Yıllardır performans, döner sermaye, ek ödeme gibi yöntemlerin kaldırılarak, emekliliğe yansıyacak yoksulluk sınırı üzerinde temel ücretin belirlenmesi için mücadele ediyoruz. İşkolundaki tüm emekçiler için yoksulluk sınırı temel ücret için esas alınarak yapılan işin niteliği, eğitim durumu, iş riski, çalışma yılı gibi kriterler ile giydirilmiş ücret skalasının belirlenmesi temel talebimizdir. Bu talep etrafında uzun yıllardır verdiğimiz mücadele son dönemlerde işkolunda örgütlü çok sayıda emek ve meslek örgütünün de desteği ile üst seviyeye çıkmıştır. Bu mücadele karşısında kısmi de olsa düzenleme yapmak zorunda kalan iktidar ve Sağlık Bakanlığı kimseyi memnun etmeyen ve geleceğe dair güvence oluşturmayan yöntemlerle ücretlerimiz üzerinde oynamaya devam etmektedir.
Yönetmelik, birkaç bürokratın inisiyatifi ile yüzbinlerce sağlık emekçisi ve aileleri ile birlikte milyonlarca kişi adına tek taraflı olarak antidemokratik bir yöntemle hazırlanmıştır. İşkolu emekçilerinin örgütlü yapılarının görüşleri her düzenlemede olduğu gibi yine dikkate alınmamıştır. Siyasal alanda yaşanan otoriterleşme maalesef işkolu emekçilerine yönelik çalışmalara da fazlasıyla yansımaktadır.
Bugün yayımlanan yönetmeliğe dair ön raporumuz aşağıdaki gibidir. Yönetmeliğin tüm maddeleri genel merkezimizce kapsamlı değerlendirilecek olup hukuka aykırı maddeler için hukuk mücadelesi de yürütülecektir. Yine yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyan temel ücret mücadelemiz sonuç alıncaya kadar devam edecektir.
Yönetmelikte göze çarpan ilk tespitler;
TEŞVİK kavramı ile ne ifade edilmektedir? Teşvik edilecek olan ağır ve tehlikeli işler kapsamında olan sağlık hizmetlerini yürüten emekçileri daha fazla angarya çalıştırma ve kölelik koşulları mıdır? Performansın rekabeti ve angarya çalışmayı beraberinde getirdiğini bugüne kadar yeterince deneyimledik. TEŞVİK denilen kavramla bu daha da pekiştirilecektir. Aynı zamanda torpilin, kayırmanın önünü açacaktır.
Yönetmelikte herhangi bir disiplin soruşturmasında uyarı, kınama, kademe durdurma, aylıktan kesme gibi ceza alanların ek ödemelerinin kesileceği yazılmaktadır. Zaten 657 sayılı Kanuna göre ceza alan birinin 2. kez cezalandırılması anlamına gelmektedir. Daha önce de benzer şekilde yönetmeliklere giren bu madde yargı kararları ile çıkartılmıştı. Kanunen yasak olan ikili cezalandırma bu yönetmelikte yeniden neden yer almıştır?
Bugün kamuda çalışan tüm memurlar yıllık izinlerini kullanırken ücretlerinde herhangi bir kesinti yapılmamaktadır. Bu yönetmelikte ayda 5 gün, yılda toplamda 12 günden fazla izin kullanıldığında ilgili aylara ait ek ödemeler kesilmektedir. Sağlık emekçilerinin temel ücretleri düşük olduğu için ücretlerini biraz yükseltmek adına daha fazla nöbet tutarak, öncelikli servislerde çalışmak için torpil arayışına girmektedirler. Bu madde ile birlikte ek ödemeleri kesilmesin diye anayasal ve insani olan dinlenme hakkından emekçiler feragat edecektir. Bu madde bile yönetmeliğin ne kadar gayriinsani hazırlandığının kanıtıdır. Bu da yetmezmiş gibi mesai dışı çalışma uygulamasının TEŞVİK edilmesi ile adeta sağlık emekçilerinin sağlığı ile oynanmaktadır.
Bu yönetmelikte ASM’ler, üniversite hastaneleri ve diğer kurumlarda çalışan sağlık emekçileri içinde bir düzenleme yoktur. YÖK tarafından yeni yönetmelik yayınlanmaz ise eski yönetmelik üzerinden ödemelere devam edilecektir. Buda kısmi de olsa yaşanan bazı ücret artışlarından yararlanmama anlamına gelmektedir.
Bu yönetmelikte teknik, idari ve yardımcı hizmetler sınıfında çalışanların gelirlerinin yüzde 2-3 ü kadar ek ödeme alması sağlanmaktadır. Bu kadar ballandıra ballandıra beklenti yaratıldıktan sonra ortaya çıkan sonuca baktığımızda tek kelime ile “lütuf ve sadakadır” diyoruz. Yine hemşire ve SHS sınıfı için ek ödemenin gelirlerine oranı en fazla yüzde 6-7 lik bir artış olacaktır. Hekimler açısından da performans almayanlar için kısmi bir artış olsa da, performans alanlar için gözle görülür bir değişiklik yaratmayacaktır. Hekimlerin de gelirlerindeki artışın ürettikleri hizmetin miktarına bağlanmış olması temel insani ücretlendirme politikasına da aykırıdır. Elbette sendika olarak başta da söylediğimiz gibi bizler her türlü performans, ek ödeme ve TEŞVİK uygulamalarına karşıyız.
Sayın Bakan, her ayın 15’inde yönetmeliğin teknik dilinin güncel hayata tercüme edileceğini ifade etmiştir. Bizim anladığımız yönetmelik denen bu düzenlemenin özel hastane patronlarının aklıyla yapıldığıdır. Yalnız bilinmesini isteriz ki biz bu kölelik düzenine teslim olmayacağız.
Çalışırken ve emeklilikte insanca yaşamaya yetecek temel ücret talebimiz gerçekleşinceye kadar mücadeleye devam edeceğiz.
SES