Hareket hayattır, hayat da hareket. Nurettin Topçu bunun felsefesini geliştirdi hatta dergisini çıkardı. Yücel Alpay Demir de bunun pratikte uygulama organizasyonlarını gösterdi.
Göreve gelişindeki iddialı hâline benim gibi itirazı olanları bile hareket enerjisi santraline (HES) hayran bırakmış biri. Nasıl bir aktivite yahut eylem istemiştiniz; mutlaka tahmin bile etmediklerinizle beraber kuvveden fiile geçmiştir.
Dergicilik mi yapılacak; o dergi gençlerin kendilerini yetiştirmelerine fidelik olur ve hâlen çıkarılır (Demlik). O gençler Mavi Gök Yayınları ile birkaç level daha atlayarak yola devam ediyorlar ve fakat yayıncılık merkezleri Kocaeli Türk Ocağı’nın eski adresi.
Etkinlik mi dediniz; muhtelif çap ve markada: yılda 50 ocak başı sohbeti, 20 basın açıklaması, 5 salon konferansı, şiir yarışmaları, toplu kitap okumaları, Türk büyüklerini yeni nesillere değişik tanıtma yöntemleri vd.
Kitap Fuarı etkinliğine mi girilecek; yüzlerce yayınla, binlerce misafirle ve o 5–10 günlük süre içerisinde en az 5-6 söyleşi/konferans gerçekleştirilecektir. Özel yapım kaşkollarda yazılı olan “Bu şehirde bir Türk Ocağı var” sözünü her icraatta idrak edersiniz.
Anıtkabir ziyaretleinden Fırat Yılmaz Çakıroğlu’na, kardeş kuruluşlarla millî birlik paydalı ortak çalışmalardan örnek bayramlaşmalara kadar hayatın her alanında var oldular. Bu hareketlilik; üniversitelilere burslar, barınma imkânları, öğrenci kulüplerinin desteklenmesi, Türk Dünyası için aynî yardımlar, Türkmenlerin ve Suriyeli sığınmacıların çeşitli ihtiyaçlarının karşılanması, gariban iftarları ve sairât üzre berekete dönüştü.
Saz idi, söz idi; sanat idi, spor idi ama hep bir ideal, bir ülkü, bir mefkûre ekseninde Yücel Alpay Demir’in dolu dolu 7 yılının nasibine iştirak ettik. Herkese kapısı açık ve her kesimden insanın da bu kapının eşiğine geldiğine de, kendisinin açık olan her kapıya gidebildiğine ve her kesimle diyalog kurabildiğine de şâhit olduk.
Örnek aile yaşantısının yanısıra adeta ikinci aile hüviyetindeki işyeri mesai arkadaşlarıyla kurmuş olduğu sevgi-saygı iklimi sokak canlarının bile hissedar olmasına sebeptir.
Dahası pandemi sürecinde dahi mesafeli, maskeli ve hijyenli açık hava toplantılarıyla varlığını hissettirdi. Hem Türk Ocağı TV hem Yürüyüş yolundaki yeni hizmet binasının tefrişi giderayak yaptığı kalıcı işlerden
Yücel Alpay Demir bir çabuk kavramak, hızlı planlamak ve tüm şartları zorlayarak bütünü kuvvetlendirmek ustasıdır. Hem fotokopi tamircisidir hem televizyon programcısıdır o; sıradan görünümlü sıradışı bir adamdır. Köşe yazılarıyla insanın ya gönlünü ya zihnini sarsar.
Cahil Kamyoncu Abi gibi erenler bağından hikmetengiz bir fenomenle ruh ikizi olan Demir’in Müslümcülüğü ise tıpkı ilki gibi ayrı bir kitap konusudur. Hâsılı kelam “Huzur İsyanda”; isyankâr ve hoş geçimli Yücel Başkan da huzurlarınızda.
İsyan ve itirazı olan ama hep makul içinde kalan ve sürekli çözüm arayarak soyut söylemleri somutlayan bir idealist (gönüllü keriz) bulursanız haber verin. Hatta haber vermeyin, doğrudan oturduğu ilçenin anahtarını kendisine verin, sonra da şunu da isterim -bunu da isterim diye şımarıp durun.
“Gözünden tanırım dertli insanı” demiş ya Baba Hazretleri; gayri seçimlerde gözler böylesi Müslümcülerin üzerinde olacak. Zira yerine birini bulup yerinde bırakmasını biliyorlar; hamdolsun böyleleri sayesinde hiçbir günü zararda kapatmıyoruz.