Gazeteci Ahmet Ünlü köşesinde, kamudaki ücret adaletsizliğini, öğretmenlerin mülakat sorununu, mühendisleri sorunlarını, İnfaz koruma memurlarının ve sağlık personelinin taleplerini dile getirdi.
Ücret adaletsizliği masaya yatırılmalı
Bir okuyucumuz; “Her meslek grubunun ayrı bir mağduriyeti var. Polisin, infaz koruma memurunun, öğretmenin, zabıtanın, şefin, mühendisin... Genel tek bir problem var. Yıllarca emek verip aynı binada çalıştığı vasıfsız işçiden %40-%50 arası daha az maaş almak tüm memurların ortak problemi! Lütfen (McFrig)” ifadelerini kullanmış.
Özellikle taşeron işçilerin kadroya geçirilmesi ve sonrasında da yapılan toplu sözleşme ile işçilere verilen yüksek ücretler memurlarla işçiler arasında oluşan ücret dengesizliğini gündeme getirmiştir. Memurlar haklı olarak ortaya çıkan ücret dengesizliğine çözüm üretilmesini talep ediyorlar.
Öğretmenlerin mülakat sorununa çözüm üretilmelidir
Okuyucumuz; “Öncelikle mülakat konusu çok önemli Ahmet Bey bu yanlıştan dönülmeli, mülakat puanlama aracı olduğunda çok adaletsizliğe sebep olur, çok çok gerekliyse de puan verme olarak değil de öğretmenlik mesleğine uygundur değildir şeklinde karar verilmeli yoksa 0,1 puanla sıralama oynuyor.
1 milyon öğretmen var, kendi mesleklerine giriş şartı mülakat getirilecek ama hiçbirinin umurunda değil. Burası Türkiye. İşte ne de olsa biz atandık bundan sonra bize ne havasında herkes ama unutmamak lazım adalet bir gün herkese lazım olacak. (fatih@fatihhmehmt)”
Daha önceki yazılarımızda öğretmenlere uygulanan mülakatı ve yaşanan sorunları çözüm önerisiyle birlikte bütün boyutlarıyla izah etmiştik. Özellikle mülakata alınan aday sayısının fazlalığı büyük bir rahatsızlık oluşturmaktadır. Okuyucumuzun da belirttiği gibi mülakatta sadece öğretmen olamayacaklar tespit edilmeli ve bunlar daha sonra yapılan sınavlara alınmamalıdır. Daha açık ifadeyle 20 bin öğretmen alınacaksa, en fazla 20 bin 500 öğretmen adayı puan üstünlüğüne göre mülakata alınmalı ve bunlardan sadece öğretmen olamayacaklar çok kapsamlı değerlendirmelerle tespit edilmelidir.
Kadroya geçen öğretmenler aile birliği istiyor
Okuyucularımız; “7433 sayılı Kanun’la kadroya geçen öğretmenler kendilerine aile birliği sözü verilmesine rağmen ne yazıktır ki haklarını mahkemelerde arıyorlar ve ne yazıktır ki bu öğretmenlerden verimli olmaları bekleniyor. Küçük bir öğretmen grubunu mutlu etmek bu kadar zor olmamalı. (mustafa erten@erten77)”
“Kadro verilecek, aile birliği verilecek dendi, çakma kadro verildi, mağduriyet giderilmedi, 1000 km uzaktan aile olmaya çalışıyoruz. (@Mitortu)”
Görüleceği üzere öğretmenlerin aile birliği sorununa bir denge içerisinde çözüm üretilmesi gerekmektedir. Yani ne öğrenciler öğretmensiz kalmalı ne de eşler ve çocuklar anne ve babadan uzak kalmalıdır.
