YENER; ”Yıllarca sürdü anlatılan masalın mayhoşluğu. Dinleyen de haklı başka sesler duymamıştı. Uyandırılmamıştı. Onlar uyanırsa birileri bu kadar rahat uyuyamazdı çünkü. Geçim derdi, kariyer derdi uyutmazdı insanı değil mi? Her şey yolunda gidiyordu. Kendi yağlarında kavrulup gidiyorlardı.
Derken yıl oldu 2021. Biri çıktı geldi. Önce önemsemediler. Önce %1 sonra %2 sendika barajı biraz daha serinletti yüreklerini. Ama için için de dertleniyorlardı hani. Çünkü geleni bütün engellere rağmen durduramıyorlardı Gelen de aslında kimse yok diye gelmişti. Çünkü birileri olsa bir şeyler olurdu değil mi? İyi ki de geldi hani. Bir bakıyorsun Manisa'da icap görevinde, bir bakıyorsun Sakarya'da öğretmene verilen cezada, Eskişehir'de, Bingöl'de, Denizli'de. Arı gibi bir oraya bir buraya koşuyor ve kaliteli ballar çıkarıyordu ortaya. Öğretmene şifa niyetine. Helal olsun.
Hem çalıştıracaklarını hem çalışacaklarını söylemişlerdi öyle de yaptılar hani. Susmadıkları gibi susturamadılar da. Kimseden akıl almıyorlardı. Akıl almadıkları için kimse onları yönlendiremiyordu. Gücünü hukuktan alan bu cevvaller kısa zamanda yılların yapamadığını yapmışlardı. Eee meyve veren ağaçtı taşlanacaktı işte. Üye sayısı artmaya başladıkça bir paniktir başladı. Bir de düşünün ki sizin üyelerinize bu iş olmaz dediğiniz işleri onlar çözüyordu. Siz olsanız rahatsız olmaz mısınız? Ne güzel uyuyorlardı değil mi?
Sendika üye sayıları için belirleme dönemi gelmişti. Dolayısıyla il-ilçe bazında üye sayılarına baktılar. Aylardır unuttukları üyelerini hatırladılar. Üyesinin istifa ettiğini dört ay sonra fark eden sendikalar var. Bu defa başladılar neden istifa etmişlermiş, dertleri neymiş, onların olması gereken yer orasıymış söylemlerine. Eğer Atatürk’ü seviyorsa tek bir sendikaya üye olabilir. Milletini seviyorsa diğerine, inanıyorsa diğerine. MECBURdu değil mi? O yüzden bu kadar rahattınız.
Peki istifa ettiler nereye geçtiler? Eğitim Gücü Sendikasına. O da kimmiş küçümsemeleri, bölünmemek lazım nasihatleri başlıyor bu noktada. Ne yani çalışmayın ama bölünmeyelim. Aman konforunuz bozulmasın. Bir okula iki gün ard arda farklı iki sendikasından istifa edip üyemiz oldu diye ilçe başkanı gelir mi? Gelir tabi. Ama bize de haber verin biz de gelelim. Hatta o okulun bahçesinde üç farklı sendika ilçe temsilcisi zeybek oynayalım.
Garanti süresi doldu değil mi? Alternatif geldi. Apolitik duruşla her gün bir dava kazanan, gündemi belirleyen, sahanın sesi olup çözüme ulaşana kadar peşinden giden bir sendika geldi: Eğitim Gücü Sendikası.
Etik değildir. Biz rakip değil paydaşız. Rekabetimiz mücadelede yarıştır, tatlıdır. Çünkü şahsi mefaatlerimiz yoktur ki düşman olalım. Tek derdimiz eğitim ve eğitim çalışanlarımız değil mi? Bizim öyle de….
Öğretmenler odasında sendika tanıtırken icraatlerden öte ya isyan ya teşekkür söylemleri hakimdi. Bunlara bizzat şahit olmadık mı?
Öğretmenlerimiz artık icraat bekliyor. Yapıldığını gördükçe tercihini değiştiriyorsa lütfen mobbing uygulamayın. Hatır gönül, vefa vb şeyler ortaya koyarak öğretmenlerimizi ikna etmeye çalışmayın. Etik değildir. Yasal suçtur. Eğitim Gücü Sendikası ikna edilmişlerin değil inanmışların sendikasıdır.” dedi
Üyelerimize ve sendikamıza karşı iştira, ittira, ibtiralardan haberimiz var. Ama eğitim sendikasına yakışmıyor bunlar. Tekrar düzeltiyorum; bölünmüyoruz, çoğalıyoruz.