Pazartesi günü Sayın Valimiz ve Milli Eğitim Müdürümüz LGS kapsamında yapılan sınavda birinci olan beş öğrencimize hediye verip yemek düzenlediler. Elbette beş birinci çıkarmak kulağa hoş gelmektedir. Ama yeterli midir? Bu sınavda toplam 565 birinci çıkmıştır. Yani 113’te bir oranında birinci çıkarmışız. Nüfusa oranla beş sayısı ortalamanın altında bir değerdir. Ortalamanın altındaki bir rakam ile başarının uzaktan yakından ilgisi yoktur.
Aydın ilinin eğitim geçmişine bakacak olursak başarılarla dolu olduğunu görmekteyiz. Son otuz yıl incelendiğinde gerek liselere giriş sınavlarında, gerek Anadolu ve Fen lisesi sınavlarında, gerekse üniversite sınavlarında Aydın ili çoğunlukla ilk beş derecede kendine yer bulmuştur. Bu başarı grafiği giderek düşmüş günümüzde neredeyse ellinciliğe (43) kadar gerilemiştir.
Uzun yıllar Aydın ilinin en önemli iki lisesinde idarecilik yapmış bir eğitimci olarak geçmiş yıllarda Aydın ilinin başarısından dolayı ülkenin değişik illerinden iyi bir eğitim almak için çok sayıda öğrencinin geldiğine bizzat şahit olmuşumdur. Antalya, Muğla, Denizli vs. Bu başarı nedeniyle her düzeyde Aydın ili ülke çapında isminden söz ettirmiştir. Gelelim son LGS’ye.
LGS’de Aydın ilinin derslere göre sıralamaları şöyledir. (81 il)
Yabancı Dil testinde 27’inci, Matematik testinde 39’uncu, Fen Bilimleri testinde 40’ıncı T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük testinde 43’üncü, Türkçe testinde 43’üncü ve nihayet Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi testinde ise 57’inci olmuştur.
İsterseniz ilk %5’lik dilimdeki öğrenci sayılarına göre komşu illerle karşılaştıralım. Muğla 8499/685, Denizli 12347/966, İzmir 44429/2534 ve Aydın 11408/632. Yüzde olarak Muğla %8.05, Denizli %7.82, İzmir %5.70 ve Aydın %5.53. Yanı eskiden bize öğrenci gönderen Muğla toplamda birinci olmuşken biz ancak 43’üncü olabilmişiz. Nereden nereye gelmişiz. İlk sıralardan son sıralara.
Neden buralara geldik? Elbette sebebi çok. Öncelikle sürekli değişen sisteme yönetici kadrosu ayak uyduramadı. Liyakat olmadan sadece belli bir düşünceyi taşıdıklarından veya bir sendika üyesi olduklarından atanan yöneticiler bu değişime ayak uydurmayı başaramadılar. Bu yöneticiler okul, öğretmen ve veli arasındaki işbirliğini sağlayamadı ve öğrenci ile öğretmen bağlantısı zedelendi. Böylece eğitim ve öğretimde başarı azalmaya başladı.
Liseler Anadolu lisesine dönüştürülürken yine siyasi düşündüklerinden hak etmeyen okulların dönüştürülmesi, proje okullarının tespit edilmesinde aynı sorunların yaşanması, normal liselere gereksinim varken imam hatip liselerinin açılması eğitim planlamasının yanlış olmasına ve olumsuz sonuçlar doğurmasına neden oldu. Bu arada bu kadar açılan imam hatipler yeterli olmamış ki Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi testinde ancak 57’inci olabilmişiz. Demek ki bazı şeyler zorlama ile olmuyormuş. Burada şunu söylemek isterim, bazı okullarda derslik yok iken bu okulların önemli bir kısmında neredeyse öğrenci yok, tamamen siyasi olarak yapılan yanlış planlamaların sonucu ortaya çıkan fiyasko.
Yanlış planlama yanlış uygulamaları beraberinde getirip yolunda giden eğitim öğretim çalışmalarını sekteye uğrattı. Bu kadar yanlış iş arasında öğretmenlere yönelik olumsuz çalışmalar ve sendika baskıları eğitim ortamlarında kurum kültürü oluşmasını engelledi, öğretmenlerin okulunu ve işini benimsemesi giderek yok oldu.
Yeri gelmişken bağlantılı başka bir konuya değinmek isteriz. Seminer döneminde öğretmenler program dâhilinde Aydın Arkeoloji Müzesi ziyaretinde bulundular. Elbette amaç öğretmenlerde farkındalık oluşturmaktı. Ancak bazı okulların öğretmenleri müze yazısının altında toplanıp müzeyi gezmeden dağıldılar. Görünen o ki yapılan yanlışlardan öğretmenlerde tükenmişlik, işten soğuma ve bıkkınlık baş gösterdi. Milli eğitim yönetimi bunu henüz aşabilmiş değil. Bu durum öğretmenlerin değil, onları işe koşamayan üst yönetimin ayıbıdır. Bu sorun kısa sürede aşılırsa ilimizin sıralamadaki yeri hızla yükselecektir. Bu konuda İl Milli Eğitim Müdürü Seyfullah Okumuş’a büyük görev düşüyor.
Değinmek istediğimiz bir başka konu ise Aydın Lisesi Tarihi Binası. Aydın Lisesi ülkemizin en önde gelen liselerinden birisidir. Okul kampüsü içerisinde bulunan Aydın ilinin ilk lisesi 1927 yılında hizmete girmiş, bu liseden on binlerce öğrenci yetişmiştir. Sözü geçen bina ilimizin en önemli tarihi binalarından birisi olup önemli bir markayı temsil etmektedir. Ancak geçtiğimiz günlerde bu binayı İl Milli Eğitim Müdürlüğü bilim akademisi ve tasarım beceri atölyeleri merkezi diye liseden almıştır. İlk iş olarak bina tabelası kaldırılmış, yerine yukarıda yazdığım isim yazılmıştır. Konu Aydın Lisesi Mezunlar Derneği tarafından dile getirilince “Aydın Lisesi” ismi yeniden bina girişine asılmıştır. Okul yönetimi ise bu konuda hiçbir şey söyleyememiş, okuluna sahip çıkamamıştır. Halbuki 2006 yılında o binayı Adnan Menderes Üniversitesi işgalinden okul yönetimi ve öğretmenleri kurtarmıştır.
Elbette ilimizdeki eğitim öğretimin gelişmesi adına öğretmen ve öğrencilere hizmet edecek yeni bir birimin kurulması yararlı olacaktır. Bu birim ile eğitimde yeni yaklaşımlar gerçekleşmesini, uygulamalı eğitimde gelişmeler sağlanmasını ümit ediyoruz. Ama Arkeoloji Müzesi etkinliği gibi olacaksa yapılan tüm çabalar boşa gidecektir. İl Milli Eğitim Müdürlüğü paydaşları arasında aidiyet kültürü oluşturabilmelidir. Bunu için iletişim kanalları açık tutulmalı, siyasetin bu kanalları tıkamasına izin verilmemelidir.
Sonuç olarak, eğitim ve öğretim adına yapılan yanlışları alt alta sıralayıp sayfalarca yazabiliriz. Ancak yüksek eğitim almış eğitim camiasının bu tür sorunları kolayca çözebileceği de aşikardır. Yeter ki istensin, gerisi çok kolay gelecektir. Yoksa işimiz giderek zorlaşacaktır.
“Öğretim sınıfta biter; fakat eğitim ancak hayatla beraber sona erer.” (F. W. Robertson)