İlk insanlardan itibaren araştırmak, sorgulamak, özgün fikirlere sahip olmak her zaman düşünen insanlara baskı ve zulüm için yeterli sebep olarak kabul görmüştür. Farklı fikirlere ve yeniliklere alışık olmadığımız toplum düzeninin hakim olduğu bir evrende ikamet ediyoruz. Öğrenci olmanın da bunlardan pek farklı olmadığını kabul etmeliyiz. Dünyanın her yerinde eğitmenlerin büyük çoğunluğu ben merkeziyetçiliğiyle olumsuz etkiler bırakmıştır. Meslek yaşamlarının büyük çoğunluğunu kendi düşüncelerini empoze etmek için genellikle aşağılama, hakaret ve kendi yeterlilik alanından başka bir alan olmadığını ispatlamakla geçirirler. En önemli şey her zaman kendi ilgi alanları olmuştur.
Bu konuyla ilgili pek çok bilim insanının büyük sıkıntılar yaşadığını biliyoruz. Buna en güzel örnek ise Galileo Galilei’dir. Galileo'nun güneş merkezciliği ve Kopernikçiliği yaşadığı dönemde daha çok dünya merkezcilik ve Tycho sistemi yaygın olduğu için tartışma konusu olmuştur. Astronomlar ona sık sık karşı çıkmış ve güneş merkezli bir sistemin yıldızsal paralaks gözlemlenmediği için mümkün olmadığını savunmuşlardır. Bu konu 1615 yılında Roma Engizisyonu tarafından soruşturulmuştur ve bunun yalnızca basit bir olasılık olduğu sonucuna varılmıştır. Galileo daha sonrasında "İki Büyük Dünya Sistemi Üzerine Diyalog" kitabında bu görüşünü savunmuştur. Kitabın Papa 8. Urban'a ve Cizvitler'e bir saldırı niteliğinde olduğu düşünülmüş ve Galileo itibar kaybetmiştir. Engizisyon tarafından yargılanan Galileo'nun dalalet suçu işlediğinden şüphelenilmiş ve Galileo hem yazdıklarından caymaya zorlanmış hem de hayatının geri kalanını ev hapsinde geçirmeye mahkum edilmiştir. Ev hapsindeyken en başarılı çalışmalarından olan İki Yeni Bilim'i yazmış ve bu kitapta kırk yıl öncesinde yaptığı kinematik ve maddelerin kuvveti ile ilgili çalışmalarına yer vermiştir. (I)
Benzer şekilde kurtuluş mücadelesini başlattığı yıllarda, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk hakkında tutuklama ve idam kararı çıkarılmaya çalışılmıştır. Sonuçta kararlılığından vazgeçmeden milli mücadeleyi başlatmış ve ülkesini bağımsızlığa kavuşturmuştur.
Unutulmamalıdır ki Einstein, Thomas Edison gibi ‘kendilerinden hiçbir şey olmayacağına inandırılmaya çalışılan insanlar’ bilim, sanat ve spor alanında dünyanın seyrini değiştirmişlerdir. Öğretmenlerinin “Ablak suratlı bir tembel” diye tarif ettiği Balzac, ilk başvurduğu müzik stüdyosu patronundan “Git ve kamyon şoförlüğüne devam et!” sözleriyle kovulan Elvis Presley, keman tutuşunu gören hocası tarafından “Müzisyen olamaz!” damgası yiyen Dünya Müzik Tarihi’nin gelmiş geçmiş en büyük isimlerinden klasik müzik bestecisi Beethoven, lise ikinci sınıfta kendisinin basketbol konusunda yetenekli olmadığını ve boyunun kısa olduğunu söyleyen antrenörü tarafından okul basket takımına alınmayan, yalnızca Amerika’nın değil, dünyanın yetiştirdiği en büyük basketbol yıldızı Michael Jordan...
Bunlar gibi yüzlerce örnek verilebilir fakat değişen sadece isimler olacaktır, çünkü ana fikir hep aynı.
Bir eğitimci olarak her zaman öğrencilerimin her birinin farklı alanlarda farklı yeteneklerinin olabileceğini söyledim. Yeteneklerinin farkına varmaları için imkan verdim. Bütün öğrencilerin, ülkem ve insanlık için nasıl faydalı bireyler olabilirim sorusuna cevap bulmalarını istedim. Hangi meslekten olursan ol bir diğer mesleğe hayatın her anında ihtiyaç duyulacağını anlatmaya çalıştım. En iyi meslek yoktur, işini en iyi yapan meslek sahibi vardır. Böyle sığ bir eğitim sisteminde yalnızca sonu S’lerle biten sınavlara odaklı bir sistem olduğunu düşünemediğim için bütün öğrencilerimden özür diliyorum. Bana bu konuda her türlü sitemi edebilmeleri konusunda onları yetkilendiriyorum.
Ancak şairinde dediği gibi;
Dünyada yapılmamış işler çoktur çocuğum
Derlerse ki bu işler bir şeye yaramaz
De ki bütün işe yarayanlar
İşe yaramaz sanılanlardan çıkar
Hepinizi saygıyla selamlıyor ellerinizden öpüyorum. Hayat bir sınav ve sınavların tümünden başarıyla çıkacağınıza tüm kalbimle inanıyorum.
ı. https://tr.wikipedia.org/wiki/Galileo_Galilei