DIŞ GÜVENLİK REFORMU’NA NEDEN GEÇİLEMEDİ, HANGİ AŞAMALAR KATEDİLMELİ?

Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü çalışanlarının iş sağlığı ve özlük hakları açılarından son dönemlerde ısrarla beklediği  ceza infaz kurumlarında ve denetimli serbestlik müdürlüklerinde ‘’ dış güvenlik reformunun’’ sayın Adalet Bakanımız Bekir BOZDAĞ’ın açıklamaları ile iptal edildiğini lakin özlük haklarındaki iyileştirmelerin yerine getirilmesinin planlandığını bu konuda ilerleyen zamanlarda iyileştirmeler yapılacağını anlamış bulunmaktayız.

Dış güvenlik reformundan vazgeçilme sebebleri ilgili resmi ağızlardan duyulamamıştır lakin sadece dışardan gözlemlendiğinde bile belli başlı isabetli tahminler yapmak mümkündür. Bu gözlemler sistemin içerisinden sırlar olmayıp dünyadaki diğer örnekler ile karşılaştırma yapıldığında rahatlıkla anlaşılabilecek sebeplerdir. Yani bu yazıda dışardan bakan bir gözün rahatlıkla görebileceği sır olmayan durumlar ve ülkemiz için yararlı bir icraat olacak olan ‘’ dış güvenlik reformu’’ ile ilgili tespitler yapılmaya çalışılacaktır.

Bilindiği üzere ülkemizde ceza infaz kurumlarının iç asayişi Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından, dış çevresi ve mahkumların cezaevleri dışındaki mahkeme, hastane vb. temaslarının asayişisi ise Jandarma Genel Komutanlığı tarafından sağlanmaktadır. Aynı zamanda mevzuata göre ceza infaz kurumlarındaki zorunlu hallerde diğer kolluk birimlerinden de destek alınabilir. Mevcut bu durum ise ceza infaz kurumlarının, memurların ve mahkumların yekunu düşünüldüğünde verimi düşük bir idare durumuna ve iş sağlığına, çift başlılığa ve güvenlik zaafına sebebiyet vermektedir. Bu durum dünyadaki diğer bütün ceza infaz kurumu ile ilgili teşkilatlar incelendiğinde rahatlıkla müşahede edilebilir. Zira dünyadaki diğer teşkilatlar ilgili ülkelerin adalet bakanlıklarına bağlı olup mahkumlarla ilgili asayiş ve toplumun bu alandaki suçtan korunması görevi tek bir teşkilat tarafından yürütülmektedir. Dış güvenlik reformunun hayata geçirilmesinin birçok sorunu ortadan kaldıracağı, binlerce kişiye daha istihdam sağlayacağı ortada iken vazgeçilmesinin önemli bir nedeni olduğu düşünülebilir: Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün şu anki teşkilat yapısı dış güvenlik görevinin ifasına imkan vermemektedir. Bilakis devlet ebed müddet anlayışı, binlerce yıllık devlet oluşumuz, ‘’ devlet millet’’ olma anlayışımız ve bunların verdiği imkan ve motivasyon ülkemize bu reformun altından çok rahat kalkabilme yeteneği sağlamaktadır. O zaman dış güvenlik reformuyla ilgili nelerin eksik olduğu ve izlenecek yol haritasını irdelemek bunun geleceğini tasavvur için temel atmak olacaktır. Bu tasavvur dış güvenlik için sağlıklı alt yapı oluşturulması adına şarttır.

Dünyadaki diğer cezaevleri teşkilatları ve güvenlik teşkilatları incelendiğinde:

