Sayın Bakanım, Sayın Komisyon Başkanım ve değerli Komisyon Üyelerimiz;
Bizler, yarım sigortayla ve asgari ücretin altında bir ücretle yıllarını devlet okullarında ücretli öğretmenlik yaparak geçirmiş öğretmenleriz. aramızda 15-20 yıldır bu şekilde hayata tutunmaya çalışan öğretmenler var. Aynı çatı altında kadrolu ve sözleşmeli öğretmenin üçte biri oranında ücret alıp eğitimin aksamaması için çabaladık. Mesleğimizi sevdiğimiz için de bundan hicbir zaman geri durmadık. Ancak bu uygulamanın gerek insani gerekse Islami anlamda yerinin olmadığını en az bizler kadar sizler de farkındasınızdır. Öğretmenlik mesleği, hataya yer bırakılamayacak kadar mühîm ve kutsal bir meslektir. Takdir edersiniz ki öğretmenin gerçek anlamda faydalı olabilmesi için hem ekonomik hem de sosyal anlamda kendini iyi hissetmesi gerekmektedir, ancak mevcut durumda buna yer bırakılamamıştır. "Ücretli Öğretmenlik" garabetininin yol açtığı buhranları (aile parçalanmaları, intihar vb.) bildiğinizi düşünmekteyiz. Buna karşın bir adım atılamamasını da garipsemekteyiz. Öğretmenlik mesleğinin kadrolu,sözleşmeli ve ücretli olarak kategorize edilmesinin mantıklı bir izahatını beklemekteyiz. Sosyal güvenceden yoksun, asgari ücretin altında bir ücretle, yarım sigortayla çalışan, tatillerde ücret alamayan, her an işten çıkarılma korkusuyla yaşayan bu öğretmenlerimiz, sizlerin reva gördüğü bu muameleyi maalesef ki sosyal çevreden (yönetici,veli,öğrenci...) de görmektedirler. Yıllarını eğitime adamış, hiçbir suretle geri durmamış, hem ekonomik hem sosyal açıdan baskılanan bu öğretmenlerimizin bir an önce çalışma gün sayıları dikkate alınıp KADROLU olarak göreve başlatılıp hak ettikleri değere kavuşturulmaları gerekmektedir. Öve öve bitirilemeyen eğitim sistemimizde böyle bir "garabet" in görülmek istenmemesinin bir izahı yoktur.
Eski Millî Eğitim Bakanımız Sayın Ismet YILMAZ'ın iki yıl önce ücretli öğretmenlere ayırdığı 5.000'lik kadroyu takdir etmekle beraber , yanlış PRIM hesaplamaları (16-30) , 60 baraj puanı gibi sebeplerden kaynaklı olarak bu atama asla yerini bulmamış, uzun yıllar çalışanlar (10-15-20 yil) dışarda kalmış , birkaç yıllık mezunlar (3-4) atanmıştır. Anlaşılacağı üzere 652 Sayılı KHK'nin geçici 15. maddesiyle çıkarılan bu kanun, amacından sapmış, mevcut KPSS atamasından bir farkı kalmamıştır. Durumu tüm yetkili merciilere defaatle gerek yazılı gerekse sözlü olarak dile getirmemize karşın mağduriyetin çözümüne yönelik bir çalışma yapılmamıştır.
Son olarak Mustafa Kemal Atatürk'ün, çağdaş uygarlık ve öğretmen maaşlarıyla ilgili sözlerini hatırlatır, "Eşit işe eşit ücret ve sosyal güvence " şiarından hareketle bu öğretmenlerimizin bir an önce "KADROLU" olarak görevlerine atanmaları hususunda durumu yüksek hassasiyetlerinize sunuyoruz.
MAĞDUR ÜCRETLİ ÖĞRETMENLER
Ücretli öğretmenlerin çilesi bitmek nedir bilmiyor.Onlari kimse duymak görmek istemiyor ama onlarsız da okul olmuyor.Milli Eğitimin adeta bir yama gibi her açık yere yapıştırdığı ücretli öğretmenler bir kez daha yetkililere seslenmek istiyorlar.
Biz yaşları ortalama 40 olan üniversiteden mezun olalı yıllar olmus tecrübeli deneyimli atanamamis ama adanmış ücretli öğretmenleriz.Meslek aşkı vatan sevgisi ile yıllarımızı sefalet içinde geçirdik.Her birimiz 10 yıl 15 yıl hatta 20 yıldır gönül verdigimiz mesleğimizden kopmadık, çalışmaya devam ettik.Ancak bu süreçte çok yiprandik çok kırıldik.MEB ile defalarca görüşmelerimiz oldu ancak bir arpa boyu yol alamadık. Her seferinde görmezden ,duymazdan gelindik.Bizim adımızı bile anmak istemeyen siyasiler ,kapılarını bize kapatan bakanlık,Evet haklısınız deyip hiç bir yardımda ve girişimde bulunmayan değerli siyasetcilerimize bir kez daha sesleniyoruz.Biz öğretmen adayı değil bizzat eğitim ordusunda yıllarını vermiş cefakar vefakar eğitim fakültesi ve formasyonlu ÖĞRETMENLERIZ .Her atama dineminde biz eski mezun deneyimli ogretmenlere yuzde 10 kontenjan verilerek en yuksek pirim gunu olandan geriye dogru siralama ile kadromuzun verilmesini istemekteyiz. Saygılarımızla.
Kamubiz.com ÖZEL/ ANKARA