ENFLASYONA BİR DE BU AÇIDAN BAKIN: CUMHURİYET EKMEKTİR!...

Öncelikle selamlar arkadaşlar. Malumunuz üzere son zamanlarda gelirlerimizi enflasyona karşı korumak çok büyük önem arz etmeye başladı. Çünkü çeşitli çok boyutlu sebeplerden ötürü Türkiye ekonomisi yüksek enflasyon üretmeye başladı. Bu enflasyonist ortamın çok boyutlu sebepleri görülmekle birlikte ve de halkımızın bu durumdan kötü şekilde etkilenmesine rağmen kısmen bazı kesimler enflasyonu fırsata çevirebilme şansına erişebildi. Gıda enflasyonu açısından çok zorlansa da garanti-sabit gelirli şeklinde adlandırabileceğimiz finansal okur yazarlığı olanlardan; memurlar, halkımızın diğer kurumsal şirketlerindeki maaşlı kesimler, hizmet ve ürün üretenler ve ihracat yapanlar kimi kısmen kimi daha fazla miktarda bu ekonomik bunalımdan daha az etkilenen kesim olabildi. Kendisi de ülke içerisinde birçok kelime ve kavram gibi vakıaları tam kapsayarak anlattığı varsayılıp özensizce dillendirilen bir kelime tamlaması olan‘’ servet transferi‘’ adıyla ifade bulan durum aracılığıyla belki de ‘’ sınıf değiştirebildi’’. Şu zamanlarda krediye ulaşabilen diğer başka kişi ve kurumlardan kimler varsa bu durumdan daha az etkilenmekte ve kimisi de krizi fırsata çevirebilmektedir. Yüksek TL borcu olanların hele ki uzun vade ise borçlarını enflasyon bizzat ödemekte. Bütün bu tespitlerle birlikte enflasyonun çürütücü etkisine karşı olduğumu belirtmeye de önem arz ediyorum…

EN KAPSAYICI ÇÖZÜM ENFLASYON OLMAK ZORUNDA MIYDI?

Dünya geneli Covid-19 salgının etkisi ile tüm dünyada olagelen bir krizle mücadele amaçlı dünya merkez bankalarının para genişlemesi stratejisi belli kısa bir dönemde ‘’ kolay para‘’ya ulaşmayı sağladı ve ‘’ kolay para yapmanın’’ önünü açtı. Dünya geneli sadece ekonomik boyutu olmayan bu krizi aşmanın en önemli genel yollarından birisi de belki ülkemizde ‘’ tercih edilen’’ enflasyon seçeneği olmuş oldu. Cumhuriyetimizin 1923’ten beri çabalayarak bu günlere getirebildiği sanayi geleneğimizin, ülkemiz genelinde 60 bin civarı irili ufaklı fabrikasının ve bu fabrika sahibi şirketlerin korunmasının işsizliği önlemek ve eldeki çok daha büyük potansiyel için temel olabilecek bu üretim kültürünü genel geçer çerçevede koruma amacı gütmek işte bu ‘’ tercih edilen‘’ enflasyona sebep oldu denilebilir belki de...

Bu durum yerine daha başka tercihler dönemsel olarak ne kadar pratik şekilde uygulanabilirdi ve rahat seçenekler olabilirdi? Milyonlarca emekçiye ekmek kapısı sağlayan şirketlerin bu şekilde bir yoldan sırtlanması, sıradan bir memur olan ben dahil halkın büyük kesimini muzdarip etmiş olmakla birlikte, şu duruma dikkat kesilmekte fayda vardır: Ekonomi dahil diğer bütün alanlarda, Türkiye Cumhuriyeti gibi büyük bürokratik bir yapının çeşitli sosyal sorunlardan ötürü entelektüel bir derinlikle şerh koyabilecek aydınların eksikliği ya da mevcut az sayıda olan aydınların da sistem dışında kalmasından ötürü sadece vasat ve genel geçer tedbirlerin çözüm olarak icra edilmesi sıradan bir durum olagelmiştir; diğer bütün konularda da… Türkiye Cumhuriyeti gibi köklü bir geleneği olan bir yapıyı ince işler yapacak şekilde yönlendirebilmek büyük marifettir; çünkü Türkiye Cumhuriyeti köklü, grift, yeri geldiğinde kendi kendini tamamlayan bir yapıdır ; öyle büyük ve sağlam bir ‘ donanımdır’ ki ince işler yapabilmesi için aynı kalitede yüksek entelektüel ‘ yazılımlara’ ihtiyaç duymaktadır.

