kadar ülkemizin ihtiyacıdır. Nesillerin yetiştirilmesi ise eğitimden geçtiğine göre kodlama eğitiminin daha en küçük yaştan itibaren her kademeye yani ilkokuldan üniversiteye kadar her kademeye getirilmelidir.

Kodlamadan bahsediyorum ama kodlamanın ne olduğunu da açmakta fayda var. Bilgisayarda yazılım ve uygulama üretmek için yapılan işleme kodlama denir. Bu işlem çeşitli programlama dileri vasıtasıyla gerçekleştirilir. Evde, okulda, işte, caddede ve sokakta karşılaşan tüm teknolojinin arkasında kodlama vardır.

Peki ama kodlama yapan nesiller için kodlama eğitimin verilmesi adına eğitimdeki kodlama eğitimine de vurgu yapmak istiyorum. Artık araç ve gereçlerin neredeyse tamamı dijital teknolojik araç ve gereçler olmaya başladı. Dolayısıyla tüm dijital teknolojilerin programlanabilir oldukları düşünüldüğünde ülkenin kalkınması için kodlamanın, dolayısıyla yetişmiş insan gücü için kodlama eğitimin ne derece önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. Demem odur ki kodlama eğitimi artık bir ihtiyaçtan daha çok bir zorunluluk haline gelmiştir. Ayrıca uzmanlara göre küçük yaşlarda kodlama eğitimi almak çocukların bilişimsel, algoritmik, yaratıcı, planlı düşünme becerilerini geliştirir. Bu dersi alan çocuklar neden-sonuç ilişkisi kurabilir, analiz sentez yapabilir ve sorun çözme yetisi kazanır. İlaveten kodlama becerisi çocuklara etraflarını saran bilgisayarlı makinelerle ve büyük veri yığınları ile iletişime geçmeleri, onlara ne yapmaları gerektiğini emredebilmeleri ve onlardan gelen sinyalleri anlayabilmelerini sağlayarak yeni bir ‘dil’ becerisi kazandırır.

Her ne kadar Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kodlama dersinin müfredata eklenmesi adına bazı çalışmalar yapılmış olsa da ne yazık ki bu çalışmalar henüz meyvesini vermiş değil. Kodlama dersiyle alakalı çalışmalar bir an önce sona ermeli ve bu ders müfredata eklenmelidir.Kodlama eğitimsiz bir müfredat hep eksik kalıyor.Neden mi eksik kalıyor bir örnekle açıklayayım neden eksik kaldığını; Haberlerde, İngiltere’de 11-12 yaşlarında bir çocuğun yazılım geliştirmesini şaşkınlıkla takip ettiğimiz oldu. Aslında pek de şaşırılacak bir durum değil çünkü İngiltere’de KODLAMA dersi ilkokul düzeyinden itibaren zorunlu olarak öğretilir. Bu sayede potansiyeli olan çocukların yeteneklerini ortaya çıkarması için ortam hazırlanmış olur. Yani bir çocuğun küçük yaşta bir kod yazması veya yazılım geliştirmesi daha önceden bilişim ve kodlama dersleri ile beraber verilmiş eğitim sayesinde gerçekleşir.

Gelişmiş sanayi ülkelerinde kodlama derslerinin müfredattaki durumunu incelediğimizde; Örneğin; ABD’de de kodlama eğitimi ilkokul, ortaokul ve liselerde veriliyor. ABD’de hükümet,sivil toplum kuruluşları, Microsoft ve Google gibi teknoloji ve yazılım şirketlerinin desteğiyle kodlama eğitimi konusunda birçok çalışma yapmaktadır. Bunlar arasında Mark Zuckerberg, Bill Gates gibi isimlerin de desteğiyle sürdürülen, 2013’te kurulan ‘code.org’ ön plana çıkıyor. Code.org ayrıca İlkokul, ortaokul ve liselerdeki bilgisayar bilimleri dersinde ‘kodlama saati’ olarak adlandırılan atölye eğitimlerinde yardımcı unsur olarak müfredatta da bulunuyor.Hatta, Ekim 2014’te 20 Avrupa Eğitim Bakanlığında yapılan bir araştırma, bilgisayar programlama ve kodlamanın 12 ülkedeki müfredatın bir parçası olduğunu, Bulgaristan, Kıbrıs, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Yunanistan, İrlanda, İtalya, Litvanya, Polonya, Portekiz ve İngiltere gibi ülkelerin uygulama yaptığını belirtmiştir.Aslında bu veriler ülkemizin kodlama eğitiminde geç bile kaldığını gösteriyor ne yazıkki.

8 Aralık 2016 tarihinde Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım 33. Bilişim Kurultayı’ndaki konuşmasında 2017 yılını “Bilişimde Gelişim Yılı” ilan ettiklerini belirtmiş olup ”Girişimci kültürünü, kod yazma alışkınlıklarını daha ilköğretim döneminde kazanan kuşaklar yetiştireceğiz” açıklamasında bulunmuştu.Bu sözden de anlayacağımız üzere devletimizde kodlama eğitimin önemin farkında ve kod yazma alışkanlıklarının ilköğretim döneminden itibaren kazandırılacağının ifade edilmesi de yapılan çalışmaları ortaya koyarak ülkemiz adına değerli buluyorum ama aradan geçen zamanda hala kod eğitimin bilişim öğretmenlerinin liderliğinde müfredata eklenmemesi ise beklentilerin ne zaman karşılayacağı konusunda akıllarda tereddütleri de beraberinde getiriyor.

  İşin özü, Bilişim alanında ülkemizin son zamanlarda yaptığı çalışmalar takdire şayan. Bu çalışmaların daha da ileriye gitmesi ve gelecekte bilişimle beraber bilimin merkezi olmamız için bilişimi hazır alan değil bilişimi üreten nesle ihtiyacımız var bizim. Bilişim sektöründe üreten nesil için ise KODLAMA derslerini hali hazırda Bilişim öğretmenlerimizin eşliğinde ilkokuldan itibaren çok hassas şekilde vermemiz gerekiyor. Kodlama dersinin ülkemizde de ilkokuldan itibaren zorunlu hale getirilmesi gelecekte bilim ve bilişimde önde olmamız için bir ihtiyaç haline gelmiştir. Tabi ki bu süreç bilişimi bilen öğretmenlerin eşliğinde ancak hayat bulabilir. Çünkü bilişimi sevmeyen veya anlamayan eğitimcilerin öğrencilere yeteri kadar bu hassas kodlama sürecini verebilmesi neredeyse imkânsız. Dolayısıyla, Türkiye’nin bilişim ve yazılıma, bunun temelini atacak uzmanlara ihtiyacı var. Bu yüzden KODLAMA Dersi 100 saatlik kurs alan farklı branştaki kişilerce değil alanında uzman 4 yıllık lisans mezunu Bilişim Teknolojileri Öğretmenlerin eşliğinde ilkokuldan itibaren öğrencilere verilmeye başlanması gerekir.

Teknoloji de ve bilişim alanında artık tüketen değil üretip dünyaya ihraç eden ve bu konuda markalaşmış ülkelerin en başında olmalıyız.Bu da KODLAMA derslerinden geçiyor demekle de abartmış olmam sanırım.Bu yüzden “MEB “Gelecek İçin” Kodlama Eğitimini Tüm Kademelere, Bilişim Öğretmenlerini Her Sınıfın Başına Getirmeli” diyorum.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamubiz.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazar Yazıları Haberleri