PISA-2015 sonuçları tartışılmaya devam ediliyor. Sonuçların olumsuzluğu konusunda birçok etkenin yanında ekonomik göstergelerinde önemli olduğunu belirtmek gerekiyor. Bu göstergelerden ikisi gayrısafi yurt içi hasıla ve öğrenci başına yapılan eğitim harcamasıdır.
Gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH), bir ülkenin ekonomik büyüklüğünün birkaç ölçütünden biridir. GSYİH, gayrısafi milli hasıladan farklı olarak, bir ülke sınırları içerisinde belli bir zaman içinde, üretilen tüm nihai mal ve hizmetlerin para birimi cinsinden değeridir. Bu anlamda Türkiye, OECD ülkeleri içinde kişi başına düşen gayrisafi yurtiçi hasılası düşük olan ülkelerdendir.
PISA-2015 sonuçları değerlendirilirken, kişi başına düşen gayrisafi yurtiçi hâsıla ile ülkelerin ortalama fen okuryazarlığı, matematik okuryazarlığı ve okuma becerileri puanları arasında doğrusal bir ilişki olduğu tespit edilmiştir.
Bu tespit, OECD ülkelerinin fen okuryazarlığı, matematik okuryazarlığı ve okuma becerileri ortalama puanlarındaki değişiminin sırasıyla %24’ünün, %30’unun ve % 31’inin kişi başı GSYİH ile açıklanabildiğini ortaya koymaktadır.
Ancak, kişi başına düşen GSYİH, ülkelerde eğitim için kullanılabilir potansiyel kaynakları yansıtsa da fiilen eğitime yapılan yatırımların doğrudan bir göstergesi değildir. Bu anlamda öğrenci başına yapılan harcama oranına da bakmak gereklidir. Türkiye, OECD ülkelerinin içinde öğrenci başına yapılan harcama açısından da en son sıralarda yer almaktadır.
Başka etkenlerin yanısıra, Türkiye’nin her iki gösterge açısından da son sıralarda yer alması, öğrencilerin fen okuryazarlığı, matematik okuryazarlığı ve okuma becerileri alanında yetersizliklerinin oluşmasında önemli bir yer tutmaktadır.
Bu göstergelerden gayrisafi yurtiçi hasıla, kısa vadede değiştirilmesi ve yükseltilmesi mümkün olmayan bir göstergedir. Çünkü ülkedeki ekonomik faaliyetlerin bir bütün olarak arttırılması ve daha verimli hale getirilmesi anlamına gelmektedir.
Ancak diğer gösterge olan öğrenci başına yapılan harcamanın arttırılması zor değildir. Zaten son yıllarda eğitime yönelik yatırımların oransal olarak artması, öğrenci başına yapılan harcamanın da artmasını sağlayacaktır. Bu konuda yapılması gereken en önemli değişiklik ilköğretim (İlkokul-Ortaokul) okullarına, öğrenci sayısına göre ödenek ayırmaktır.