Biraz da şiir diyelim. Zira “Şiir özgürlük çığlığıdır. Dayatılan kaygılardan ve dikte ettirilmiş bir hayattan çıkış yoludur. Mevzuat Ötesi Düşler kitabımızdaki ‘Ve Şiir’ bahsinde Ocak 1994 itibariyle böyle demişiz. İlk şiir kitabımız olan Sahili Olmayan Deniz’deki ‘Kişi Başına Kâbus’ şiirimizde (Şubat 1993 – Silvan) ise şöyle demişiz:
En sevdiği program “Fredi’nin Kâbusları”ydı
Günün tortusunu geceye dökerdi
Çivi çiviyi sökerdi
Üşüyen yerlerince kâbuslara sarınmak
Ortaçağ töreli eski bir alışkanlıktır
Tır dolusu karanfil eskitir bu asır
Alışırsın!
Fredi üretkendi ama kirli sarıydı
Ve karanlık bir şarkı vardı hayatında
Şimdi bütün sanılar zan altında
İki alışkanlığı var Elm Sokağı’nın
Biri damarları geceye serilmiş iki göz
Biri sürpriz
Tanışırsın!
Gün yara almıştı akşam sularıydı
Üç karanlık kahkaha savurdu Fredi
Can verircesine titredi
Düğmeye bir saniyeli fitil ömrü biçmişti
Yüreği bir saatli bombaydı
Geceye karşı üçyüzon gram barut içmişti
Ayakkabılar eve vardı
Işık yerine TV’yi açtı
Elleri gecenin genzine kaçtı
Hapşırırsın!
Sonra doğranmış bir çığlık gibi yuvarlandı adam
Çığlık odayı dolaştı
Üç kahkaha daha kustu Fredi
Kravat önce sustu
Sonra eridi, eridi
Çığlıkladı bu kez televizyon
Harfleri ve şekilleri döktü
Zihne bir ağırlık çöktü
Sanki halüsinasyon.
Fredi’nin kâbuslarına dikkat et
Öyle gerçektir ki
Şaşırırsın!