Eski Türkiye’nin Yasakçı Zihniyeti İş Başında
Yapılan Açıklama;
Dünün yasaklarından beslenenler, yarının inşasında ayak bağı olurlar. Yıllarca yasakçı zihniyetin hegemonyası altında bir adım öteye geçemeyen Ülkemiz, sürekli ayak bağı olan içerideki taşeronları aracılığıyla yıllarca yerinde saymış, özgürlüklerin yaşanması noktasında suni gündemler ile çıkmaza sokulmuştur. Kendi değerlerinden asla kopmayan milletimiz ise kendisine çizilen yasakçı sınırları aşmış, bin yıl sürecek denilen 28 şubat imparatorluğunu yıkmış, her dönemin tek gündemi haline gelen baş örtüsü sorununu tarihe gömmüş, kamusal alan yalanını tarihte bırakmıştır.
Bugün hala dünün yasakçı zihniyetini hortlatmaya çalışan, tek tip insan tipi özlemi çeken bürokratlar olduğunu görmekteyiz. Çardak Kaymakamı tarafından 25.10.2019 tarihinde İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gönderilen resmi yazı ile darbe kalıntısı bir yönetmeliğin uygulanması konusunda uyarısı Eski Türkiye’nin yasaklarını özlemesinin, darbeden kalan çöplüğü karıştırarak, “bakalım ne bulurum” amacı gütmesinden olduğunu görüyoruz.
Artık ne eski var, nede eskinin yasakları. Kamu idaresi yasakları değil, özgürlükleri teminat altına almalıdır. Öğrencinin serbestçe giyinebileceği bir yönetmelik var iken, onu öğretene ne giyeceğinin dayatılması, şekli şemalinin bir kalıba sokulmaya çalışılması, sakalının bıyığının milimetrik hesabının yapılması militarist bir ruh halinin yansımasıdır. Bu ruh halinden ise bu ülke çok çekti.
Milletçe daha da fazla kenetlenmeye, bir ve beraber olmaya ihtiyacımızın olduğu şu günlerde; aykırı davranışlar, ayrıştıran tutumlar, öteleyen ve ötekileştiren hal ve hareketler; ancak kendini ve otoritesini ispatlamaya çalışan bir bencilliğin dışa vurması olarak değerlendirilebilir. Eğer kendinizi kanıtlamak istiyorsanız, yasakçı bir tutum yerine millete hizmet yolunda özgürlüklerin teminatı olun.
İlçe Kaymakamının yasakçı bir tutum içerisinde eğitim camiasına yaptığı bu uyarısı, özlemini çektiği Eski Türkiye’den olsa gerek. Eğitimin her kademesinde canla başla mücadele eden eğitim çalışanlarının şevkini kıracak, motivasyonunu bozacak bu tür tutumlar; ne sizin otoritenize katkı sağlar, ne de ülkeye.
Milletin değerlerini, egemenliğini, iradesini kabullenmekte isteksiz davrananları, vesayeti yeniden hortlatma hayali kuranları bir kez daha uyarıyoruz. Türkiye’nin son on beş yıllık süreçte gerçekleştirdiği, yönünü ve içeriğini de bizzat milletin belirlediği “Öze Dönme”, “Özgürleşme”, “Sivilleşme” ve “Demokratikleşme” ve nihayet “Yeni Türkiye” hedefli değişim ve dönüşümleri kabul etmekte, sindirmekte zorlananlar; artık millete rağmen ele geçireceğiniz mevziniz de milleti yok sayarak varacağınız menziliniz de kalmadı ve hiçbir zamanda olmayacak. Ya milletle birlikte yolculuğuna ortak olacaksınız ya da millet iradesinin ve egemenliğinin sarsılmaz gücü ve yenilmez cüssesi karşısında ortalıktan kaybolup yok olacaksınız.
Türkiye’nin en büyük sendikası ve Sivil Toplum Örgütü olarak her zaman özgürlüklerden yana olduk, kısıtlamalara ve dayatmalara da karşı çıktık. Temel bir insani hakkın ikamesi, kişisel özgürlüğün belirgin bir nişanesi olarak gördüğümüz kılık ve kıyafet dayatmasının kaldırılması noktasında “Kılık Kıyafet Özgürlüğü” için eylem kararı aldık. Bu karar özgürlüklerin teminatı için yol açıcı, kamu otoritesine de yasakların kalkması noktasına zemin oluşturmaktadır. Son yaşanan yerel seçimlerde göstermişti ki el değiştiren belediyelerde siyasi iklime göre çalışanların kılık kıyafetinin bahane edilmesi, sorun haline getirilmesi, yerine göre işine son verilmesi; bu işin yarına bırakılamayacak kadar önemli, öncelikli olarak çözüme kavuşması noktasında da gerekli olduğunu göstermektedir. 2023 hedefleri doğrultusunda özgürlüklerin genişletilmesi adına; kim olursa olsun, bu dayatmacı yasak karşısında kamu görevlilerine yönelik kısıtlama ve tutumlar ortadan kaldırılıncaya kadar yasakçı zihniyetle mücadelemiz sonuna kadar devam edecektir.