Söz konusu sendikanın çeşitli kademelerinde görev aldığını belirten Kucur, Demokratik Sağlık Sen mensubu olduğu süreçte birçok yönetmeliğe, kanuna aykırı işleme yapıldığını iddia etti. Şahit olduğu usulsüzlüklerin nedenin sendikaların yeterince denetlenmemesinden kaynaklandığını ifade eden Kucur, “Kanuna, yönetmeliğe aykırı iş ve işlemlerle alakalı mahkemelere gerekli müracaatlarımı yaptım. Bunlar uzun süredir devam etmektedir. Bunların başında zimmet ve irtikap suçları gelmektedir” dedi.
Suç duyurusunda bulundu
Sendika genel merkezinde toplanan üye aidatlarının önemli bir bölümünün genel başkan Togan Demircan’ın şahsına ait olan maaş hesabına aktarıldığını iddia eden Kucur, dile getirdiği iddialarla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu söyledi. Demokratik Sağlık Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası’nın genel merkez adresinin Ankara’da olmasının da kâğıt üzerinde olduğunu iddia eden Kucur, “Tüzük gereği sendika toplantıları Ankara’da yapılması gerekirken yapılmadığına ben genel başkan yardımcısı olduğum dönemde şahit oldum. Bu durumu düzeltmek istediğimde ise üye karşısında sendika prestij kaybeder kaygısıyla sendikanın adresinin Ankara’da gösterildiği belirtildi. Sendika genel merkezinin Ankara’da olduğuna dair, elektrik, su faturası gibi ispat edici hiçbir belgede bulunmuyor. Ayrıca sendika adına alınan kararların altına atılan imzaların birbirine benzememesiyle ilgili bir suç duyurusunda bulundum. Karar defterindeki imzalar birbirine benzemediği gibi toplantıya katılamayan genel başkan yardımcılarının da yerine sahte imzaların atılmasıyla ilgili de suç duyurusunda bulundum. Konuyla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma yapmaktadır” ifadelerini kullandı.
İftira savcılık kararıyla kesinleşti
Demokratik Sağlık Sen yöneticilerinin son olarak da rakip olarak gördüğü Birlik Sağlık Sen yöneticileri ve şahsına yönelik basın yoluyla karalama kampanyası başlattığını aktaran Hüseyin Kucur, “Sendikal manada kuruldu kurulalı hiçbir fayda sağlayamayan, 400-500 üye sayısını aşamayan, Ahmet Doğruyol ekibinin göreve gelmesiyle binli rakamları geçen Demokratik Sağlık Sen yöneticileri tarafından son olarak da rakip olarak gördüğü Birlik Sağlık Sen yöneticileri ve şahsıma yönelik basın üzerinden bazı girişimlerde bulunuldu. Hırsızlık yaptığımı ima eden haber yaptırdılar. Bu girişimlerle ilgili 200 bin liralık tazminat davası açtım. Ayrıca Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na kişisel haklarıma saldırı, özel hayatın gizliliği, hakaret, iftiralara ilişkin suç duyurusunda bulundum. Yapılan haberle ilgili de kesinleşmiş ve kovuşturmaya yer olmadığına dair karar var. İftira attıkları savcılık kararıyla kesinleşmiştir. Bir yerel gazetede ise yolsuzlukla ilgili yargılandığım ve asliye ceza mahkemesine sevk edildiğim haberi yapıldı. Adıma açılan yolsuzlukla ilgili hiçbir suç duyurusu ve dava yoktur. Demokratik Sağlık Sen'in İzmir 1 No'lu Şube yönetiminde bulunmadığım halde şube yöneticileriyle ilgili yolsuzluk iddialarına ilişkin yapılan habere dâhil edildim. Tüm bu kirli oyunları yapanları ve alavere dalavere sendikacılığı yapan Demokratik Sağlık Sen yönetimini önce Allah’a sonra da adalete havale ediyorum” dedi.
Karşılığını alacaklar
Cumhuriyet Savcılığı’nın Demokratik Sağlık Sen’in şikâyeti üzerine kendisinin de aralarında bulunduğu 4 isim hakkında olağanüstü kongreye götürmek için verilen dilekçelerle ilgili hazırlanan iddianame ve haberlere ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Kucur, “Dilekçeleri sahte olduğu öne sürülen 15 arkadaşımız hem noterde hem de bizzat savcılığa başvurarak imzaların kendilerine ait olduğunu beyan ettiler. Hâkim tarafından daha iddianamesi bile kabul edilmeyen bir konuda kendilerini yargıç yerine koyanlar karşılığını hukuki olarak alacaktır” ifadelerini kullandı.
haberekspres