İzmir’in Dikili ilçesinde bulunan Kabakum İlkokulu’nda müdür olarak görev yapan Devrim Özbarış Demirer hakkında sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek “Cumhurbaşkanı ve Başbakan'a hakaret” iddiasıyla 3 Ağustos 2016 tarihinde soruşturma açıldı.
İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından açılan soruşturmaya gerekçe yapılan paylaşımlar arasında Başbakan Binali Yıldırım'ın oğlu Erkam Yıldırım'ın kumar masasında çekilen fotoğrafı da yer alırken, Demirer soruşturma sonucunda 2 Kasım 2016 tarihinde görev yaptığı okuldan yaklaşık 170 kilometre uzaklıkta bir okula sürgün edildi.
SON ÇARE OLARAK AİHM’E BAŞVURDU
Demirer ise karşılaştığı haksız sürgünü yargıya taşıdı. İlk derece mahkemeden sonuç alamayan Demirer’in, İzmir Bölge İdare Mahkemesi’ne temyiz başvurusu da reddedildi. 18 Ocak 2019 tarihinde bu kez Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel temyiz başvurusunda bulunan Demirer, AYM’den de sonuç alamadı. Demirer son çare olarak karşılaştığı haksız sürgünü Eğitim Sen avukatları aracılığı ile 22 Ocak 2020 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıdı.
8 yıl süren hukuk mücadelesinin ardından AİHM, Demirer’in başvurusunu kabul etti. Demirer’in sürgün edilmesinin ifade özgürlüğü hakkında müdahale niteliğinde olduğunu ifade eden AİHM, kararında şu ifadelere yer verdi;
“AİHM, bu davada, gerçekler sırasında bir ilkokulun müdürü olan başvurucu hakkında, sosyal ağlarda yayınladığı içerik nedeniyle disiplin soruşturması açıldığını not eder. Ayrıca, İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün, aşağıdaki nedeni belirterek, başvuru sahibini, müdür olduğu okuldan yaklaşık 170 km uzaklıkta bulunan bir ilkokulda idari işlevi olmayan bir okul öğretmeni pozisyonuna transfer etmeye karar verdiğini ve başvurucuya kendisine karşı yürütülen disiplin soruşturması sonrasında yapılan naklin, ifade özgürlüğü hakkına bir müdahale teşkil ettiğini düşünmektedir.”
AVUKAT DEĞİRMENCİ: CEZALANDIRMA UYGULAMALARINA KARŞI BİR KAZANIMDIR
Eğitim Sen Avukatı Nedim Değirmenci, AİHM kararını önemli bir kazanım olarak değerlendirdiklerini ifade ederek, “Devrim hoca çok haksız bir saldırıya maruz kaldı. Hem disiplin yönünden cezalandırıldı. Hem de okul müdürlüğü görevi üzerinden alınmak suretiyle Torbalı’da bir dağ köyüne sürgün edildi. Yargılama aşamasında bunlar dile getirildi. Kendisinin fikir ve düşüncelerinin eğitim hizmetlerine olumsuz etkisi olmamasına rağmen ağır bir yaptırım uygulandığını söyledik. Ancak idari yargı ve AYM bizim görüş ve düşüncelerimize itibar etmedi. AİHM’in ifade özgürlüğüne müdahale edildiği yönündeki kararını önemsiyoruz. Kamu hizmeti görevlileri üzerinde yaratılan baskı, mobbing ve cezalandırma uygulamalarına karşı bir kazanım olduğunu düşünüyoruz. Bunun benzeri birçok dava söz konusudur” dedi.
gazeteduvar