“Milletçe odaklandığımız 2023 vizyonumuz, 2053, 2071 vizyonumuzu oluşturma gayretimiz eşiğinde;
Çin’in Wuhan eyaletinde ortaya çıkıp, küreselleşmenin kaçınılmazlıkları dahilinde hızlı bir şekilde yayılan (Kovid-19) Koronavirüs salgını, küresel tehdit derinliği açısından da DSÖ tarafından Pandemi ilan edilmişti.
Ülkemizde de 11 Mart 2020 tarihinde görülmesi, ilk ölüm hadisesinin sonrasında Koronavirüs Bilim Kurulu ciddi öngörülerle bir dizi önlemler almış, alınan önlemlerin günümüze yansıyan görünmeyen kahramanlarının özverileriyle normalleşme sürecine geçişi yaşadığımız süreçte, enteresan bir yıl yaşatıyor 2020…
Bireysel ve toplumsal açıdan; nefsin sorgulanmasına dönük, ciddi bir özdeğerlendirme yaşanmasına da vesile oluyordu 2020…
Allah (c.c.) Hucurat Suresi 10. Ayetinde “İnnemel mu'minune ihvetun” (Müminler ancak kardeştirler.) diyerek, topluma bir ve beraberliğin önemini, kardeş olmanın mana derinliğini, kardeş olmaktan başka bir alternatifin bir önünü kapatan, net olarak ifade etmesine karşın, küresel eşkıyaların kontrolünde, tahrik ve tertibinden etkilenenlerin yaşadıkları sosyal çözülmenin, sosyal ilişki yanı sıra cemaat yapılarımızda da sosyal ayrışmanın, birbirini ötekileştirmenin bedelini ödeyerek yaşadık yıllardır…
Ecdadın küresel eşkıyalara, yedi düvele karşı verdiği var oluş mücadelesini farklı nedenlerle sindiremeyen, dahili ve harici bedhahların yaşadıkları ve yaşattıklarının bedelini öderken, kardeş olmanın, birbirimize ihtiyacımızın farkındalığını keşfetmemizi sağlayan bir süreci yaşattı 2020… Yaşamaya devam ediyoruz.
Bizi biz kılan, milli ve manevi değerlerimizi fark etmenin mana derinliğini de yaşatıyor gibi 2020 yılı…
Ramazan-ı şerifi karşıladığımız, ilk teravi gününün 23 Nisan’a, 1000 aydan daha hayırlı Kadir Gecesinin 19 Mayıs’a, denk gelmesinde tevafuk var diye düşünüyor insan…
Kardeşlik hükmünü çiğneyen bizi, riyaya kayan ibadetlerimizi dahi riyadan uzak kalın dercesine, camilerin kapandığı, toplu ibadetlerin yasaklanması suretiyle, 1000 aydan daha hayırlı Kadir Gecesini idrak arifesinde bizi uyarıyor gibi…
Milli bayramlarımızı halktan kopan, küçük bir grubun görev savmak kabilindeki bayram kutlamalarının rutinleşen uygulamalarının son bulması sonrasında; Sn. Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla, 23 Nisan Ulusal ve Egemenlik Bayramımızın kutlanmasında evlerin bayram yerine dönmesini yaşamanın coşkusunu unutmadık.
