Gazeteci Ahmet Ünlü son yazısında, maaşlardaki ücret adaletsizliğini, yardımcı hizmetler sınıfını, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndaki ek derslileri, maliye çalışanlarının sorunlarını kaleme aldı
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndaki ek dersliler dertli
Bir okuyucumuz; “Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda tam zamanlı çalışan ek derslilerin de sesi olur musunuz? 8.00-17.00 çalışıyoruz. Memur ile aynı işi yapıyoruz fakat hiçbir özlük hakları izin hakkımız yok, süt izni ve analık iznimiz yok. Asgari ücret altı maaş alıyoruz. Bize de özlük verilmesini talep ediyoruz.(Özlük hakkı olmayan sosyolog)” ifadelerini kullanmış.
Daha önceki yazılarımızda da ifade ettiğimiz üzere aynı işi yapan çalışanların farklı ücret ve özlük haklarına sahip olmaları ister istemez bu tür talepleri gündeme getirmektedir. Elbette her çalışanın işe giriş ve çalışma şartlarının aynı olmadığını da belirtmemiz gerekiyor.
Buna ilişkin olarak söylememiz gereken nihai cümle ise kamuda mutlaka insan kaynakları stratejisinin oluşturulması gerektiğidir.
Kadroya geçen öğretmenler aile birliği istiyor
Okuyucularımız; “Kadroya geçen öğretmenlerin aile birliği mazeret tayin haklarını kullanamamalarından kaynaklı oluşan maddi ve manevi zorlukların ve olumsuzlukların samimi duaların alınacağı müjdeler ile giderilmesi talebimiz var. (İbrahim Aydın)” ifadelerini kullanmış.
“7433 sayılı Kanun ile sözde kadro verilen öğretmenlerin kanuni kadro hakkı olan eş tayini verilmedi. Hâlâ sözleşmeli gibiler. Aileler perişan. Çocukların gözü yaşlı, anaların yüreği yangın yeri. Çok zor durumdayız.”
“Kadroya geçen sözleşmeli öğretmenler şartsız eş durumu tayini verilmesini istiyor. VERİLEN AMA TUTULMAYAN SÖZLERDEN BİRİ. (alifarukzengin)”
“Dinimiz ne, kültürümüz ne, inancımız ne? Aile birliğinin kadrolusu sözleşmelisi, memuru, özel sektörü olur mu? Aile ne demek? Niçin bu kadar çile çektiriliyor bu insanlara, yazık günah değil mi yavrulara? Okuduk suç mu ettik? Atandık hata mı ettik...( korkmaz)”
ifadelerini kullanmış.
Öğretmenlerin aile birliği sorununa bir denge içerisinde çözüm üretilmesi gerekmektedir. Yani ne öğrenciler öğretmensiz kalmalı ne de eşler ve çocuklar anne ve babadan uzak kalmalıdır. Bunun için yapılacak çalıştaylarla konu bütün boyutlarıyla masaya yatırılmalıdır. Bu konuda sorun olduğu kesin ve bunda hiçbir şüphe yok ama bir denge içerisinde sorunun nasıl çözüleceğinde uzlaşmaya varılması gerekiyor.
Siz de siyasiler gibi davranıyorsunuz
Okuyucularımız; “Belki kaleminizle bazı güzel şeylere vesile olacakken siz de siyasiler gibi çoğunluğu tercih ediyorsunuz. Hakkı ve haklıyı gözetmek lazım. Çünkü her insanın yaptığının hesabını vereceği büyük gün var. Çoğunluğun hakkından ziyade mazlumun hakkının savunmanın doğru olduğu kanaatindeyim.” ifadelerini kullanmış.
Doğrusunu söylemek gerekirse okuyucumuzun neyi kastettiğini anlamış değiliz. Elimizden geldiği ve dilimizin döndüğü kadar doğruları yazmaya ve okuyucularımıza faydalı olmaya çalışıyoruz. Eleştirirken de önerilerimizi de sıralıyoruz.
