Hukuk dilinde zamanaşımı; kişinin suç olarak kabul edilen fiili işlediği andan itibaren belirli zamanın geçmesiyle kişi hakkında kovuşturma veya cezaî işlemlerin yapılmasını engelleyen bir durum olarak karşımıza çıkar. Başka bir anlatımla kanunda öngörülen sürelerin geçmesiyle, devletin cezalandırma yetkisi ortadan kalkmaktadır.1
Kamu hizmetlerinin yürütülmesi sırasında ortaya çıkabilecek kusurlu davranışların sürüncemede kalmaması ve caydırıcılığın sağlanabilmesi amacıyla disiplin mevzuatına getirilen düzenleme, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 127. maddesinde “soruşturmaya başlama zamanaşımı’ ve “ceza verme zamanaşımı” terimleri ile ifadesini bulmaktadır. 127.madde şu şekildedir; “Bu Kanunun 125 inci maddesinde sayılan fiil ve halleri işleyenler hakkında, bu fiil ve hallerin işlendiğinin öğrenildiği tarihten itibaren;
a) Uyarma, kınama, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarında bir ay içinde disiplin soruşturmasına,
b) Memurluktan çıkarma cezasında altı ay içinde disiplin kovuşturmasına,
Başlanmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğrar. Disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin işlendiği tarihten itibaren nihayet iki yıl içinde disiplin cezası verilmediği takdirde ceza verme yetkisi zamanaşımına uğrar.”
Fiilin işlendiğinin öğrenildiği tarih, disiplin amiri nezdinde olayın kayıtlara giriş tarihidir. Yani işlemlerin süre yönünden başlangıç tarihi olarak evrakın ilgili birimin genel evrak kaydına girişi ile başlayacağı hükme bağlanmış, Danıştay 10. Dairesinin, 1.3.1989 tarih ve Esas: 1988/191, Karar: 1989/454 sayılı kararı da bu konuya duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklık getirmiştir. Onayın alınması ile soruşturma işlemi başlamış sayılır. Bu nedenle olayı, ihbar, şikâyet ve basın yoluyla ilk öğrenen disiplin amirinin, konuyu derhal soruşturma onayına bağlaması ve bu suretle soruşturmaya başlama zamanaşımını durdurması gerekmektedir.
Ceza vermede zamanaşımı, disiplin fiilinin işlendiği tarihten itibaren en geç iki yıl içerisinde soruşturmanın bitirilip ilgili memura gerekli disiplin cezasının uygulanmış olmasını gerektiren zamanaşımıdır. Ceza vermede zamanaşımı, fiilin işlendiği tarihin ertesi gününden itibaren işlemeye başladığından, raporların başlangıç kısmında disiplin fiillerinin işlendiği ve öğrenildiği tarihlerin yıl, ay ve gün olarak açıkça belirtilmesi çok önemli ve gereklidir.
Örnek vermek gerekirse; 29 Aralık soruşturmalarının üzerinden 18 aylık bir süre geçmiş ve soruşturmalar büyük oranda tamamlanmış olmasına rağmen, halen kimi illerimizde idareler, okullardan; bu eyleme katılanların neden bildirilmediğini, bildirmeyen okul müdürlerinin neden bildirmediğini soruşturma konusu ederek, yeni inceleme-soruşturma açmaktadırlar. Bu anlamda, 29 Aralık eylemine katılan eğitim emekçileri açısından yapılacak bütün inceleme ve soruşturmalar, soruşturmaya başlama zamanaşımına uğramıştır, hükümsüzdür.
Okul müdürleri açısından ise konu tartışmalı bir konudur ve başka bir yazının konusudur.
1 Murat Çakır. (2013). TÜRK CEZA HUKUKUNDA DAVA ZAMANAŞIMI.(İÜHFM C. LXXI, S. 1, s. 207-228, 2013)