Bir değerin yüzde değişiminin yorumlanmasının önemi yanında, o yüzdenin temel olarak aldığı başlangıç zamanı (çoğumuz baz diyoruz buna) daha değerli olabilmektedir. Bu yönüyle zaten istatistik sunma tekeli elinde olan kurumlarımız bu değişimi kendi lehlerine kullanmada oldukça mahir görünmektedir.
Instagram sayfamızı takip etmek için tıklayınız
Sanırım bu konunun en uygun örnekleri fiyat endeksleri ve enflasyon verileri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bildiğimiz gibi, devamlı yükselen fiyat endeksi ve bazı zamanlarda düşen enflasyon oranı başta tüketim olmak üzere tüm kamu ve firma harcamalarını derinden etkilemektedir. Bu kapsamda zihnimizi altüst eden konu ise fiyatlar yükselirken enflasyonun düşmesinin nasıl olabildiği sorusu yanında, ücretlere gelen enflasyon oranı kadar zamma karşılık neden alım gücümüzde devamlı azalma olduğu sorgusudur.
Soruların klasik yaklaşımla yanıtının yanında bir de gözlerden kaçan temel noktası var esasında. İlki anlam olarak daha basit... Fiyatlar yükselirken onun yüzde değişimi (yani hızı) olan enflasyon oranı azalabilir. Yüzde değişim yani enflasyon geçen yılın aynı dönemine göre hesaplanan bir gösterge olduğu için, bu iki dönem arasındaki verileri bir kenara bırakır. Diğer bir ifadeyle 12 aylık enflasyon hesabında başlangıç ve bitiş aylarının fiyat hareketi önem kazanırken geri kalan ayların fiyatları ise gelecek ayların enflasyon hesabında kullanılmak üzere bir kenara bırakılır.
Garip ama gerçek...
2022 ENFLASYON ORANI YANILGISI
Şimdi sıkı durun...
WhatsApp Grubumuz İçin TIKLAYINIZ
Herkesin gözünden kaçan, kaçmasa bile yapacak bir şeyimizin olmadığı bir sorunu, bir konuyu ele alalım.
Konu, 2022 enflasyon oranının hesabı, açıklanması ve ücret/maaşlara yapılan zamların boyutu ile ilgili... TÜİK’e göre tüketici enflasyonu 2022 yılının sonuna doğru (2021 Kasım’dan 2022 Kasım’a, örneğin) yüzde 90’lara yaklaşırken, aynı fiyatların 2022 yılı aralık ayında aylık bazda yüzde 1.18 artmasına rağmen enflasyon oranı (2022 yılını) aniden 20.12 yüzde puan azalarak yüzde 64.27’de kapatmıştır.
Diğer anlamıyla kasımdan kasıma neredeyse üç hane enflasyon oranına yaklaşan istatistiki veri, aralıktan aralığa yüzde 64.27 ile yılı tamamlamış, tüm çalışan ve emekliler de ücret/maaşlarına bu enflasyon oranı kapsamında zam almışlardır.
Şimdi aklımızdaki o garip soruyu başka bir şekliyle dile getirelim. Yılın sonu aralık ayı değil de kasım ayı olsaydı ne olurdu? Ya da kanuna göre çalışan ve emekliler, kasım ayı sonu enflasyonuna göre zam alırlar denseydi ne olurdu?
Yanıtı çok basit... Herkes doğru olduğunu varsaydığımız yüzde 90’larda açıklanan enflasyon oranında zam alacaktı... Ama küçücük bir istatistiki oyunla bu oran yüzde 64’lerde bırakılmış ve zamlar da bu oranda ücretlere yansımıştır.
Soruyu çeşitlendirmek zor değil. Yine kanunlara göre devlet hizmetlerine yılbaşında yapılacak zam tutarı geçmiş ekim ayındaki üretici fiyat endeksi ortalamasına göre belirlenir. Bu oran Ekim 2022 itibarıyla yüzde 122, yılsonu itibarıyla da yüzde 90 olarak gerçekleşmiş ve tüm harç, pasaport cüzdan değeri, vergiler ve diğer kamu hizmet bedelleri yüzde 90 değil de yüzde 122 oranında artırılmıştır.
Sunulan verilerin bir an doğru olduğunu varsayalım...
Şimdi niye sürekli fakirleştiğimizi daha iyi anlıyor muyuz?
Veysel Ulusoy/ Cumhuriyet