  1. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ndeki asayişi sağlayan ve asayişten sorumlu bütün memur ve amirler bir güvenlik bütünlüğü içerisinde olmalı ve gerektiğinde aynı üniformayı giymelidir. Bu asayişten sorumlu bütün memur ve amirler arasında sağlıklı bir güvenlik bütünlüğü oluşturulmasını sağlayacaktır. Amirlerle ilgili gerekli rütbe isimleri, sorumlu oldukları mahkum, memur ve birim sayısı belirlenmelidir. Güvenlik işi icra edildiği, dış güvenlik reformundan da önce sağlıklı bir adım olarak, mevzuatla daha net bir şekilde ortaya konulabilir. Bu durumla birlikte eğitim müfredatlarında güvenlik ile ilgili kısımlar daha geniş ve ayrıntılı işlenebilir. Şu anda toplumu suç işlemeyi meslek edinmiş insanlardan koruma görevi yaptığı halde tabanca taşıyıp taşımamakta tereddüt eden memurlara güvenlik işinin icra edildiğine dair net bir idrak verilebilir, güvenlik zihniyeti ve kültürü oluşturulması sağlanabilir. Bütün kurumlarda bir standart güvenlik politikası yakalanabilmesi çalışmaları yapılabilir, bu planlanabilecek durum yapılacak çalıştaylar ve sonraki çalışmalar aracılığıyla oluşturulacak ilgili reform öncesi adımlar olarak mevzuat ve el kitapçıkları ve eğitimlerle desteklenebilir.
  2. Gerekirse ‘’ Baş memurların’’ altında ve üstünde şu anki amirler kadrolarına ek olarak rütbeler belirlenebilir.
  3. Bütün mahkumlar tek renk bir tulum giymelidir. Aksi durum güvenlik zaafına, firara sebep, insanımızın suçtan korunmasının önüne geçilmesine, adaletsizliğe sebep olabilir.
  4. Şimdiki durumda infaz ve koruma memurları ikamet ettikleri ilçenin mülki amirinin izni ile tabanca taşıma yetkisine sahiptir. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı eğitim merkezlerinde ve ülkemizde diğer güvenlik merkezlerinde memurlarımıza tabanca kullanma ile ilgili teorik ve hatta pratik eğitim verilmelidir. Bu dış güvenliğe geçiş aşamasına yardımcı olacaktır. Lakin şu anda ise infaz ve koruma memurları üzerinde üniforma olsa dahi silahını gösterebilme yetkisine haiz değildir. Güvenlik işi yaptığı düşünülen bir memur grubunun üniformasının arkasına sakladığı, acil durumlarda kullanırken bu durumda zorlanabileceği, üniformasının bir parçası şeklinde palaskasında taşıyamadığı silahının, üniformasının bütünlüğünü bozması ve çirkin bir görüntüye sebebiyet vermek zorunda olması ise ilginç bir zaaftır.
  5. Görevli amirler ve yetkililer ile birlikte asayişten sorumlu memurlara yakın savunma çalışma ve spor yapma zorunluluğu getirilebilir. Bu çalışmalarda geçen süreler mesaiden sayılabilir ya da özel hizmet tazminatına yansıtılabilir.
  6. Mevcut eski tip ceza infaz kurumları binaları hizmet süresini doldurup doldurmadıklarına bakılmaksızın yıkılıp yerlerine asayiş, yönetim, iş sağlığı ve adaletin temini açısından birçok kolaylık sağlayan ve verimi artıran ‘’ T, L ve F Tipi’’ ceza infaz kurumları ile değiştirilmelidir. Bu kurumlarda asayişin ve adaletin dört dörtlük sağlandığı ve bu kurumlarda daha çok istihdam sağlandığı bilinmektedir.
  7. Ceza infaz kurumları çalışanları ile ilgili bir eğitim bölümü yakın bir zaman önce Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde kurulmuştur. Bu önemli gelişmenin bir üst aşamaya tekamül ettirilebilmesi için; ilgili bölüm Adalet Bakanlığı’na bağlı akademi altında Emniyet Genel Müdürlüğü memurlarına uygulanan eğitim sisteminin benzeri gibi bir aşamaya getirilebilir. Oradaki disiplininin ve anlayışın temini tasavvur edilecek bu kurumlarda dış güvenlik reformu öncesi için sağlıklı bir adım olabilir.
  8. Dış güvenlik reformu düşünüldüğünde şart olan; ağırlaştırılmış müebbet cezası alan mahkumların hastane ve mahkeme ile ilgili durumlardaki asayişi için Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü bünyesinde görevli olacak ‘ özel harekat birimlerinin’ teşekkülü için şimdiden gerekli adımlar atılabilir. Bu birimler şimdiden dış güvenlik reformu öncesi cezaevlerinde koğuş-oda araması, yakın savunma, teorik ve pratik silahlı eğitim açısından ihtisasa sahip olmaya başlayabilir. Bu projenin silahlı eğitim haricindeki kısmı şu an akademik çalışması ve araştırmacı kişiliği ile de bilinen Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’müzde görevli bir müdürümüzün proje-fikridir. Kendisine şükranlarımız borcumuzdur.
  9. Dış güvenlik reformu ile birlikte şart olacak olan köpekli arama ve asayiş birimleri, kurumlar arası sevkte ihtisas almış birimler ve gerekirse pilot ve benzeri görevliler istihdam edilmeli ya da gerekli planlamalar yapılmalıdır.

Maddeler çoğaltılabilir mamafih yapılabilecek bir dış güvenlik reformu ile infaz sistemimizdeki kalite artacak, on binlerce kişiye istihdam sağlanmış olacak, ceza infaz kurumlarında görevli jandarma birimlerimiz ülkemizin diğer asayişine katılabilecektir. Bunu çok rahatlıkla gerçekleştirebilecek devlet geleneği, motivasyonu, uygulayacak ve buna yardımcı olacak bürokratik birimler ülkemizde mevcuttur.

İnfaz ve Koruma Memuru Mehmet DAĞLI, İskenderun M Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamubiz.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazar Yazıları Haberleri