Bir önceki yazımızda; “
- Dünya devleri 4. Sanayileşme evresini yaşamaya başlarken, biz bu sürece hazır mıyız?
- Hazır olmak yönünde kurum ve kuruluşlarımız ne kadar hazır?
Soruları merkezinde olası risklere dikkat çekmiş,
Bu kritik sürecin doğru yönetilmesi için geleceğin olası temel problemlerinin çözümünde;eğitiminin çözüm merkezi olduğunu, milletçe hazır bulunmamızı sağlayacak insan faktörü eksenli düzenlemelere dönük, makro planlamalar yapılmalı diyerek yazımızı sonlandırmıştık…
Bugün, küresel ölçekte yaşanan örtülü savaşın odağında, (biz farkında olmasak da) Endüstri devriminin 4. Fazı yer almaktadır.
ABD ile Almanya arasında, Endüstri 3.0 dönemini yıkarken, Endüstri 4.0’ı adapte eden öncü ülke/lider ülke olma yolundaki mücadele son hızla devam etmektedir...
Yeni başlayan dördüncü süreçte ise sanal ve fiziksel sistemler entegre olarak kullanılacak.
Artık bu aşamada akıllı makineler ve yapay zeka devreye girecek.
İnternete bağlı her nesnenin üretim alanında daha fazla kullanımını içeren bu eğilim ile endüstriyel alanda akıl sınırlarını zorlayan köklü değişimler olacak.
“Dördüncü Endüstri Devrimi – Endüstri 4.0” olarak nitelendirilen, İnternetin, yapay zekanın ve akıllı makinelerin üretimde kullanıldığı, iş geliştirmeden-mühendisliğe dek, birçok alan yeniden dizayn edileceği bir süreçte bir çok değişim ve yenilik de günlük yaşama girecek…
Bu süreçte yaşayabileceğimiz olası değişimleri satır başlıkları altında toparlarsak;
Yakın gelecekte birbiri ile durmadan haberleşen akıllı makineler hayatımızda vazgeçilmezlerimiz arasına girecek.
Yakın gelecekte akıllı telefonumuzdan çağıracağımız sürücüsüz elektrikli bir araç istediğimiz noktadan bizi alıp dilediğimiz noktaya götürecek.
Kullandığımız kilometre kadar bir bedeli, retina taramaya dayalı adımıza tescilli kredi kartımızla ödemeler yapılması hayata girecek…
Araçlarımız için park yeri aramak derdi ile de uğraşmayacağız. Üstelik bu araçların kaza yapma ihtimali olmayacak, havayı kirleten gazlar ve gürültü de yaymayacak.
Yanımızda taşıyabileceğimiz mobil sağlık robotları anında sağlık taramamızı yapacak, tansiyonunuzu, kan şekerimizi ya da kolesterolümüzü düzenli olarak ölçüp doktorumuza raporlayarak, olası riskler açısından erken teşhis ve tedavinin önünü açacak.
Bilimkurgu filmlerinde görmeye alışık olduğumuz hizmetçi robotlar hızla gündelik hayatımıza dahil olacak, çamaşırımızı yıkayacak, ütümüzü yapacak, evimizi temizleyecek yada yemek yapacak ve varsa köpeğimizi de o gezdirecek…
Binalarımız masa başında mimarlar tarafından tasarlanırken, arazide dev üçboyutlu yazıcılar tarafından kısa zamanda, kolayca ve ucuza üretilebilecek.
Büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar robotlar tarafından yayılacak, beslenecek, sağılacak sanırım. Tarlalarda robotlar görev alacak. Küresel ölçekte birbiri ile haberleşen, aynı ağa bağlı bu makineler doğru ürünü doğru miktarda üretecek ve üstelik üretilen ürünlerde hormon ya da kimyasal kalıntılar olmasına da izin vermeyecek.
Ya da egemen güçlerin farklı amaçlarına dayalı, özel hedeflerine dönük özel ürünler üretilebilecek! Önemli olan olası gelişmelerin, olası risklerine dönük hazır olmak, riskleri yönetebilmek…
Madenler gibi tehlikeli yerlerde de robotlar çalışacak hiç bir insan yaşamı bu gibi tehlikeli işlerde riske atılmayacak. İnsan gücü tarafından üretilemeyecek miktarlarda üretim bu sayede sağlanabilecek.
