Aklı başında olan ya da sağlıklı düşünen her bir vatandaş, son dönemdeki gelişmelerin gizli bir el tarafından yürütüldüğünün farkında olmalı.
Akla mantığa aykırı atılan her bir adımın faturası direk hükümete kesiliyor ya da kestiriliyor. Bazı basın ve yayın organları ile gizli komiteler bunun farkında olup, her türlü ahlaksız girişimi mubah görmekteler.
İşin burası tabii olan kısımdır. Gizli din ve Türkiye düşmanlarından beklenen adımlardır. Ancak ve ancak, bizim teyakkuzda olmamız ve her an uyanık olmamız lazım. Atılan adımlara yapılan hamlelere duyarsız kalmak, önemsememek ve her şeyi hükümetten beklemek, yapılacak en kötü mukabeledir.
Öncelikle şunu unutmamak lazım, herhangi bir devlet adamımızın, makamı ne olursa olsun; insan olması hasebiyle yanlış yönlendirilebilirliğini evvela kabul edelim. Zira bir yöneticinin bir devlet adamının çevresinde kimler var, nasıl bir bilgi akışı sağlıyorlar, doğru bilgiler ve istihbarat sümenaltı mı ediliyor, bilemeyiz. Bizim şu anda halk olarak bildiğimiz tek gerçek ve doğru olan tek şey; akla mantığa aykırı, toplumu itiraza ve umutsuzluğa atacak, haliyle tepki doğuracak adımların atıldığıdır.
Bana sorarsanız en son yapılan seçimde yüzde birlik farkı kapatmak için bir operasyon yapılıyor. Halk, olur olmaz mantık dışı taarruzlarla bıktırılıp tepki oyu kullanmalarına ya da saflarını değiştirmelerine zemin hazırlanıyor.
Öncelikle TEOG meselesinin ani bir şekilde değiştirilmesi gerektiğinin belirtilmesinin yeri ve zamanı değildi. Belki sayın cumhurbaşkanımız, ilgili bakanlığın üstesinden gelebileceğini ve gerçekten çocukların mağdur olmasının önüne geçilmesini istemiş olabilir. Sınav stresiyle boğuşan çocuklarımızın rahatlatılmasını gönülden istemiş olabilir. Peki ya birileri cumhurbaşkanımıza yanlış bilgi ve brifing verip yanlış yönlendirdiyse? Bunu hiç düşündünüz mü? Biliyorum belki bazılarınız şimdi kızıyordur, ''Reis hiç öyle yapar mı, böyle yanlış yönlendirilebilir mi? Haddini aşma diyebilir.'' Ancak bütün eğitim camiası, sistemin yaz tatilinde bütün paydaşların katılımı ile değişmesi gerektiği konusunda hemfikirdir.
Teog sınavı kaldırıldı ancak iki ay tamamlandı veya tamamlanacak hala bir alternatif yok. Veliler, öğretmenler, öğrenciler, özel okullar, matbaacılar, kitapçılar, kırtasiyeciler, kitap yazarları vs. herkes tepkili.
Teog yetmedi YGS ve LYS için de durum aynı mahiyette. Sonuçta bu etki eğer tepkiye sebep olursa aileleriyle beraber yaklaşık 5 milyon kişiyi direk; yaklaşık 20 milyon kişiyi ise dolaylı olarak ilgilendiriyor. Anlayacağınız konu vahim.
Fetöcülerden bazı tutukluların serbest kalması veya bırakılması da aynı şekilde tabandan bir tepkiye neden oluyor.
Büyükada toplantısına katılan ve tutuklananların serbest bırakılması hadisesi de aynı zaman diliminde gerçekleşen bir olay ve yine bir etki tepki oluştu. Mahkemelerin sorunu maalesef yine hükümete mal ediliyor.
Vergiler ve zamların yüksek oranda ve birden yapılarak insanlara gerekli açıklamaların yapılmaması meselesi de aynı vehamettedir.
Öğrencilerin, öğretmenleri değerlendirme sisteminin bilgi girişin açılması. Eğitim öğretimin bütün paydaşlarının olumsuz görüşüne, bütün sendikaların tepkisine rağmen hayata geçirilmesi yine aynı zararı verdi. Okların yönü belli hedefte yine hükümet var.
Milli Eğitim Bakanlığı talim ve terbiyenin nezaretinde ve onayından sonra çıkan kitaplardaki kriz yine aynı şekilde hedefe hükümeti koydurmuştur.
Mülakat sistemi ile yaşanan şaibelerin açıklanamaması ve önlenememesi de başka bir etki tepki oluşturdu. Hedefte yine hükümet var.
Son olarak, halk tarafından sevilen ve rüştünü ispat etmiş İhsan Şenocak hocanın görevden alınması hadisesi ile başka bir yangının fitili ateşlenmiştir. Belki Fetönün elebaşının da sevildiğini ve bir zamanlar hocaefendi denildiğini söyleyerek itiraz edebilirsiniz. Haklılık payınız var ama tepkiye yol açan durum aslında yetkili birilerinin çıkıp gerekçeleriyle beraber halkı ikna edememesi ve huzur ve sükunu sağlama çabasının görülmemesidir.Ve yine hedefte diyanet işleri başkanını atayan hükümet var.
Özellikle bütün bu olayların üst üste yaşanması tesadüf eseri olamaz. Birileri oyun içinde oyun kuruyor, operasyon üstüne operasyon çekiyor ve malesef bazıları uyuyor. Tam da yeni yeni partilerin desteğe ihtiyaç duyduğu bir zamanda olması da gerçekten manidar geliyor.
Büyükşehir belediye başkanlarının istifası konusunda bir bilgiye ulaşmış değilim. Ancak vatandaşlardan aldığım genel kanaate bakılırsa çok da olumlu bir etki bıraktığını söyleyemem.
Şimdi madem durum bundan ibaret, birilerinin Başbakanımıza ve Cumhurbaşkanımıza ulaşması ve gerekli izahı yapması lazım. Aksi takdirde yakın zamanda ne olacağını söylememe gerek yok.
Belki de ben olaylara çok olumsuz ve önyargılı bakıyorumdur. İnşallah da böyledir. Kimse oyun içinde oyun kurmuyordur. Kimse operasyon çekmiyordur. Sonuçta demokratik usullerle seçilmiş bir hükümetin zarar görmesi hepimizi üzer. Hepimiz bu işten zararlı çıkarız. Şunu da belirtmek istiyorum, biz her şart ve ahvalde meşru hükümetimizin yanında ve arkasında olmaya devam edeceğiz.