Sendika başkanlarına altınızı çizerek tekrar hatırlatıyoruz.
Eğitimde aciliyet gerektiren en mühim sorun;
Amasız, fakatsız hiçe dönen, söyleyeme utanılan ÖĞRETMEN MAAŞLARI’dır.
Instagram sayfamızı takip etmek için tıklayınız
Daha da ötesi yoktur.
İdeolojik hassasiyetlerde soluğu meydanlarda alan ama mevzu “öğretmenlerin mali hakları” olunca “twit atmak” harici bir eylemde bulunmayan,
Buçuklu zamlara imza atan,
“Bütçeden hakkımızı refahtan payımızı aldık” diye her yere afişler asan,
İstediği zam miktarını dahi telaffuz edemeyen,
Ağzını doldura doldura ZAM diyemeyip kısık seslerle “iyileştirme” diyebilen,
Talimatsız eylem yapamayan,
Her güne 1 kazanım diye diye “memuru-öğretmeni ülkenin en yoksul kesimi haline getiren” sendikaları
UYARIYORUZ…
WhatsApp Grubumuz İçin TIKLAYINIZ
Temmuzda verilmesi vaat edilen 22 Bin TL’yi davulla zurna ile karşılayacağınızı şimdiden görüyor ve uyarıyoruz.
Daha önceki toplu sözleşmelerde yaptığınız hataları bunda da yapmayın.
Müjde ve tarihi kazanım olarak yansıtacağınız 22 BİN TL enflasyon ve zamlar karşısında bir hiçtir.
İşçilerin ek ödemelerle 30 bini bulacak olan maaşları karşısında memura verilecek sus payı olan 22 Bin TL memurun bırak ihtiyaçlarını karşılamayı yarasına merhem dahi olmayacaktır.
Yapmanız gereken; güle oynaya kabul edip TARİHİ KAZANIM diye her yerde paylaşmayı düşündüğünüz 22 BİN TL’yi, YOKSULLUK SINIRInın üstüne çıkarmaktır.
Öyle ya da böyle hangi pencereden bakılırsa bakılsın ortadaki tek hakikat; yetkili sendika olduğunuz dönemde Öğretmenler; tarihin en büyük itibar kaybı ve mali krizine sürüklenmiştir.
Bu süreçte en büyük sorumlu; çok acı ama “twit atmak” haricinde hiçbir eylemsel faaliyette bulunmayan sendikalar ve bunlara karşı tavır alamayan öğretmenlerdir.
Asgari ücretliler, hekimler, işçiler neredeyse ülkenin tüm kesimleri seslerini duyurmak için adımlar atıyor ve bir bir haklarını elde ediyorlar ama öğretmenler ve sendikalardan çıt yok.
Hayatını eğitim-öğretimle çürütmüş, eğitimin en üst derecesi olan Doktora’yı tamamlamış, 25-30 yıllık bir öğretmenin ortaokul mezunu olmayan işçiden daha az aldığı,
Tek maaşla aile geçindirenlerin, çift maaşla ev kirası ve faturaları ödeyemediği,
Başka bir şehirde yaşam kurmanın hayal olduğu,
Ev, araba almanın imkânsızlaştığı,
Ortalama bir restoranda haftada bir kez yemek yemenin lüks olduğu,
Ortalama bir otelde birkaç gün tatil yapmak için aylarca çalışmak gerektiği,
Alım gücünün çöp olduğu,
Bir “itibar kaybı” ve “mali kriz”den söz ediyoruz.
Instagram sayfamızı takip etmek için tıklayınız
Bu kayba ve krize son vermek için yapılması gereken ilk adım;
Öğretmen maaşlarını yoksulluk sınırının üstüne çıkarmak ve itibarını geri vermektir.
Bunun yanında vakit kaybetmeksizin;
Ek derslere %100 zam.
1 maaş tutarında eğitim-öğretim ödeneği.
Öğretmenler Gününde 1 maaş ikramiye.
Lisansüstü eğitim tamamlayanlara doğrudan, tamamlamayanlara (sınavsız) hizmet yılı esaslı ünvanları ve mali hakları verilmelidir.
Ve en önemlisi;
Kamuda tarumar olan gelir dengesi sağlanmalı ve tuhaflıklar giderilmelidir.
Mehmet GÜLER