Geçtiğimiz hafta içinde basında çıkan haberlere göre, Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu Başkanlığının haftalık ders saatleri ve çizelgelerinde bir değişikliğe gideceği, Beden eğitimi ve spor dersinin ilkokullarda da müfredata ekleneceği ve bu derse Beden eğitimi öğretmenlerinin gireceği ifade edildi.
Bu haberler üzerine özellikle sosyal medyada, büyük bölümü genç meslektaşlarımız olan sınıf öğretmenleri ile branş öğretmenleri arasında yıpratıcı ve bilimsellikten uzak bir tartışma yaşandı.
Oysa olması gereken, bu konu ile ilgili bilimsel araştırmaların olup, olmadığı; halen özel öğretim kurumlarında uygulanmakta olan özel bilgi, beceri ve yetenek isteyen derslere giren branş öğretmenlerinin verimlilik durumu ve Bakanlığa bağlı devlet ilkokullarında görev yapan sınıf öğretmenlerinin bu konu ile ilgili görüşlerinin ne yönde olduğudur.
Öncelikle şu andaki durumu belirtmekte yarar var. Bakanlığa bağlı ilkokullarda İngilizce ve Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerine branş öğretmenleri girmekte, diğer dersler sınıf öğretmenleri tarafından işlenmektedir. Özel ilkokullarda ise bu iki dersin yanı sıra müzik, beden eğitimi, görsel sanatlar ve bilişim teknolojileri derslerine de branş öğretmenleri girmektedir.
Hangi sistemin daha verimli olduğu konusunda elimizde bilimsel bir veri yok. Ancak elimizde devlete ait ilkokullarda görev yapan sınıf öğretmenlerinin özel bilgi, beceri ve yetenek isteyen derslerden müzik, beden eğitimi ve görsel sanatlar derslerine ilişkin görüşlerini ifade eden bilimsel araştırmalar mevcut. Şimdi bu araştırmaların içeriğine ve araştırma sonucunda bu öğretmenlerin neler önerdiğine geçebiliriz.
İlk araştırma; ‘Sınıf öğretmenlerinin müzik öğretimine yönelik görüşlerinin incelenmesi.’ başlığıyla, Altun ve Uzuner[i] (2018) tarafından gerçekleştirilen araştırmadır. Bu araştırma farklı okullarda görev yapan on sınıf öğretmeniyle yürütülmüştür. Çalışmada sınıf öğretmenlerinin üniversitede aldıkları müzik eğitimi irdelenmiş, hizmet içindeki müzik öğretimi süreci üzerinde durulmuş ve bu sürece yönelik karşılaştıkları sorunlar ile çözüm önerileri ortaya koyulmaya çalışılmıştır.
Araştırmada elde edilen bulgulara göre sınıf öğretmenlerinin üniversitede müzik eğitimi aldığı fakat aldıkları eğitimin yeterli olmadığı sonucu ortaya çıkmıştır. Buna gerekçe olarak üniversitede çocuk düzeyine uygun müzik eğitiminin verilmediği, teorik bilgilerin daha ağır bastığı (özellikle nota eğitimi), uygulamalı müzik eğitimine yer verilmediği ve flüt dışında herhangi bir enstrümanı çalmanın öğretilmediği görülmüştür. Ayrıca sınıf öğretmenlerinin müzik öğretim programını değerlendirmesi sonucunda müzik dersi öğretim programının çocuk düzeyine uygun olmayan bilgilerle doldurulduğu, materyal noktasında eksik olduğu, öğrenme sürecinde etkileşime uygun olmadığı ve disiplinlerarası ilişkilendirme boyutunun zayıf kaldığı tespit edilmiştir.
İkinci araştırma; ‘Sınıf öğretmenlerinin beden eğitimi ve spor dersinde karşılaştıkları problemler.’ başlığıyla, Bozdemir ve diğerleri[ii] (2015) tarafından Tokat ilinde gerçekleştirilen araştırmadır. Bu araştırmada; sınıf öğretmenlerinin beden eğitimi dersleri ile ilgili uygulama, fiziksel şartlar, formasyon boyutları ve önemseme açısından bazı mesleki problemlerinin olduğu tespit edilmiştir. Okullardaki beden eğitimi dersi ile ilgili tesis, araç ve gereçlerin yetersiz ve eksik olması, sınıf öğretmenlerin beden eğitimi dersi ile ilgili bilgi ve formasyon yeterliliklerinin dersin işlenmesi ve verimliliği açısından sorun yaratması, bu durumlardan kaynaklanan uygulama ve önemseme problemleri tespit edilen bazı sorunlar arasında olduğu görülmüştür.