3 boyutlu yazıcılar sayesinde kişiye özel butik imalatlar yapılabilecek sanayi çağının tek tipten çok miktarda üretim düzeni değişerek kişiye özel butik üretimin önü açılacak.
Robotların terzi usulü çalıştığı imalathaneler hayal ediniz… İmalathaneye giriyoruz üç boyutlu kamera sistemi bedeninizi tarıyor, dijital ortamda seçtiğiniz giysiyi holografik görüntü metodu ile üstünüzde gösteriyor onaylarsak fiziki olarak tam ölçülerinize göre imal edip dilediğiniz yere teslim edecek ve biz bir terzi dikmişçesine üzerimize oturan yepyeni bir elbiseye sahip olacağız...
Elbette bunun için imalathaneye gitmemize de gerek olmayabilecek… Evde otururken üçboyutlu tarayıcımız sayesinde bütün bu işlemi uzaktan da yapabileceğiz...
Askeri teknoloji ise tamamen değişecek çatışma alanlarında akıllı robotlar kullanılacak…
Akıllı silahlar, insansız hava araçları askeri teknolojiye hâkim olacak. Piyadenin ayak basmadığı yer senin değildir teorisi robotlarının ayak basmadığı yer senin değildir teorisi ile değişecek. Bu askeri teknolojiyi yakalayabilen toplumların benzer bir teknolojiden mahrum olan toplumlara karşı çok büyük bir stratejik üstünlük sağlayacağı da bir başka gerçek… Bu, aynı zamanda bir başka risk… Hürriyet ve istiklalin ehemmiyeti daha bir artacak. (Bu süreçte; Atatürk’ün söylediği “Hazır ol cenge ister isen sulh-u salah” sözü daha önem kazanacak…)
Bir çok fabrika tamamen insansız olarak çalışacak insanlar sadece yaratım, tasarım sürecinde dahil olacak geri kalan bütün fiziki işleri akıllı makineler yapacak..
Üretim süreci sonunda robotlar ürünleri sürücüsüz kamyonlara yükleyip gidecekleri yerlere sevk edecekler.
Fiziki kas gücü gerektiren işleri akıllı makinelerin devralması sonucunda ilk bakışta işsizlik artacak insanlar yapacak iş bulamaz hale gelecek gibi bir kanı oluşabilir…
Ancak, bu değişim süreci doğru yönetilebilir, eğitim kurumlarımız bu sürecin yönetilmesine dönük yeniden kurgulanabilir, hedeflerin tespitinden, neslin inşa süreci doğru yönetilir ise; hızlı yaşanacak değişim rüzgarında savrulmayıp, bu süreci yönetebiliriz…
Esas olarak bireyin, yaradılışında verilen o harikulade potansiyelin, yaratıcılık, yetenek ve kompleks bilgi gerektiren alanlarda eğitilmesi, potansiyelin kullanılma biriminde artışın sağlanması, süreçte verimliliği beraberinde getirecektir.
Bu potansiyel ziyan edilmeyerek doğru değerlendirilmeli. Tarihte pamuk toplamaktan başka bir iş yapmayan kölelerin torunları, tarımda makinelerin kullanılması sonrasında, bilimle uğraşırken, cerrah, mühendis, bilim insanı olmadılar mı?
Akıllı makinelerin yapabileceği basit işleri yapmaktan kurtulan insanlar bilim, sanat, tasarım gibi makineler tarafından yapılamayacak yetenek ve yaratıcılık gerektiren işlere yönelebilir...
Bu durum insanlığın bilgi sahibi olma sürecini olağanüstü bir hızla arttıracak, insan; yaratılış gayesine uygun uğraşılar bulmada, insan olmanın erdemini yiritmeden, evrenin gizlerini çok daha büyük bir hızla keşfedecek alanlarda çalışmalar yapmaya zaman ayırabilir.
Bu temel olası hızlı değişim rüzgarında savrulmamak, akıl sınırları ötesinde hayata geçecek değişimde -Hürriyet ve İstiklali- kaybetmemek, kullanılan piyon halinde dönüşmemek vb. risklerin mağduru olmamak için, ''Hazır ol cenge ister isen sulh-u salah” sözünü düstur alarak öncelikle; istikbalin ve istiklalin teminatı olan neslin inşası yönünde eğitim sürecini iyi yönetmemiz gerektiğine özenle dikkat çekiyoruz.