Kamu mühendisleri sorunlarına çözüm bekliyor
Kamu mühendisleri seslerinin duyulmasını istiyor ve taleplerini dört başlıkta şu şekilde sıralıyor;
1- Kamuda çalışan tüm mühendisler için “Teknik Sorumluluk Tazminatı” adı altında diğer meslek gruplarına yapıldığı gibi yeni bir ödeme kaleminin oluşturulması,
2- Kamu Mühendisi gelirinin; yakın zamana kadar benzer gelire sahip olan ve kamuda mühendise denk kabul edilen mesleklerin gelir seviyesine çıkarılması,
3- “Mühendislik Meslek Kanunu” çıkartılarak mesleki gelişimin teşvik edilmesi, bilgi ve tecrübenin ödüllendirilmesi,
4- Tüm kazanımların emekliliğe de yansıtılması ve emekli mühendisler için de ilave emeklilik ödeneği gibi bir düzenlemenin yapılması gerekmektedir.
İnfaz koruma memurları seslerinin duyulmasını istiyor
Okuyucumuz; “İnfaz korumalar olarak kapalı kapılar ardında sesimiz duyulmuyor son olarak eski Adalet Bakanı 7. yargı paketinde iyileştirme olacağını söyledi ama bir anda sadece bizim madde torba yasadan çıkarıldı.
İnfaz koruma memurları çalışma şartlarının ne kadar zor olduğunu ve kamuda en düşük maaşı aldıkları ile ilgili bir yazı yazmanızı istiyoruz. (Selman Turan)”
Sağlıkta şiddete dur diyecek köklü yöntemler bulunmalı
Okuyucumuz; “Ahmet Bey sağlıkta şiddet olaylarına bakarsanız çok güzel olur. (Adem GÖK)”
Sağlıkta şiddet her geçen gün artarak devam ediyor ve getirilen kanuni düzenlemeler şiddeti durduramıyor. Öncelikle sağlıkta şiddetin önlenebilmesi için sorunun sebeplerinin bilimsel olarak masaya yatırılması ve analiz edilmesi gerekiyor. Başka bir ifadeyle izah etmek gerekirse sağlık çalışanlarının niçin şiddete maruz kaldığının bütün boyutlarıyla ortaya konulması gerekiyor.
Bu bağlamda bütün sağlık çalışanlarının hasta ve hasta yakınlarına nasıl davranmaları gerektiği konusunda etkili bir iletişim eğitimine tabi tutulması gerekiyor.
Konuyu örnekler üzerinde açıklayalım. Ciğer paresi yoğun bakımda yatan bir hasta yakınının psikolojisinin sağlık çalışanlarınca dikkate alınması gerekiyor. Sağlık çalışanlarının hastaların ve hasta yakınlarının psikolojisini anlamalarına yardımcı olacak eğitimler oldukça önemlidir. Her gün benzer olaylarla karşılaşan bir sağlık çalışanı için normal olan bir vaka hasta ve yakınları için ilk defa karşılaşılabilmektedir. Yine hasta ve yakını için çok kritik olduğu düşünülen bir sağlık sorunu sağlık çalışanları açısından sıradan ve basit bir vakadır. Bu durum ancak sağlıklı bir iletişimle aşılabilir.
Yine çok sevdiği bir yakınını kaybeden bir hasta yakınına bu durumun etkili bir iletişimle açıklanması gerekiyor. Laubali bir şekilde verilen bir ölüm haberi hasta yakınları ile sağlık çalışanını karşı karşıya getirebilir.
Özellikle acil serviste görev yapan sağlık çalışanlarına bir hasta yakınına nasıl davranılması gerektiği konusunda ciddi eğitimler verilmesi gerekmektedir. Dünyadaki iyi uygulamalar araştırılarak hayata geçirilebilir.
En önemlisi ise etkili kamu spotlarıyla sağlıkta şiddet ve sebepleri objektif bir şekilde çözümleriyle birlikte kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Sonuç olarak hiçbir şekilde canla başla ve zor şartlar altında çalışan sağlık personeline şiddet hiçbir şekilde kabul edilemez.
yenişafak