Toplu sözleşmeden yararlanabilmek için dayanışma aidatı ödenmesi isteniyor
Toplu sözleşme teklifinin 8’inci maddesinde toplu sözleşmeden yararlanma için dayanışma aidatı ödenme şartını görüyoruz. Teklifin Toplu Sözleşmeden Yararlanma ve Dayanışma Aidatı başlıklı 8’inci maddesinde; “Yetkili sendika dışındaki sendikalara üye olan kamu görevlileri ile herhangi bir sendikaya üye olmayan kamu görevlileri, toplu sözleşmenin kamu görevlilerinin geneline yönelik bölümünden doğrudan görev yaptıkları kurumun dahil olduğu hizmet koluna ilişkin bölümünden ise ilgili hizmet kolundaki yetkili sendikaya, hizmet kolu toplu sözleşmesinde ve/veya ilgili mevzuatta belirtilen tutarda/oranda dayanışma aidatı ödemek suretiyle yararlanabilirler.” ifadesine yer verilmiştir.
Instagram sayfamızı takip etmek için tıklayınız
Dayanışma aidatına Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2016 ve 2017 Yıllarını Kapsayan 3. Dönem Toplu Sözleşmesi’nde yer verilmiştir. Buna göre toplu sözleşme imzalayan sendikaya üye olmayanların “sendika sosyal denge sözleşmesi aidatı” adı altında ödeme yapmaları gerekmekteydi. 2016-2017 yıllarını kapsayan toplu sözleşme metnine sokulan dayanışma aidatı, Sayıştay’ın raporlarında eleştirilmiş, Danıştay tarafından da iptal edilmişti. Daha sonraki toplu sözleşme metinlerinde de aynı veya benzer ifadelere ısrarla yer verildiğini görüyoruz.
Bu dönemdeki toplu sözleşme teklifinde kapsam daha da genişletilerek toplu sözleşmeden yararlanabilmek için dayanışma aidatı ödeme zorunluluğu getirilmek isteniyor. Dayanışma aidatının bu haliyle toplu sözleşme metninde yer alması halinde yetkili sendikalar dışındaki sendikaların hayatta kalma imkan ve ihtimali ortadan kalkacaktır. Bu nedenle işçi sendikalarında olduğu gibi dayanışma aidatının memur sendikacılığında kabul göreceğini düşünmüyoruz.
WhatsApp Grubumuz İçin TIKLAYINIZ
Maaş artışlarının 3 ayda bir güncellenmesi talep ediliyor
Daha önceki tekliflerden farklı olarak memur, sözleşmeli personel ve emekliler üzerindeki enflasyon baskısının azaltılması için 3 ayda bir maaş katsayılarında artış talep ediliyor. Bu talebin gerçekleşmesinin oldukça zor olduğunu düşünüyoruz.
Buna göre teklifin Kamu Görevlilerinin Mali Haklarındaki Artışlar başlıklı 11’inci maddesinde; kamu görevlilerinin aylıklarının hesaplanmasında esas alınan ve 31.12.2023 tarihi itibariyle uygulanmakta olan aylık katsayısı, yan ödeme katsayısı, taban aylık katsayısı/tutarı ile ek ödeme ve diğer maaş kalemlerinde aşağıda belirtilen oranlarda/tutarlarda artış yapılması talep ediliyor.
31.12.2023 tarihi itibariyle uygulanan aylık, taban aylık ve yan ödeme katsayılarının;
a) 01.01.2024 tarihinden geçerli olmak üzere %25,
b) 01.04.2024 tarihinden geçerli olmak üzere %10,
c) 01.07.2024 tarihinden geçerli olmak üzere %15,
d) 01.10.2024 tarihinden geçerli olmak üzere %10,
e) 01.01.2025 tarihinden geçerli olmak üzere %15,
f) 01.07.2025 tarihinden geçerli olmak üzere %15, oranında artırılması talep ediliyor.
Yine Sözleşmeli Personelin Ücret Tavanının; 399 sayılı KHK’nın 3’üncü maddesinin (c) bendinde belirtilen ve 31.12.2023 itibariyle uygulanmakta olan sözleşmeli personelin ücret tavanı, birinci fıkrada belirtilen artış oranları (katsayı artışları ile ek ödeme ve taban aylık tutarlarındaki ilave artışlar) yansıtılmak suretiyle aynı oranda artırılması ile 2024 yılında geçerli olmak üzere Sözleşmeli Personellerde Temel Ücret Gruplarından birinci grupta olanların tavanı %15, ikinci grupta olanlar %10, üçüncü grupta olanlar %5 puan ilave olarak uygulanması talep ediliyor.
