Yılsonu Etkinlikleri, Meslek Liseleri ve Teknik Eleman İhtiyacı, Ücretli Öğretmenlik Sorunu, Öğretmenlerde Mesleki Dejenerasyon dedik, epey de bi sopa yedik.
Önceki yazımızda özeleştirimizi yaparken Çuvaldızımızı hazır tuttuğumuzu belirtmiştik.
Kimse alınmasın, gücenmesin!.
Gelgelelim zurnanın zırt dediği yere;
Bir eğitim öğretim yılı sonuna daha geldik.
Milyonlarca öğrencimiz 14 Haziran günü yıl sonu karnelerini alacak.
İyi, güzel, öğrencilerimiz karnelerini alacak da, o karnelerin asıl sahipleri kim?
Sınav veya sözlüden 90-100 aldığında “Aldım”, 30-40 aldığında “Öğretmen Verdi” diyen öğrencinin mi?
Özgürlük, hak, hukuk adı altında ebeveynleri tarafından şımartılıp öğretmene karşı her türlü saygısızlığı özgürlük ve hak zanneden öğrencinin mi?
Karne sadece öğrencilere mi verilir?
Koskoca yıl okula gelmeyen, karne haftasında çocuk sınıfta kalmasın diye öğretmenlerden not istemeye gelen velinin mi?
Evde çocuğuna olmadık hakareti yapıp, dayak atan, ancak öğretmen sadece sesini yükseltti diye işi okul basıp öğretmen dövmeye kadar götüren velinin mi?
Bana bir harf öğretenin kırk yılı kölesi olurum düsturunu, çocuğuma bin harf öğretenin kırk yıl efendisi olurum diye algılayan velinin mi?
Okula çocuğunu getirirken yolda itip kakan okulun önünde gösteriş için çocuğunu öpen velinin mi?
Kendi aralarındaki sorunların hesabını çocukları üzerinden görmeye çalışan ancak birbirlerine hesap kesecekken en büyük bedeli çocuğuna ödettiğini göremeyen velinin mi?
Kendisi sosyal medyada yaşadığı için çocuğunu da sosyal medya da büyüten ama sıkıştığında sosyal medyayı suçlayan velinin mi?
Okula gitmek için sabah evden çıkan çocuğunu uykusundan vazgeçip okula uğurlama zahmetinde bulunmayıp çocuğundan vazgeçmeyi göze alan velinin mi?
Hababam sınıfı filmindeki Mahmut hocanın yaptığı gibi velileri okula toplayıp KARNELERİ velilere verip bunlar sizin diyebilecek miyiz?
Bilgisayar oyunları, futbol maçları, televizyon filmleri gibi kurgularla çocukların, gençlerin zihinlerini sırf para uğruna altüst eden, Üniversite açılan şehirlerde kütüphane, okuma salonları gibi eğitim ortamlarından daha önce ve daha çok kafe ve eğlence mekanları açan sermaye baronlarının bu KARNEde de hiç mi payı yok?
“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”nin bizlere yeni bir soluk, umut ve heyecan verdiği bugünlere kadar, bir türlü milli ve yerleşik bir devlet politikası tesis edememiş iktidarların bu KARNEde hiç mi payı yok.
Milletimizin tarihini, kültürünü, değerlerini, birikimini temel alan bir yaklaşımla Milli bilince sahip, ahlaklı, erdemli, milleti ve insanlık için faydalı nesillerin yetiştirilmesini amaçlayan yeni “Maarif Modeli” gibi mevcut hükümetin olumlu olsa bile her türlü reformuna yeniçeri edasıyla karşı çıkan istemezük korosunun hiç mi payı yok?
İktidarda olmasalar bile bazı belediyeleri elinde bulunduran ancak okullara destek olursak iktidarın işine yarar zihniyetini güden muhalefetin bu KARNEde hiç mi payı yok?
Konu Karne olunca eğitim kadroları ve hükümetin eğitim politikaları kadar velilerimizin ve diğer paydaşların da biraz kendilerini sorgulaması gerekir diye düşünmek yanlış olmaz sanırım.