Peygamber Efendimiz Medine’ye hicret edeli henüz on sekiz ay olmuştu. Şaban ayının son günleriydi. Ramazan orucunun farz kılındığını haber veren Bakara suresinin şu ayetleri nazil oldu:
“Ramazan ayı, insanlara yol göstermek, doğrunun ve hakkı bâtıldan ayırmanın açık delilleri olmak üzere Kur’ân’ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden kim Ramazan ayına ulaşırsa onda oruç tutsun.” (1)
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) de Mescid-i Nebevî’nin minberine çıkarak ümmetine şöyle seslendi: “Mübarek Ramazan ayına kavuştunuz. Yüce Allah bu ayda size oruç tutmayı farz kıldı. Bu ayda cennetin kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve azgın şeytanlar bağlanır.”(2)
Bu farkındalık içerisinde; 10.03.2024 Pazar günü yatsı namazını müteakip kılacağımız teravih namazıyla on bir ayın sultanına, Ramazan-ı Şerif ayına kavuşmuş olacağız. Gecesinde sahura kalkarak oruca niyetlenecek, bereket ve mağfiret mevsimine gireceğiz.
Ramazan ayı, bir yıllık maddi ve manevi kirlerden temizleneceğimiz, insanî duyguların coştuğu, tövbe edip hakka yönelme şuurunun geliştiği maddî ve manevi bir terbiye ayıdır.
Ramazan ayı, bir yıl boyunca hasretle yolunu beklediğimiz rahmet ayıdır. İmanın, ibadetin, güzel ahlâkın, ümmet bilincinin ve İslam kardeşliğinin pekiştiği müstesna bir zamandır.
Müminin bir yandan Rabbiyle olan bağını, diğer yandan kardeşleriyle olan ilişkilerini gözden geçirdiği bir nefis muhasebesi dönemidir.
Böyle mübarek bir aya kavuşmanın verdiği huzurla, Peygamber Efendimiz (s.a.s) ashabına; “Ramazan ayı size bereketiyle geldi, Allah bu ayda sizi zengin kılar, bundan dolayı size rahmet indirir, hataları yok eder, bu ayda duaları kabul eder. Allah Teâlâ sizin ibadet ve hayır konusunda birbirinizle yarış etmenize bakar ve meleklerine karşı sizinle övünür. O halde iyilik ve hayırdan yana Allah Teâlâ'ya kendinizi gösterin. Ramazan ayında Allah'ın rahmetinden kendisini mahrum eden kimse bedbaht kimsedir.” (3) diyerek seslenmişti…
Ramazan, sabırlı ve kanaatkâr halimizle bizi takvaya eriştiren oruç ibadetinin farz kılındığı aydır. Hidayet ve istikamet rehberimiz Kur’an-ı Kerim’in indirilmeye başlandığı aydır. Cenâb-ı Hak; “Ramazan ayı, insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur'an'ın kendisinde indirildiği aydır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa onu oruçla geçirsin...” (4) beyanıyla dikkatimizi çektiği Ramazan, hidayet rehberimiz Kur’an-ı Kerim’in nazil olduğu ay olması münasebetiyle, mübarek bir aydır. Bu ayda hidayet rehberimiz Kerim’i daha çok okuyup anlamaya ve hayatımızda tatbik etmeye çalışalım.
Ramazan ayının fazileti hakkında, Peygamber Efendimiz (s.a.s.), bir hutbesinde; “Ey insanlar! Büyük ve mübarek bir ayın gölgesi üzerinize düştü. Bu ay içerisinde, bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi vardır. Bu ayda Allah, gündüzleri oruç tutmayı farz kıldı, ben de bu ayın gecelerinde teravih namazını size sünnet kıldım. Bu ayda bir iyilik yapan, başka zamanlarda bir farzı yerine getirmiş gibi sevap kazanır. Bu ayda bir farzı yerine getiren kimse de, başka aylarda yetmiş farzı yerine getirmiş gibi (mükâfât almış) olur.” Diyerek Ramazan Ayına dikkat çeker.
Ramazan sabır ve yardımlaşma ayıdır, sabrın ve yardımlaşmanın mükafatı, “CENNETTİR”. Ramazan, bereket ayıdır. Mü’minin rızkının çoğaldığı bir aydır. Kim bu ayda bir oruçluya iftar ettirirse, onun bu davranışı günahlarının bağışlanmasına, cehennemden kurtuluşuna ve iftar ettirdiği kimsenin tuttuğu orucun sevabından pay almasına vesile olur. Oruç tutan kimsenin sevabından da bir şey eksilmez.” (5). Allah rızasını kazanma, varımızı paylaşım ekseninde, “Kardeşliğin Doğduğu, Sevgi Dolu Bir Ramazan” geçirmemiz en temel duamızdır.
Ramazan kardeşlik, dayanışma ve paylaşma ayıdır. Geçici olarak yeme-içmeden uzak kaldığımızda, yoksulun halini anlar, nimetlerin kadrini bilir ve Rezzâk olan Allah’a hakkıyla şükretmemiz gerektiğinin farkına varırız.
Ramazan aynı zamanda kötü alışkanlıklara son verme, iyiden, güzelden yana yeni sayfalar açma fırsatıdır. Ramazan sayesinde hayırlı işlerde yarışır, iyiliğe yatırım yapar, kötü sözden ve amelden uzak dururuz. Birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularımızı gönülden hissederiz. Aramızdaki sevgi ve saygı bağları güçlenir. Bu ayda yapılan ibadetlerin, iyiliklerin, hayırların sevapları ve mükâfatları diğer aylara nazaran daha fazladır.
Öyleyse geliniz dilimizi, kalbimizi, tefekkür dünyamızı ve bütün hayatımızı Ramazanın ve orucun getirdiği güzelliklerle buluşturalım. Kur’ân-ı Kerimi okumaya ve anlamaya her zamankinden daha fazla vakit ayıralım. Yıpranan gönül ve zihin dünyamızı Kur’ân’ın nuruyla tamir edelim. Oruçlarımızı şuurla tutalım. Yalnız midemize değil dilimize, elimize, gözümüze, gönlümüze velhasıl bütün uzuvlarımıza bizleri tüm kötülüklerden koruyan bir oruç tutturalım derken, şahsım ve Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği Yönetim Kurulu ve üyelerimiz adına “Kardeşliğin Doğduğu, Sevgi Dolu Bir Ramazan geçirmemiz” dualarımızla, Hoş Geldin Ya Şehr-i Ramazan diyerek, bu mübarek ayın aziz milletimize, İslam âlemine ve bütün insanlığa hayırlar getirmesini Cenâb-ı Hak’tan niyaz ediyorum.
………………….
(1) Bakara, 2/185.
(2) Nesâî, Sıyâm, 5.
(3) Heysemî, Mecmeu’z-zevâid, III, 344.
(4) Bakara, 2/185.
(5) Mişkatü’l-Mesabih H.No:1965