Bugün; yok olmanın eşiğinde verdiği varoluş mücadelesiyle, imkânsız başarılmış, hürriyet ve istiklaline kavuşarak, mazlum milletlere bayrak olduğumuz bir gündür.
Bugün, Bugün, Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde, yok olmanın eşiğinde, küresel eşkıyalara karşı verdiğimiz varoluş mücadelesi sonrasında, 29 Ekim 1923’de ulaştığı hürriyet ve istiklalin, taçlandırarak, ilan ettiğimiz, son devletimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin 95. kuruluş yıldönümüdür.
Tarihin yüklediği mesuliyetin idrakinde, bugün de; mazlum ve mağdur milletlerin hakkını savunma hedefinde verdiği mücadeleyle, gönülleri kazandığımızın idrakindeyiz…
Millet olarak 29 Ekim 1923’te ilan edilen cumhuriyet, bizler için bütünleşmenin, kaynaşmanın ve imkânların birleştirilmesi ile ortaya konan bir büyük başarının küresel eşkıyalara ilan ettiği ifadesidir.
Cumhuriyet; milletin irade ve yetkisini tam olarak kullandığı, seçtiği temsilcileri ile hâkimiyetini tam olarak ifade ettiği ve bütün bunları yaparken de diğer hak ve hürriyetlere ruhsat verdiği bir yönetim şeklidir.
Cumhuriyet, güçten önce güç ahlakına sahip olmamızı ister. “Önce devlet“ demez, “Önce insan” der; çünkü insan yoksa hiçbir şey yoktur.
Cumhuriyet, insan fıtratına ve İslam’a en uygun idare biçimidir… Çünkü Kur’an, devlet nizamı vazetmeyip, ilkeler verir.
Bu ana ilkeler;
a) Hakikat
b) Adalet
c) Ortak Akıl
ç) Merhamet
d) Ehliyet ve liyakattır…
Cumhuriyet yönetiminde en önemli özellik, istişarenin varoluşudur. Resulullah’ın (s.a.v.) her işinde istişareyi gözettiği, çoğu zaman ashabı ile görüş alış verişinde bulunduğu uygulamalarıyla sabittir.
Allah’ın (c.c.); Al-i İmran (3/159) suresinde; “İş konusunda onlara danış. Fakat karar verdin mi Allah’a güven. Doğrusu Allah (cc) kendine güvenenleri sever.” Şura (42/38) suresinde de; ‘‘Onların işleri istişare iledir” buyurması dikkate değer…
Çoğunluğun aldığı kararın milli iradeyi temsil etme esasına dayanan ve insanın kendisini yönetebilmesi imkânını sağlayan CUMHURİYET, ecdadın bedelini canıyla ödediği bir emanettir.
En son 15 Temmuz 2016 gecesi yaşananlar da, milletimizin devletiyle ne kadar bütünleştiğini tartışmasız şekilde bir kez daha teyit etmiştir.
Milletimiz, yeni işgal girişimlerine karşı da, İstiklal Harbi’ndeki kararlılıkla mücadele edeceğini, o gece tüm dünyaya göstermişti…
O meşum gece; bu mesuliyetin farkındalığı ile, Cumhuriyeti, Demokrasiyi muhafaza ve müdafaa sürecinde gereğini tereddüt etmeden, gözünü kırpmadan yaşayan, bu yolda hakka yürümede tereddüt etmeyen, bu kutsal davada hakka yürüyen aziz milletimizin bağrından çıkan aziz şehitlerimiz ve şanlı gazilerimiz yarına umutla bakmamızın güncel teminatıdır.
Bize verilen mesaj ise, bedeli can ile ödenen, küresel eşkıyaların hedefinde bu kutsal emanetin, yarınlarda da aynı hassasiyetle korunacağının gönül rahatlığıdır...
Bu farkındalık içerisinde, bizlere düşen; bizlere armağan edilen ve aynı zamanda emanet bırakılan bu cennet vatanı, milli duygularımızı tazeleyerek korumaya devam etmek, istiklal ve hürriyet bayrağını gönderde tutmaktır.
Şahsım ve Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği Yönetim Kurulu adına, Cumhuriyetimizin 95. yılını kutlarken, vatanımız ve kutsal değerlerimiz uğruna canlarını feda ederek, bu cennet vatanımızı canları, kanları ve malları ile bizlere emanet eden, Rahmet-i Rahman’a kavuşan; Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk`ü, silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyor, bağımsızlığımızı birlik ve beraberliğimizi daim kılmasını Yüce Allah’tan niyaz ederken, vizyonumuzun “Cumhuriyeti, cumhuriyet gibi yaşamak.” Olduğuna işaret ediyoruz.
Cumhuriyet Bayramımız mübarek olsun.