Mevzuattaki ayrımcılıklar kaldırılsın
Okuyucularımız; “Seyyanen zam kaldırılsın. 5434-5510 ayrımı kaldırılsın. İdareci kadro ne olursa olsun memurdan, asıl işin yapan kim olursa olsun işçiden fazla almalı. Kendine her uzman diyen TV’lerde çıkıp açıklama yapamasın. Çalışandan alınan vergi oranı yeniden düzenlensin. (Fikret ÖZTÜRK)” ifadelerini kullanmış.
Mevzuattaki ayrımcılığın kaldırılması hepimizin arzusudur. Ancak bazı kazanılmış hakların korunması açısından maalesef mevzuatta aynı statüdeki personel arasında farklı düzenlemeler yapılmak zorunda kalınabilmektedir.
Sistem bozucu özelliğinden dolayı seyyanen zam çok arzulanan bir durum değildir.
Engelliler hizmetli olarak çalıştırılmamalıdır
Okuyucumuz; “Bunu dile getirin, okullarda engelliler hizmetli hademe olarak çalışıyor. Engelliden hademe hizmetli olur mu? Yapamıyoruz mobbinge maruz kalıyoruz yapmak için uğraşsak sağlık zaten elvermiyor. Daha önce şehit yakınları gazilerimiz bir gecede GİH’e geçti engelliler unutuldu. (Engelli YHS)” ifadelerini kullanmış.
Daha önceki bir yazımda iki kolu olmayan bir kişinin hizmetli olarak atandığını belirtmiştim. Yapılacak işle atanacak personelin özelliklerinin uyumlu olması gerekmektedir. Bu nedenle kamu personel istihdam stratejisi ile bu konulara çeki düzen getirilmesi gerekiyor.
Kamudaki maaş adaletsizliğini gündeme getirir misiniz?
Okuyucumuz; “Mesela bir öğretmen veya bir sağlık çalışanıyla düz memur maaşları arasındaki fark uçuruma doğru gidiyor. Düz memurun maaş bandı diğer birçok kamudaki memurların çok çok altında kalıyor. (Muharrem Balkan)” ifadelerini kullanmış.
Maalesef kamuda ücret adaletsizliği her geçen gün artmaktadır. Özellikle toplu sözleşmelerle getirilen birçok düzenleme kurumlar ve personeller arasında ücret dengesizliği oluşturmuştur. Yine işçi ve memur arasındaki ücret farklılığı da rahatsız edecek boyutta ücret dengesizliğine yol açmıştır.
Allah Peygamber aşkı için bizi gündeme getirin
Okuyucumuz; “Allah Peygamber aşkı için yardımcı hizmetler sınıfının genel idare hizmetler sınıfına alınması ile ilgili konuyu dile getirir misiniz? (Merve Nur)” ifadelerini kullanmış.
Daha önceki yazılarımda kamuda aynı işi farklı ücretlerle yapan birçok personel statüsü olduğunu ifade etmiştim. Bunlardan birisi de YHS personeli ile taşerondan kadroya geçirilen işçilerdir. Bu nedenle kamudaki YHS personelinin görevde yükselme sınavları ile GİH’e memur olarak geçirilerek YHS’nin tamamen kaldırılması gerektiğini düşünüyorum. Daha önceki yazılarımda YHS personelinin yaptığı iş gereği memur tanımına girmediğini de ifade etmiştim.
Maliye memurları seslerinin duyulmasını istiyor
Okuyucumuz; “Biz şehit, gazi depremzede maliye memurlarının da sesi olur musunuz? 11 yıl bekledik ve 75 barajlı 2 uzmanlık sınavı yaptılar mağdur olduk. Başka sınav yok. Torba yasaya 60 barajlı uzmanlık sınavı istiyoruz, 11 yıl bekleyemeyiz. (MALİYE MEMURU)” ifadelerini kullanmış.
Hazine ve Maliye Bakanlığı uzun yıllardır taşra teşkilatında kariyer personel çalıştırmaktadır. Daha önce yapılan kanuni düzenleme ile memur olarak çalışanlara uyguladığı sınavla bunların uzman kadrolarına atanmalarını sağladı. Bu durum ister istemez memur kadrosunda çalışanların benzer bir düzenleme ile uzman olma talebini gündeme getirmiştir.
Ahmet Ünlü /Yenişafak