Osmanlı Devleti’nde kapitalist ilişkilerin oluşmaya başlamasıyla birlikte, bu altyapısal gelişmelere koşut olarak modernleşme çabaları da gündeme geldi. Bu anlamda 1839 Tanzimat Fermanı ve 1856 Islahat Fermanı ile birlikte eğitimde atılan adımların hem merkezileşmesi hem de hukuki bir metne dönüşmesi Maarif-i Umumiye Nizamnamesi ile olmuştur.
Maarif Nezareti bağımsız bir birim olarak kurulmadan önce eğitim işiyle doğrudan veya dolaylı olarak uğraşan ve ilgilenen birçok makam vardı; Bu makamlar;
-Padişah,
-Meşihat,
-Evkaf Nezareti,
-Gayr-i müslim cemaat teşkilatları; kiliseler, eksharklar, hahamhaneler,
-Yabancı ruhani heyetler ve yabancı hükümetler ve bunların kolları,
-Maarifle doğrudan alakalı kuruluşlar; nezaretler, meclisler,komisyonlar ve okullar.
Maarif Nizamnamesinin yürürlüğe girmesi ve Maarif Nezaretinin kurulmasında sonra Nizamname uyarınca, nezaret başlıca dört birimi içeriyordu. Bu birimler ve işlevleri şu şekilde açıklanabilir;
-Maarif-i Umumiye Nazırının Ofisi,
-Meclis-i Kebir-i Maarif; Daha önceki Meclis-i Maarifin devamı niteliğindeydi ve Daire-i İlmiyye ile Daire-i İdare olmak üzere iki daireden oluşmaktaydı. Meclis-i Kebir yılda iki kez toplanarak eğitim politikalarının tespitine damga vuruyordu.
Daire-i İlmiyyenin görevleri arasında ders kitaplarının tercümesi, Avrupa’daki üniversitelerle yazışmak, Türk dilinin geliştirilmesine çalışmak ve medrese hocalarının diploma almasını sağlayan sınavları yapmak.
Daire-i İdare, okulların idarelerinin denetiminden; müzeler, kütüphaneler ve matbaalardan, bu kurumların personelinden sorumluydu. Ayrıca Nezaretin, yönetmelik ve diğer mevzuatının hazırlanmasından sorumluydu.
-Tahrirat Kalemi; Nezaretin bütün yazışmalarından sorumlu birim olarak işlev görmüştür.
-Muhasebe Kalemi; Nezaretin mali işlerini düzenlemek ve sürdürmek işlevini görmüştür.
Maarif Nezareti, Temmuz 1879’da yapılan bir düzenlemeyle;
-Mekatib-i âliye,
-Mekatib-i rüşdiyye,
-Mekatib-i sıbyaniyye,
-Telif ve tercüme,
-Matbaalar olmak üzere beş ana daireye ayrıldı.
Dairelerin her birinin başına Meclis-i Kebir üyelerinden biri tayin edildi. Ayrıca Müze-i Osmani ve rasathane de nezarete bağlandı. 1882’de Telif ve Tercüme Dairesi’nin yerine Encümen-i Teftiş ve Muayene adıyla bir nevi sansür vazifesi gören bir birim oluşturuldu; matbaalar dairesi kaldırıldı ve Mekatib-i Sıbyaniyye Dairesi Mekatib-i İbtidaiyye’ye dönüştürüldü. Meclis-i Maarif bir ara bir encümen durumuna sokulduysa da işler gereği gibi yürümediğinden 15 Kasım 1884’te tekrar açıldı. 1886’da bütün yabancı okulları teftiş etmekle görevli Mekatib-i Gayr-i Müslime ve Ecnebiyye Müfettişliği kuruldu.
Orta öğretim güçlendirilmeden yükseköğretim için yapılacak çabaların boşa gideceği düşüncesinden hareketle 1892’de Mekatib-i Aliye Dairesi kaldırılıp Mekatib-i İdadiyye Dairesi, iki yıl sonra da mektubi kalemine bağlı olarak istatistik ve memurların özlük kayıtlarını tutmakla görevli sicill-i ahvâl şubeleri kuruldu. 1896’da Encümen-i Teftiş ve Muayene’nin üzerinde ve nâzırın maiyetinde yer alan ikinci bir sansür heyeti olarak Tedkik-i Müellefat Komisyonu devreye sokuldu. 1898’de dava vekilliği, tercümanlık ve mimarlık, bir yıl sonra Mekatib-i Mülkiyye Sıhhiye Müfettişliği birimleri oluşturuldu. 1903’te dinî kitapların incelenmesi işi Encümen-i Teftiş ve Muayene’den alınarak yeni kurulan Kütüb-i Diniyye ve Şer‘iyye Tedkik Heyeti’ne verildi.
II. Meşrutiyet’ten sonra yapılan genel düzenleme ve tensikattan Maarif Nezareti de nasibini aldı ve Meclis-i Kebir-i Maarif daimi bir encümene dönüştürüldü. Nezaretin merkez birimleri tedrisat-ı taliye, tedrisat-ı iptidaiye, mekatib-i hususiyye, tahrirat, muhasebat, sicill-i ahvâl, istatistik, levâzım ve evrak daireleriydi. 1910’da bunlara Tedrisat-ı Âliye Dairesi ilâve edildi; ayrıca müstakil bir kütüphaneler müfettişliği kuruldu. 9 Mart 1912’de yayımlanan bir nizamnâmeyle nezâretin yapısı yeniden düzenlendi. Daimi Meclis-i Kebir-i Maarif kurulduğu gibi öğretim daireleri de âliye, tâliye ve ibtidâiye olarak üçe indirildi. Yine ilköğretim için Tedrisat-ı İptidaiye Encümeni ve okul yapım ve onarım işleri için Mebani-i Tedrisiye Encümeni oluşturuldu. Ayrıca belirli sayıda vilâyet maarif ve okul müdürleriyle öğretmenler ve dışarıdan sınırlı sayıda uzmanın katılımıyla Meclis-i Kebîr’in yılda bir kere toplanması kararlaştırıldı. Bu girişim bugünkü Millî Eğitim şûralarının temeli olarak kabul edilebilir.
Meclis-i Kebir 1914’te lağvedildi. Ayrıca ihsaiyat kalemi, mimari şubesi, hıfzıssıhha-i mekatib dairesiyle levazım kalemi, bir süre sonra da Telif ve Tercüme Heyeti kuruldu. Yetim çocukları barındırmak ve eğitmek için ihdas edilen Darüleytamları yönetmek amacıyla Darüleytamlar Müdüriyet-i Umumiyesi tesis edildiyse de bu birim 1920’de Dahiliye Nezaretine nakledildi. Mütareke döneminde Meclis-i Kebir yeniden ihdas edildi, Telif ve Tercüme Heyeti ise kaldırıldı.
Maarif teşkilâtı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılması ve 4 Mayıs 1920’de Ankara’da Maarif Vekâletinin kurulmasıyla iki başlı bir görünüme sahip oldu, bu durum 1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılmasına kadar devam etti. Nezaret, kurulduğu tarihten 1922 yılına kadar altmış beş defa el değiştirmiş ve toplam otuz altı nâzır görev almıştır. Son maarif nâzırı Said Bey’dir.
Kaynaklar
İslam Ansiklopedisi.
Selçuk Akşin Somel. Osmanlı’da Eğitimin Modernleşmesi.