Üçüncü araştırma; A. Derya Kahraman’ın[iii] ‘Sınıf öğretmenlerinin görsel sanatlar dersi programının uygulanmasında karşılaşılan sorunlara ilişkin görüşleri ve çözüm önerileri’ başlığıyla gerçekleştirdiği yüksek lisans tezine dayalı araştırmadır. Bu araştırmaya göre; öğretmenler görsel sanatlar dersinin çocukların kendilerini ifade etmesini sağladığını, yaratıcılıklarını ve hayal güçlerini geliştirdiğini dile getirmişlerdir. Öğretmenlerin programın öğrenme alanlarına ilişkin görüşleri ise öğrenme alanlarının zor ve ayrıntılı olduğu ancak, öğrenme alanlarının hayal gücünü geliştirmeye uygun olduğu ve renklerle ilgili konuları kavratma konusunda yeterli olduğu yönündedir. Öğrenme-öğretme sürecinde yapılan etkinliklere ilişkin olarak öğretmenler boya etkinlikleri ile renk çalışmalarına yer verdiklerini, ayrıca bu konuda görüş bildiren öğretmenler lavi, baskı, mürekkep, guaj boya, natürmort ve vitray ilgili etkinliklerin tam bilmediklerini de dile getirmişlerdir. Değerlendirme sürecinde yapılan etkinliklere ilişkin görüşü alınan öğretmenler değerlendirmeyi sürece dayalı olarak gerçekleştirdikleri yönünde görüş bildirmişlerdir. Görsel sanatlar dersinde karşılaşılan sorunlara ilişkin öğretmenler dersin önemsenmediğini ve ders saatinin yetersiz olduğunu ifade ederken, çözüm önerilerinde ise ders saatinin arttırılması gerektiği, bu derse branş öğretmenlerinin girmesi gerektiğini vurgulamışlardır.
Dördüncü araştırma; Hale Tarı[iv] tarafından, ‘İlköğretim okullarının 1. 2. 3. sınıflarında uygulanan görsel sanatlar dersinin öğretmen görüşlerine dayalı olarak değerlendirilmesi’ başlığıyla yapılan yüksek lisans tezine dayanan araştırmadır. Bu araştırmanın sonuçlarına göre de; görsel sanatlar eğitimi dersinde uygulanan yeni metotları tanımada, çocukların yaratıcılık yönlerini ve hayal güçlerini geliştirmekte, derste üç boyutlu çalışmalar yaptırabilmede, idari destek alabilmede, hizmet içi eğitim programlarına katılabilmede, yıl içerisinde müzeleri ve açılan sergileri takip edebilmede ve eğitim-öğretim yılı içerisinde öğrencileri resim sergilerine ve müzelere götürebilmede, görsel sanatlar eğitimi ile ilgili yapılan araştırmaları, yayınlanan kitapları, dergileri takip edebilmede sınıf öğretmenleri ve sınıf öğretmenliği yapan branş öğretmenlerinin güçlük çektikleri görülmektedir.
Görsel Sanatlar Eğitimi dersinde işlenen konuya uygun materyali (resim kağıdı, pastel boya, sulu boya, seramik kili...) sağlamada ve ders etkinliklerini değerlendirmede, derse giren sınıf öğretmenlerinin, görsel sanatlar eğitimi öğretmenlerinin ve sınıf öğretmenliği yapan branş öğretmenlerinin de güçlük çektikleri görülmüştür.
Bu araştırmaların sonucunda ise şu öneriler ortaya çıkmıştır;
- Sınıf öğretmenlerine hizmet öncesinde ilkokul çocuğunun düzeyine uygun olabilecek şekilde müzik eğitimleri verilmelidir.
- Sınıf öğretmenlerine müzik öğretimine yönelik hizmet içi eğitimler verilmelidir.
- Her sınıf öğretmeni flüt dışında farklı bir enstrüman çalabilmelidir.
-Sınıf öğretmenlerine göre ilkokulda müzik dersine branş öğretmenleri girmelidir.
- Sınıf öğretmenlerinin beden eğitimi derslerine alan öğretmenlerinin girmesi gerektiği, beden eğitimi ve spor derslerinin çocuklar üzerindeki fiziksel, zihinsel ve sosyal yönden olumlu etkilerinin olmasını bilmelerine karsın müfredat programı ve ders yoğunluğundan dolayı bu dersi yeteri kadar işleyememelerinden dolayı sorun yaşadıkları düşünülmektedir.
- Görsel sanatlar dersinin kapsam ve içeriği konusunda öğretmenlere hizmet içi eğitim seminerleri düzenlenebilir.
- Öğretmen adaylarının hizmet öncesinde görsel sanatlar dersi yeterliliklerini edinebilmelerine yönelik olarak kuramsal ve uygulamalı olarak düzenlemeler yapılabilir.
- İlköğretim okullarının birinci kademesindeki 1.2.3. sınıflarında görsel sanatlar dersine branş öğretmeni yerine sınıf öğretmeni girmektedir. Ülkemizde farklı üniversitelerin Eğitim Fakülteleri ve Güzel Sanatlar Fakültelerinin ilgili bölümlerinden her yıl yüzlerce Görsel Sanatlar öğretmen adayı mezun olurken ilköğretim okullarının 1.2.3. sınıflarının görsel sanatlar derslerine sınıf öğretmenlerinin giriyor olması çok ilginçtir. Çocukların yaratıcılıklarının en üst seviyede oldukları dönmede alanında eğitim almış olan öğretmenlerin derse giriyor olması öğrencilerin kişisel ve sanatsal gelişimleri açısından çok önemlidir.
