Öğretmenlik mesleğinin en çok hatırlandığı gün olan 24 Kasım Öğretmenler Günü yaklaşmakta.Dünyanın en özverili insanlarının anıldığı bu müstesna günde en üst perdeden bu mesleğin kutsaliyetine dem vurmak artık adettendir.Öğretmenler medyanın her türlüsünden bir günlük de olsa yoğun bir şekilde onore edilecektir.
Her 24 kasımlarda okullarda bu günün anlamına binaen bir hediye telaşı olur.Öğrenciler ve veliler öğretmenlerine imkanları ölçüsünde hediye alarak bu özel günlerini kutlamaya çalışırlar.Peki hediye almada bir ölçü var mıdır.?Kanaatimce ölçü şu olmalıdır.Çam sakızı çoban armağanı gönülden kopan bir çiçek,bir şiir gibi masumane,küçük hediyeler,samimiyet içeren hediyeler o gün için öğretmeni mutlu etmeye yeterde artar bile.İçten bir tebessüm ile ‘’Öğretmenler günün kutlu olsun öğretmenim’’ demek bile kafidir.Zaten yufka yüreklidir öğretmenler,küçük şeylerle hemencecik sevinirler hatta küçük şeyler ile içlerindeki büyük kırgınlıkları bile unuturlar.Size ilham veren iyi veya kötü mutlaka bir şeyler öğreten o insanlara bu özel günde bir mesaj göndermek bir telefon açıp hasbıhal etmek de vefadandır. Aslında bir öğretmen için en güzel hediye öğrencilerini hayatta başarılı olarak görmek ve bir de öğrencilerinin vefasıdır.Şahsen başarılı öğrencilerimin gösterdiği vefayı hiç bir hediyeye değişmem.Öğretmenlik hayatımda aldığım en ilginç hediye bir kazdı.Ülkemin doğusunda bir köyde çalışırken öğrencim bir öğretmenler gününde kolunun altına sıkıştırıp getirdiği canlı bir kazı görünce şaşırmıştım.Sonra da kibarca bu hediyeyi reddetmiştim.
Birde o gün için veliler tarafından planlanan hediye organizasyonları vardır.Sınıf temsilcisi bir veli tarafından diğer öğrenci velilerinden belli bir ücret toplanarak öğretmene hediye alınmaktadır ki bu çok yersiz ve saçma bir uygulamadır.Bir kere içtenlik ve samimiyet içermez.Hediye gönülden gelirse güzel olur.Bu gün eve ekmek alabilir miyim? endişesi yaşayan bir veli bile bu organizasyonda rencide olursa o hediye olur mu?Maddi hediyelere bazı veliler zorlanarak katlanıyor,alamayan çocuk da mahcup oluyor.Ben öğretmenime hediye alamadım diye o gün okula gelmek istemeyen öğrenciler de mutlaka vardır.Böyle durumlara fırsat vermemek için öğretmen çizgisini keskin bir şekilde önceden çizerse veliler de bu alışkanlıktan vazgeçer.
Bir öğretmene verilecek en büyük hediye ;onu gerçekten öğretmen gibi hissettirmektir.Gereken sevgi ve saygıyı vermektir.