Türkiye genelindeki Halk Eğitim Merkezlerinde tahmini sadece 600 olan kadrolu usta öğreticilerin yanı sıra on binlerce kadrosuz usta öğretici görev yapmaktadır. 1991 yılından sonra bu kadroya atama yapılmamıştır. Son yıllarda çoğunluğu ön lisans ve lisans mezunlarından oluşan on binlerce ‘Kadrosuz Usta Öğretici’ kadro beklemektedir. Gündemden düşmeyen, düşürülmeyen ‘Taşeron İşçilere Kadro’ meselesi bugün itibariyle çözülürken biz kadrosuz usta öğreticilerin haklı talebi olan ‘Usta Öğreticilere Kadro!’ talebi göz ardı edilmektedir. Bunun yanı sıra özlük haklarımızın iyileştirilmemesi, 8 saat çalışmasına rağmen 6 saat üzerinden sigortası yatan kadrosuz usta öğreticiler, yıllarca tam zamanlı çalışmasına rağmen sigortası tam yatmayan kadrosuz usta öğreticiler, memura, emekliye, benzine, vergilere zam gelirken çalışma saat ücreti değişmeyen, zam yüzü göremeyen usta öğreticilerin kanayan yaralarına merhem olunmaması, yetkililerin bizleri görmeyip, sesimizi duymayıp, varlığımızın farkında olmamaları biz ‘Kadrosuz Usta Öğreticileri’ derinden yaralamaktadır.
Usta öğreticilerin özlük haklarında gerekli iyileştirme ve çalışmalar yapılmalı ve en önemlisi mesleki eğitim ve becerilerin gelişmesi ve gerçek yaşama aktarılması konusunda ciddi uygulamalar içinde olunmasının AB sürecinde olan ülkemiz açısından da son derece faydalı olacağı kanaatindeyiz. Bizler Milli Eğitim Bakanlığı, Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğüne bağlı Halk Eğitim Merkezlerinde yıllardır eğitim-öğretim hizmeti veren Usta Öğreticiler olarak özellikle yılın sadece belirli aylarında çalışmaktayız. Anayasada ve diğer kanunlarda devletin vatandaşlara eşit bir şekilde davranacağı, hak ve sorumluluklar vereceği sizlerinde bildiği genel bir kuraldır. Bu vesile ile değişik kurumlarda ve bizlerle aynı ya da benzer statülerde çalışan geçici işçilere verilen kadronun verilmesini talep edilmektedir.
Milli Eğitim Bakanlığı, Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğüne bağlı il ve ilçe Halk Eğitim Merkezlerinde görevli biz usta öğreticilerin tabi olduğu sınıf Genel İdari Hizmetleri fakat yaptığımız iş öğretmenler gibi eğitim-öğretim faaliyeti yapmak. Bu bağlamda yaptığımız işle statümüzün bir olmasını talep ediyor ‘Usta Öğretici’ olarak anılmak yerine ‘Meslek Öğretmeni’ veya içinde öğretmen kelimesi geçen bir statüyle anılmak istiyoruz. Kamubiz sitesi olarak bize elen mektuplardan birini yayınlıyoruz.
MEB’e bağlı çalışan kadrosuz usta öğreticilerin; iş güvencelerinin, kıdem tazminatı haklarının, sosyal güvencelerinin olmadığını ve çok düşük ücretlerle çalıştırılıyor. Kaderlerinin de amirlerinin iki dudağı arasında. Geçici personel olarak istihdam edilen, bu nedenle de iş güvencesinden yoksun olarak çalıştırılan, her yıl görev alıp, alamama konusunda endişe yaşayan, hiçbir özlük hakkına sahip olmayan, ücretleri resmi tatiller, bayramlar, v.b günlerde kesintiye uğrayan, aldıkları ücret asgari ücretin bile altında olan. Keyfi işten çıkartmalar ve adam kayırmalarda cabası. Usta öğreticilerin amirlerin keyfiyetinden kurtarılarak, adil ve insanca çalışma koşullarına kavuşturulması gerekmektedir.
MEB’e bağlı çalışan kadrosuz usta öğreticiler, ücretli izin hakkından bile yoksun olarak çalışmaktadır; doğum, hastalık ve ölümlerde bile ücretli izin kullanamamaktadır. Kadrosuz usta öğreticilerin sigortaları 30 iş günü üzerinden yatırılmasına rağmen, ücretleri 20 ila 23 iş günü üzerinden yatırılmaktadır. Herkes tatili sabırsızlıkla beklerken, bizler ücretlerimiz kesileceği için tatillerden nefret eder olduk. Ayrıca ücretlerimiz öğretmenlerin ek ders ücretine göre belirlenmektedir. Bu durumda sigorta ile ek ders ücretleri arasında büyük bir orantısızlık oluşmaktadır.
Devlet memurları kanununun 4. maddesinde kamu kurumlarında personelin 4-a, 4-b, 4-c ve 4-d şeklinde istihdam edilebileceği söylenmektedir. Yine aynı kanunun 5. maddesinde kamu kurumlarında söz konusu bu dört istihdam şekli dışında personel çalıştırılamayacağı kesin olarak belirtilmektedir. Ancak bizler; bu kapsam dışında kalmaktayız.