Görüldüğü gibi, paylaştığımız bu araştırmaların sonuçları, ilkokullarda görev yapan sınıf öğretmenlerinin kendilerinin bile bilgi, yetenek ve beceri isteyen derslerden müzik, görsel sanatlar ve beden eğitimi derslerini çeşitli nedenlerle verimli bir şekilde işleyemedikleri ve bu derslere branş öğretmenlerinin girmesi gerektiği yönündedir.
Bu bağlamda bilgi, yetenek ve beceri isteyen derslerden müzik, görsel sanatlar ve beden eğitimi derslerinin sınıf öğretmenleri tarafından verimli bir şekilde işlenememesinin en önemli nedenlerinden biri de, ilkokullarda görev yapan eğitim yöneticilerinin akademik başarıya odaklanmaları ve sınıf öğretmenlerini bu yönde çalışma yapmaya zorlamalarıdır. Bu zorlama nedeniyle bir çok sınıf öğretmeni bu dersleri gerektiği gibi işlemek yerine mihver dersleri takviye edici çalışmalar yapmakta, test çözümü, deneme sınavı yapma gibi etkinliklere zaman ayırmaktadır.
Bizim de alandaki deneyimlerimiz, okullarda; müzik sınıfında çeşitli enstrümanlarla tanışabilen, görsel sanatlar atölyesinde düzeye uygun çalışmalar yapabilen, spor salonunda veya bahçede sporun değişik dallarıyla ilgilenebilen öğrencileri görebilmek için bu derslere branş öğretmenlerinin girmesi gerektiğini, göstermektedir. Kuşkusuz sınıf öğretmenleri de bu derslere ilişkin çalışmaları yaptırabilir ancak unutulmaması gereken, bu alan öğretmenliğinin kendi alanlarında yeteneklerini ispat eden sınavlardan geçmiş olmalarıdır. Bir çok meslektaşımız ironi yaparak da olsa, ‘Bu derslere branş öğretmenleri girecekse, örneğin Türkçe, Fen bilimleri ve diğer derslere de branş öğretmenleri girsin’ şeklinde öneriler ortaya atmaktadır. Bu noktada, bilgi isteyen derslerle, yetenek isteyen dersleri birbirine karıştırmamak gerekir. Sınıf öğretmenliği, 7-11 yaş aralığındaki çocukları oya gibi işleyen, onun kendini ve çevresini tanımasını sağlayan, onlara dilin ve bilimin ilk basamağı sayılan bu dönemi sevdirerek öğreten, eğitim ve insan sevgisini veren, birlikte iş yapma, oyun oynama alışkanlığını kazandıran ve çocuğun toplumsallaşmasındaki ilk adımların atıldığı çok önemli bir eğitim-öğretim basamağıdır. Yetenek derslerine branş öğretmenlerinin girmesi, sınıf öğretmenliğinin işlevini ve önemini kesinlikle azaltmaz, üstelik ilkokul ders çizelgesinde her sınıfta yeteri kadar serbest etkinlikler dersi bulunmakta ve sınıf öğretmenleri müfredat çerçevesinde yetenekli oldukları alanlarda bu ders saatlerini kullanabilmektedir.
Amacımız, ilkokul çağındaki çocukları bilgi, yetenek ve ilgileri doğrultusunda ilerideki öğrenim hayatına eksiksiz olarak hazırlamaksa, bırakalım çocukların yeteneklerinin ortaya çıkmasını sağlayacak düzenlemelerin yapılması ve ders çizelgelerinin, öğretmen görevlendirmelerinin bu doğrultuda yapılmasıdır. Bu anlamda Milli Eğitim Bakanlığının haftalık ders saatleri ve çizelgelerinde, beden eğitimi ve spor dersinin ilkokullarda müfredata eklenmesi ve bu derse beden eğitimi öğretmenlerinin girmesi doğrultusunda yaptığı çalışmaları olumlu ve anlamlı buluyor, bu çalışmalara ilaveten, müzik ve görsel sanatlar dersi için de benzer çalışmaları yapmasını diliyoruz.
[i] Dinç Altun, Z. ve Uzuner, F. G. (2018). Sınıf öğretmenlerinin müzik öğretimine yönelik görüşlerinin
incelenmesi. Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 18 (3), 1416-1432.
[ii] Recep Bozdemir ve diğerleri. (2015). SINIF ÖĞRETMENLERİNİN BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR DERSİNDE KARŞILAŞTIKLARI PROBLEMLER. (TOKAT İLİ ÖRNEĞİ). Uluslar arası Türk Eğitim Bilimleri Dergisi.
[iii] A.Derya Kahraman. (2007). Sınıf öğretmenlerinin görsel sanatlar dersi programının uygulanmasında karşılaşılan sorunlara ilişkin görüşleri ve çözüm önerileri’ başlıklı yüksek lisans tezi.
[iv] Hale Tarı. (2011). İlköğretim okullarının 1. 2. 3. sınıflarında uygulanan görsel sanatlar dersinin öğretmen görüşlerine dayalı olarak değerlendirilmesi’ başlıklı yüksek lisans tezi.