Sağlık çalışanlarının evlerine gidemediğini, eşi, çocukları ve aile büyüklerine karşı kendilerini izole ederek yalnız yaşamanın psikolojik ve ekonomik sıkıntılar doğuracağına vurgu yaparak, bu duruma uyum sağlamanın zor olduğunu ve krizin daha ciddi etkileri olabileceğini belirterek şöyle dedi:
“Coronavirüs hastalığı küresel salgın haline geldikten sonra sağlık teşkilatlarında çalışanların iş hayatı ile sosyal yaşamları tamamen değişmiştir. Bilindiği gibi sağlık çalışanları belediyelerin hastane yakınlarında hizmete sunduğu oteller ve yurtlar da barınmaya başladılar. Gece gündüz devam eden uzun mesai sonrası yorgun ve uykusuz bir şekilde buralarda barınanlar yalnızlık hissine kapılarak kaygı ve endişeye, kendisinin ve ailesinin geleceğinden endişe duyarak korkuya ve paniğe kapılmakta, temel gereksinimlerini teminde bir takım zorluklar yaşayarak sağlıklı düşünememektedir. Evine gidebilen sağlık teşkilatı çalışanları ise, ailesine ve çevresine hastalık bulaştırma endişesi ve korkusuyla yaşamakta, çocuklarına sarılamayacak kadar korkuya kapılmakta, sürekli bir endişe ile psikolojik buhran yaşamaktadır. Evinde bile kendini güvende hissedemeyen sağlık çalışanlarının ne kadar zor bir süreçten geçtiği anlaşılmalıdır. Bu endişe ve korkuları yaşayan teşkilat çalışanlarının moral ve motivasyonu bozulacağı için iş verimi ve yapması gereken işlere karşı konsantresi düşecektir. Bunlar birlikte değerlendirildiğinde iş yerindeki arkadaşlarıyla da ilişkileri bozulacak ve zamanla uyum problemi ortaya çıkacaktır. Belirttiğimiz bu hususların sağlık teşkilatlarında çalışanları olumsuz etkilememesi için Bakanlıkça bilimsel çalışma başlatması gerekiyor. Bu süreç kontrol altın alındıktan sonra tüm sağlık çalışanlarına ve ailelerine, aynı zaman da pandemiden etkilenen tüm bireylere psikolojik destek verilmelidir.
Psikolojik boyutun mutlaka çözülmesi gerekirken, öte yandan ekonomik sıkıntılarının da bir an önce telafi yoluyla giderilmesi gerekiyor. Döner sermaye yönetmeliğinin sadece doktorları motive edici şekilde düzenlenmesi tüm çalışanlar arasında büyük bir hayal kırıklığına neden oldu. Yönetmeliğin sağlık teşkilatlarında çalışan tüm personelleri memnun edecek şekilde gözden geçirilmesi bu süreçte önemlidir. Tüm personellere 3 ay süreyle en az 1 maaş tutarında ikramiye verilmesi, yıpranma payının tüm personelleri kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmesi, döner sermayenin emekliliğe yansıtılması gerekiyor. Bu kriz sürecinde bunların gözden geçirilmesi tüm sağlık çalışanlarını motive edecektir. Aksi halde çalışanların kuruma karşı aidiyet duygusu zarar görecektir. Bu duygunun zedelenmemesi önemlidir. Çünkü bir kuruma mensubiyet duygusuyla bağlı olmak bireyi mutlu eder, motivasyonunu ve güvende olmasını sağlar. Kurum da üretkenlik, gelişim ve mutluluk artar. Emeğinin karşılığını alan, eşit uygulamalarla karşılaşan, haksızlığa ve adaletsizliğe maruz kalmayan personelin aidiyet duygusu geliştikçe, saygı, sevgi, hoşgörü, yardımlaşma ve dayanışma gibi duygular da gelişir. Dolayısıyla aidiyet duygusu ilişkilerin sağlıklı olmasını sağlar. Beklentileri karşılanan, mutlu ve huzurlu personelin bulunduğu kurum da herkes işini severek yapar, iş verimi artar. Uyardığımız hususlarda sağlık teşkilatlarında çalışanların beklentileri karşılanmazsa hem aidiyet duygusu hem de kurumumuz zarar görür. Bu nedenlerle önerilerimizin dikkate alınmasını önemle talep ediyoruz.”