19 Mayıs Gençlik ve Spor bayramının da evlerde kutlanırken, saat 19:19’da yurt genelinde ailelerin evlerinde balkonlarında, camlarında, bir emir, komut olmadan, içten gelen coşkuyla evlerimizi bayram yerine çevireceği, ailece bayram coşkusunun kutlanmasına vesile olacağının;
Rahmet ve mağfiret ayı Ramazanın son günlerine ulaştığımız, İnşâallah Kadir Gecesini idrâk etmenin mutluluğunu da ya yaşadık ya da yaşayacağımızın idrakinde;
Allah (c.c.) Duhan / 2-3. Suresinde: “Apaçık olan Kitab'a andolsun ki, Biz onu (Kur'an'ı) mübarek bir gecede indirdik. Kuşkusuz biz uyarıcıyızdır.”, Kadir / l-5. Suresi’nde de “Biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır. O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail), her iş için iner dururlar. O gece, esenlik doludur. Ta fecrin doğuşuna kadar.” Bildirdiği üzere; Kadir Gecesi; beşer tarihinin en önemli hadisesi olan Kur'ân-ı Kerîm'in inmeye başladığı ve Yüce Allah'ın, hakkında müstakil bir sure gönderdiği müstesna bir gecenin mana derinliğinin farkındalığında;
Bu dini ve milli günlerin, bir olma, kardeş olma, millet olma mesuliyeti, coşku, sevinç ve gururla idrak edilmesi yanında, geçmişten ders alma, bugünü; geçmişin tecrübeleri ışığında kurma ve geleceğe ona göre emin adımlarla yürüyebilmenin vesilesi yapılması gerekir.
Atatürk bizden, devletimizin bekası için; fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür olarak yetiştirmenizi istediği gençlerimiz, en kutsal emanetimizdir.
İstikbalimizin teminatı olan gençlerimizi; kendi ülkesini her yönüyle tanıyan, bilen, seven, kendi kültür ve ahlaki değerlerini özümsemiş, milli ve manevi değerlere bağlı ancak evrensel kültürlere aşina, dünyayı bilen ve dünya insanı ile rekabet edebilen, çağdaş birer birey olarak yetiştirmek, hepimizin fedakârca gayretlerimizle mümkün olacaktır.
Bu süreçte, çocuklarımızı, sadece sınavlara değil, hayata hazırlamak gerektiğini göz adı etmemeliyiz.
Çocuklarımızla sadece refahımızı değil, yaşadığımız hayatımızı, bütün gerçekleriyle paylaşmalıyız.
Onları sadece akademik bilgi yönüyle değil, duygusal zekalarını da aktif kılacak türden sosyal etkinliklerle, yaşadıkları topluma karşı sosyal duyarlılık kazanmaları, refleks tepkilerden uzak, her bir sözün ve davranışın olası sonuçlarını süzebilen, devletin kurum ve kuruluşlarıyla yıpranmaması hassasiyetinin farkındalığına ulaşan ve bu duyarlılığı yaşarken kazanmaları hassasiyeti dahilinde yetiştirmeye özen göstermeliyiz.
Belki de en önemlisi, biri birini önemseyen, biri biriyle hısım olmasa da hasım olmamayı öğrenen, karşısındakini ötekileştirmek yerine birlikte aynı hedefe yürüyerek başarılı olabilecekleri gerçeğini yaşarken öğrenen birey olarak yetiştirmeliyiz.
Bu hassas ve önemli hedefle ulaşmanın sadece örgün öğretim kurumlarımızın işi olmadığına, bu amacın gerçekleşmesi için, toplumun her kesiminin, sorumlu olduğuna olan inanç ile; STK’ların da bu süreçte hassas ve duyarlı olması gerektiği, faaliyetlerinde bu amaca katkı sağlama yönünde çalışması gerektiği duygu ve düşüncelerle;
Kandiller zincirinin son halkası mübarek “Kadir Gecemizi” tebrik ederken, akıl sınırlarını zorlayan, kahramanlık, şan ve şerefle dolu tarihimizin önemli dönüm noktalarından biri olan 19 Mayıs 1919’un yıldönümünde; başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere silah ve mesai arkadaşlarını, vatan sevgisi imandandır diyerek, coğrafyayı vatan kılmak, vatanı savunarak cennete ulaşmaya yönelen, bu yolda canını bir an dahi düşünmeden feda eden İstiklal Savaşımızın şehitlerini rahmet ve minnetle anıyor, hayatta olan az sayıdaki gazilerimize sağlıklı ve uzun ömürler diliyorum.” Dedi.