Teklif olumlu olmakla birlikte sıkı maliye ve para politikası uygulanan bir ortamda gerçekleşmesi oldukça zor diye düşünüyorum.
Enflasyon farkı ödemesinin aylık olarak yapılması talep ediliyor
Teklifin 12’nci maddesinde enflasyon farkının aylık olarak hesaplanarak ödenmesi talep ediliyor. Buna göre, tüketici fiyatları endeksindeki artışın, memur maaş ve ücretlerine toplu sözleşmede öngörülen dönemsel artışı aştığı aydan geçerli olmak üzere ve her ay için en az 2 puan yansıtılmak suretiyle takip eden ayın 15’inden itibaren her ay maaş ve ücretlere yansıtılması talep ediliyor.
Her ay enflasyon farkı ödemesinin memurlar, sözleşmeli personel ve emekliler için oldukça ciddi bir iyileştirme olacağını düşünüyoruz. Ancak önümüzdeki süreçte sıkı bir maliye ve para politikasının uygulanacağını düşününce bu talebin karşılanmasının oldukça zor olduğunu düşünüyoruz. Merkez Bankası’na Başkan Yardımcısı olarak atanan Fatih Karahan’ın enflasyon ve ücret ilişkisi üzerinde bilimsel makalelerinin olduğunu düşününce talebin yerine getirilmesinin oldukça zor olduğu görülecektir.
Emeklilere ödenen tazminatın arttırılması talep ediliyor
Teklifin 13’üncü maddesinde emekli olanlara ödenen tazminatta yaklaşık iki kata yakın bir artış talep ediliyor. Buna göre, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 1’inci maddesinin (D) fıkrasında yer alan (12.105) gösterge rakamı (25.000) olarak uygulanması talep ediliyor.
Bu talebin mali karşılığı ise 25.000x0,509796 = 12.744,9 TL’dir. Halen uygulanmakta olan tutar ise 13.558x0,509796= 6.911,81 TL’dir.
Toplu sözleşme ikramiyesinin arttırılması ve aylık olarak ödenmesi talep ediliyor
Teklifin 19’uncu maddesinde toplu sözleşme ikramiyesinde hem artış hem de bu ödemenin aylık yapılması talep ediliyor. Buna göre 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin ek 4’üncü maddesinin 2’nci fıkrasında belirtilen “ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarında” ibaresi “her ay” şeklinde uygulanması ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin ek 4’üncü maddesinin 2’nci fıkrasında belirtilen Toplu Sözleşme İkramiyesi›nin 1.1.2024 tarihinden geçerli olmak üzere 2000 gösterge rakamının, 1.1.2025 tarihinden geçerli olmak üzere ise 2500 gösterge rakamının memur aylık katsayısıyla çarpımı sonucu bulunacak tutarda her ay ödenmesi talep ediliyor.
Bu talebin 2024 yılı için aylık mali karşılığı 2.000x0,509796 = 1.019,52 TL, 2025 yılı içinse 2500x0,509796= 1.274,49 TL’dir. Halen uygulanmakta olan tutar ise 2.119x0,509796= 1.080,25 TL’dir ve bu tutar 3 ayda bir ödenmektedir.
Bu talebin gerçekleşmesi halinde üyes sayısı artacağı için memur sendikalarının da gelirleri artacaktır.
Kreş/gündüz bakım evi hizmeti ve ödeneği talep ediliyor
Teklifin 27’nci maddesi ile bünyelerinde görev yapan kamu görevlilerinin zorunlu eğitim çağına girmemiş çocuklarına yönelik ücretsiz kreş hizmeti sunamayan kurumlardaki kamu görevlilerine zorunlu eğitim çağına girmemiş her çocuk için 5.450 gösterge rakamının aylık katsayısı ile çarpımı tutarında kreş yardımı ödeneği ödenmesi talep ediliyor. Bu talebin mali karşılığı ise 5.450x0,509796 = 2.778,38 TL’dir.
Toplu sözleşme sürecinin memur ve sözleşmeli personeller ile emeklilerimize hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Ahmet Ünlü/ Yenişafak