TBMM bundan 98 yıl önce 23 Nisan 1920'de bir cuma günü açılmıştı. O tarihten itibaren Meclis “Milli İradenin” temsil yeri olmuştur.
Atatürk, “Milli İradenin” temsil yeri olacak Meclis'in açılışı ile ilgili 21 Nisan 1920'de çektiği telgrafında;
“Allahın yardımıyla Nisan'ın 23. Cuma günü cuma namazını müteakip Ankara'da Meclis'te küşat edilecek (açılacak), vatanın istikbali gibi en mühim hayati vazifeleri ifa edecek olan Meclis'in açılışını cumaya rastlatmakla o günü nimetinden istifade edilecek, cuma namazı kılınacak, Kuran'ın nurlarından ve namazdan güç kazanılacaktır. Namazdan sonra Meclis'in toplanacağı yere gidilecek, bir dua okunacak ve kurbanlar kesilecektir. İl merkezinde valinin düzenleyeceği üzere hatim indirilmeye başlanacak, cuma günü namazdan sonra Meclis'in toplantı yerinin önünde okunup bitirilecektir. Cenabı Hak'tan bizi muvaffak kılmasını niyaz ederiz.'' Diyor.
Bu telgraf ile; Milli Mücadelenin dayanacağı asli unsur olan milli ve manevi değerlere dönük hassasiyete dikkat çekerken, bir milletin bekası açısından;çocuğun ne kadar önemli olduğunun farkındalığına da işarettir…
Gazi Mustafa Kemal, TBMM’nin açılış tarihi olan 23 Nisan 1920 yi Milli Bayram olarak ilan etmiş ve bu bayramı da “Bu günün çocukları, yarının büyükleridir.”diyerek bütün çocuklara armağan etmesi derin bir anlam içerir.
Aziz gönül dostları,
Milletlerin istikbali ve istiklali; nefsimizi ve neslimizi, istikbalimizin teminatı olan çocuklarımızı doğru ve dolu yetiştirmemizle mümkündür. Bunun için de çocuğun milli ve manevi değerlerine bağlı, tarihini ve kültürünü çok iyi öğrenmiş bir şekilde yetiştirilmesi önemlidir.
Bu değerlerden mahrum bırakılan çocuklar kendi tarihlerine, örf ve adetlerine yabancılaşıp, başka milletlerin kültürleriyle baş başa kalır, geçmişleriyle gelecekleri arasında sağlıklı bir iletişim kuramazlar.
Bu açıdan, istikbalimizin teminat altında olmasını temin için, bu kutlu günü, Milli Bayramımızı” şeklen değil, mana boyutunda da değerlendirmek,çocuklarımızın “Milli İrade”nin temsil yeri olan TBMM’nin anlamı ve işlevi açısından yaşantıya dayalı yetiştirilmeleri gerektiğine dikkat çekeriz.
Ancak o zaman, çocuklarımızın, yetenek ve yeterliklerinin farkında olan, ahlaki değerlerle temeyyüz eden yönleri ile artan öz güvenleriyle, kendilerine sunulan imkânları iyi değerlendirecek, tarihlerinden aldıkları özgüvenle büyük başarılara imza atacaklarına, parlak hedeflerine, duru zihinleriyle 2023, 2071 hedeflerimize hep birlikte ulaşacağımıza olan inancımız içerisinde, bayramımızı kutlarız.