Bu minvalde enflasyonu savunmamakla birlikte; dikkat çektiğim şeyin başka bir durum olduğunu belirtmek istiyorum. Bana kalırsa enflasyonu sanayiye kalkan yapmaktan ziyade;  ‘ öldük bittik’ lerden beri gelinmeyen son zamanlarda; birkaç kurum ve kalemde kamu tasarrufu, yeşil enerji atağı, verimli kamu iştirakleri vizyonu, verimli  tarım ve turizm vizyonu Türkiye’mizin sıçrama tahtası bile olabilecektir. Ama bunun için ve de yine diğer buna benzer büyük ulusal ülkülerimizi tasavvur edecekken sıradan, kısmen kolay ama belki de Türkiyemizin sosyal-ekonomik yapısal durumundan ötürü bir o kadar da kısmen zorunlu bir enflasyonist ekonomi tercihi yerine şimdi bahsedeceğim bir yolda bir çok başka çözüm inşa edilebilirdi, ama bu yolda bütün paydaşları ile bir milletçe yapıcı bir vizyon ortaya koymamız gerektiği şerhini unutmamak gerekir.

O YOL

O yol: Bilimin ışığında; kutuplaşmalardan uzak, vatansever bir duruşla, bencil olmadan, negatif seleksiyona toplumca karşı çıkarak, liyakati gözeterek yapıcı iyi niyetli sağduyulu bir yaklaşımdan geçiyor.

Yani ‘’ servet transferi‘’, ‘’ yüksek enflasyon‘’, ‘’ kalkınma-kalkınamama‘’, ‘’ gelir adaleti-adaletsizliği‘’, ‘’ toprak reformu‘’, ‘’ erken sanayisizleşme‘’ gibi gibi küçücük kelimelere sığdırılan büyük sorunlar, türlü türlü kılıklara bürünüp çıkıp hayatımızı zorlaştırmadan önce; tarihimizden, millet ülkümüzden, bilimi-Cumhuriyeti-demokrasiyi talep edip etmeyişimizden, kaliteyi talep edip etmeyişimizden, hukuku önceleyip öncelemediğimizden ve de insanlarımızı tembelliğe zorla iten bir (çalışanı ve kaliteliyi değil de tembeli ve kalitesizi ödüllendirme manasında) ‘’ negatif seleksiyona‘’ karşı durup durmayışımızdan beslenip; bizzat bizim içtimai hayatımızdan teşekkül ederek, hayatımızı zehir edebiliyor.

Evet ben bir Türk evladı olarak böyle düşünüyorum; Cumhuriyet-bilim-çalışanı ödüllendirmek-hukuk-demokrasi ve çalışmak çalışmak ve de çalışmak, karın doyuracaktır.

Bir milletin karnının doyması ise; belli küçük bir kesimin değil, kesinlikle hepsinin iyi niyetli olduğunu kabul edebileceğimiz aynı milletin yöneticisinden halkına ve aydınına; daha iyi daha berkitilmiş bir Cumhuriyet ülküsünde yürümesiyle olabilecek bir şeydir diye düşünüyorum.

Zira isim isim saymaya gerek olmasa da, ülkemizdeki yapısal bazı sorunlara rağmen; teknolojide başı çekebilen, teknoloji üretebilen, ileri teknoloji hizmeti verebilen, niş faaliyetleriyle dünyada önde gelen çeşitli şirketler bu toprakların beşeri sermayesi üzerinde kuruldu.

‘’ Almanya ve Hindistan arasındaki koca dünya coğrafyasındaki en kaliteli beşeri sermayeyi’’ yetiştiren ise ebedi ve ezeli Türk devletimizin bugüne kadarki en mükemmel şekilde inkişaf etmiş hali olan Cumhuriyetimizdir!...

Evet bence Türk Cumhuriyetinin kuruluş felsefesi başı dik yüzü ak bir Türk vatandaşı için hayatın bizzat kendisidir.

Zira anlaşılacağı üzere Cumhuriyet; ekmektir, Türk evlatlarının, eğitimidir, geleceğidir, refahıdır!…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamubiz.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazar Yazıları Haberleri