Beklentimiz refah payı uygulamasının kalıcı hale getirilmesidir.
Bakınız Türk-İş mayıs ayı itibariyle 4 kişilik ailenin yoksulluk sınırını 33 bin 752 TL, açlık sınırını da 10 bin 362 TL olarak açıkladı. Temmuz ayında beklentimiz; hem mutfağın, pazarın, marketin gerçeğinden hareket ederek, hem de statü hukukuna çalışan memurların niteliğine, vasfına uygun şekilde ücret ayarlaması yapmasını bekliyoruz.
WhatsApp Grubumuz İçin TIKLAYINIZ
Ocak ayında yüzde 13 refah payı uygulaması getirildi, bu uygulama Cumhurbaşkanı’nın açıklamasına göre temmuz ayında da sürdürülecek. Refah payı uygulamasının kalıcı hale getirilmesini istiyoruz. Refah payı demek, büyüyen ekonomiden memurumuzun hak ettiğini almasıdır. Geride bıraktığımız dönemleri hatırlayacak olursak, toplu sözleşme görüşmelerinde yetkili sendika ile hükümet bir ücret artışı oranında anlaşıyor; gerçekleşen enflasyon söz konusu olduğunda, ücret artış oranı ile gerçekleşen enflasyon arasındaki fark da enflasyon farkı olarak memura veriliyordu. Enflasyon farkı ile yetinmek, sadece enflasyon kadar zam yani sıfır zam demektir. Oysa zam yapmak büyüyen ekonomiden, artan milli gelirden pay almaktır. Bu, enflasyon farkının üzerine ancak refah payı verilmesi ile mümkün olur. Yeni kabineden beklentimiz refah payı uygulamasının kalıcı hale getirilmesidir.
Instagram sayfamızı takip etmek için tıklayınız
Hükümet kamu çalışanlarının ücretlerinin asgari ücret kadar olan kısmını vergiden muaf tuttu. Bu olumlu bir adım. Ama yetersiz. Olması gereken, bütün kamu çalışanlarının vergi kesinti oranlarının yüzde 15’e sabitlenmesidir. Bunu yapmadığınızda yılın 6’ıncı ayından itibaren bir üst vergi dilimine, hatta ikinci üst vergi dilimine geçiyoruz. Aldığımız maaş zamları vergi kesintilerinin artması nedeniyle kuş olup uçuyor. 7. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmelerinde bu talebi de masaya yatıracağız.