2019 Ağutos Toplu Sözleşmenin imzalandığı tarihte öğretmen maaşı ile 738 dolar veya 9,7 çeyrek altın alındığını kaydeden Geylan, ancak şimdi ise öğretmen maaşı ile 511 dolar ve 5,2 çeyrek altın alınabildiğini söyledi. Bunun anlamının 2020 ve 2021 yılının pazarlığının yapıldığı 2019 Toplu Sözleşmesinden bugüne öğretmenimiz döviz bazında 227 dolar, altın bazında ise 4,5 çeyrek altın karşılığı kayıpta olmak olduğunu söyleyen Genel Başkan "Toplu Sözleşmeden bu yana ekonomik koşulların inanılmaz şekilde değişmiş olduğu bu durumda, çalışanların ücret artışlarının da günümüz gerçeklerine mütenasip şekilde güncellenmesi talebi makul değil midir?" diye sordu.
Genel Başkan Talip Geylan açıklamasında şunları söyledi:
"MEB bütçesinin komisyon görüşmelerinde Sayın Ziya Selçuk “Öğretmenlerimizin mali ve sosyal haklarında önemli iyileştirmeler yapılmış ve 1 Temmuz 2020 itibarıyla Bakanlığımız bünyesinde göreve yeni başlayan 9. derece 1. kademedeki bir öğretmenimizin maaşı 4369 TL olmuştur” demiş!
Yandaş sendikanın bile Eylül 2020 itibariyle Türkiye’deki 4 kişilik bir ailenin açlık sınırını 2.473,1 TL, yoksulluk sınırı da 7.187,3 TL olarak açıkladığı bir durumda bir öğretmene verilen 4.369 TL aylık ücretin “önemli iyileştirme” olarak sunulmasını değerlendirmeye dahi gerek duymuyorum.
Öte yandan başka önemli bir gerçeğe dikkat çekmek isterim ki; Toplu Sözleşmenin imzalandığı 2019 Ağustos itibariyle 9/1’indeki öğretmenimiz 4.133 TL alıyordu. O zaman bu öğretmenimiz maaşıyla 738 dolar veya 9,7 çeyrek altın alabiliyordu.
Şimdi ise aynı öğretmenimiz maaşıyla ancak 511 dolar ve 5,2 çeyrek altın alabiliyor.
Yani 2020 ve 2021 yılının pazarlığının yapıldığı 2019 Toplu Sözleşmesinden bugüne öğretmenimiz döviz bazında 227 dolar, altın bazında ise 4,5 çeyrek altın karşılığı kayıpta!
Toplu Sözleşmeden bu yana ekonomik koşulların inanılmaz şekilde değişmiş olduğu bu durumda, çalışanların ücret artışlarının da günümüz gerçeklerine mütenasip şekilde güncellenmesi talebi makul değil midir?
Tabi bu arada “Maaşınızı altın ya da dövizle almıyorsunuz kardeşim; ne kaybından bahsediyorsun?” diyen uzmanlar(!) da çıkacaktır!
Onların vicdanlarını da milletimizin vicdanına havale ediyorum..."