Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü; ebediyete intikalinin 82’nci yıldönümünde, pandeminin tesirinde, art arda yaşadığımız deprem afetinin hüznünü yaşarken, küresel eşkıyaların tahrik, tertip ve kurgularına, doğrudan veya dolaylı olarak işbirlikçilerinin gerek yurt içi, gerek yurt dışında ülkemize yönelik türlü entrikaların sergilendiği, tuzakların kurulduğu çok zor bir dönemde anıyoruz.
Yaşanması gereken, sadece kuru bir anmak değil, bugünde dünü, dünün ışığında yarını anlamaya çalışmak gerek...
Mustafa Kemal Atatürk, herhangi bir kimsenin veya bir topluluğun tekelinde olmadığı şuuruyla, O’nu anlamaya çalışırken, O’nun ülküsünü, prensiplerini, sloganların ötesinde, aziz milletimizin tarihi derinlikteki idrak penceresinden bakmanın mesuliyetimiz olduğuna dikkat çekeriz.
Atatürk, "Kuvvetli öngörüsü” ile Türk milletinin varlığına kasteden her türlü sinsi tertibin farkına vararak onları deşifre eden, milleti uyandırarak, bağımsızlık meşalesini yakarak, Türk Milletinin yolunu aydınlatandır...
Gazi Mustafa Kemal, yok olmanın eşiğindeyken, milletinin dikkatini “Milleti, Milletin Azim Ve Kararlılığı Kurtaracaktır” diyerek çeken, ERZURUM Kongresi'nde "Vatanın Bölünmez Bir Bütün Olduğunu" tüm dünyaya ilan eden, Sakarya Savaşı sırasında: "Vatanın Her Karış Toprağı Vatandaş Kanıyla Sulanmadıkça Terk Olunamaz” diyerek, bu necip millete, dünden bu güne yansıyan, yarın içinde ışık tutan milli bir parola oluşturan, verilen mücadelenin ana eksenini; “Ya İstiklal Ya Ölüm” parolasıyla zihinlere nakşeden büyük bir liderdir…
Gazi Mustafa Kemal, milli mücadele sürecinde de küresel kurgulara, başkalarının yazdığı senaryolara karşı çıkarak, milli menfaatler ekseninde kendi senaryomuzu yazarak, asil milletimizi de inandırarak, Şahsi menfaatlerini düşmanların siyasi emelleriyle birleştirebilecek kadar küçülen, gafillerin ihanetleriyle de mücadele ederek, “Manda ve Himayeyi” kabul edenlere de karşı durarak, necip milletimizin tarihi derinlikteki kültürel kodlarına olan inanmışlığı ile “Manda ve Himayeyi” ret eden, istiklal ve istikbal mücadelesindeki tutarlılığı ve kararlılığı ile esaretten kurtaran, vizyonu ve teşkilatçılığı ile bu aşkını, “Hürriyet ve İstiklal Benim Karakterimdir” sözü ile evrensel değer kılan liderdir.
Mustafa Kemal Atatürk, her alanda bağımsız olmayı esas alan, milli menfaatlerden asla taviz vermeyen, zulme, baskıya, dayatmaya, esarete karşı boyun eğmeyen bir politika izlerken, “Türk Milleti’nin giriştiği mücadelenin yalnız kendisi için olmadığını “Bütün Mazlum Milletlerin” davası olduğunu cihana haykırandır.
Mustafa Kemal, sömürge durumundaki milletlerin bu duruma düşme nedenini, onların milli benlikten yoksun olmalarında gören, Türk Milli Mücadelesinin onlara bu konuda ışık tutacağını düşünendir…
O, "Millete efendilik yoktur, hadimlik (yani hizmet etmek) vardır. Bu millete hizmet eden onun efendisi olur." sözüyle millete hizmet anlayışını nefsinde yaşamaya odaklanırken, salt bugüne değil, yarınlara dönük; “bir yöneticide bulunması gereken özelliklere” model olandır.
Milli Mücadelenin ardından söylediği; "En büyük davamız, en medeni ve müreffeh (yani gelişmiş, refah içinde) bir millet olarak varlığımızı yükseltmektir." Sözü ile yarınlarımıza geniş görüşlülük oluşturan liderdir.
Doğru modellerin hızla azaldığı, bizi biz kılan milli ve manevi değerlerimizi hızla kaybettiğimiz bir süreçte; değerlerimizi yeniden kazanmamız yönünde; şahsım ve Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği Yönetim Kurulu ve üyelerimiz adına, Cumhuriyetimizin kurucusu, büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, aramızdan ayrılışının 82. yılında, saygı, minnet ve şükranla anarken, istiklal ve istikbal mücadelemizin devam ettiği farkındalığıyla; küresel eşkıyaların gerek yurt içi ve yurt dışı eksenli, sosyal, siyasi, terör ve iktisadi saldırıları yanı sıra, çıkarlarını müstevlilerin emelleri ile tevhit edenlere karşı, verdiğimiz mücadele sürecinde, gerek yurt geneli, gerek, sınır ötesinde; coğrafyayı vatan kılma yönünde canını/kanını feda etme özverisiyle mücadeleye devam eden canlara, cümle vatan şehitlerimize, hakka yürüyen gazilerimize, Allah’tan (c.c.) rahmet, yaşayan gazilerimize sağlık ve esenlikler diliyor, şükranlarımızı sunuyorum.