..VE MİLLİ EĞİTİM…
Şu Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğündeki “kirli çark” döngüsü!.. Ne hazin ki; bir türlü üstesinden gelinmiyor.. Ki, bugün değil, yıllardır değişmeyen bir mekanizma işleyişi var… Ve bu işleyiş, hep “yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet, suistimal” eksenli, işliyor.. İdareciler değişse de; “gelen gideni aratır” misali, çark bildiği gibi “eski tas eski hamam” kodunda, kendini idame edip dönüyor!…
***
Köşenin müdavimleri bilirler; Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğündeki rant eksenli işleyişle alakalı nice kelamlar, nice yazılar yazdığımı!.. Ben dahi sayısını bilemez haldeyim.. Ama diyeceksiniz ki; sonuç!.. Doğrusu sonuç, adamlar ifşa olsa da, suç üstü yakalansa da, değişen bir şey olmuyor!.. Çünkü; vahim bir toplumsal çözülme ve kültürel-ahlaki çürümenin sirayet ettiği bir kurum Milli Eğitim!
***
Diyeceksiniz ki; “temel etken eğitim ve öğretim!?”.. İşte hal-i vaziyette burda.. “Balık baştan kokar” misali.. Kaldı ki, “toplumsal çözülmeye” değilse de, kültürel ve ahlaki çürümeye ve onun zehrine karşı panzehir olması gereken; Eğitim ve Öğretim ile onu dizayn edip, uygulayan mevzuat, beri yanda yönetmekle görevli zevat, bataklığın yaratıcısı olmuşsa!.. Vay ki vay; halimize!..
Instagram sayfamızı takip etmek için tıklayınız
***
Nitekim, hal-i durum orta yerde cereyan ediyor!.. Diyarbakır MEM’in son, 3-4 dönemini masaya yatırdığımızda; yöneticilerinin önemli bir kısmı rant ve koltuk çetesi ve çeteleriyle iş tutuğunu görüyoruz.. Ki camianın ağzından dökülen en vahim sözcükler ise, mide bulandıran cümlelerdir.. Yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet, görevi kötüye kullanma, ayırımcılık, adam kayırma, taciz, mobbing nepotizm ve daha neler neler sayabileceğimiz; ahlaki yozlaşmayı barındıran hadiseler cirit atıyor!…
***
İşte, emniyet kayıtları, işte savcılık ve işte idari yönde yürütülen soruşturmalara dair; Milli Eğitim Bakanlığının müfettişlerince, tutulan raporlar!.. Vahim olan şu ki, mekanizma ve idari anlayış öylesine bir noktaya gelmiş ki; yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma, rant temini artık vaka-i adliyeden ya da tahkikatten bile sayılmaz!..
***
Ki birileri, işi ciddiye alıp, sorumluluk sahibi noktasında adım atsa da; o da “memurin muhakeme” kanunu usulüne takılıyor.. Çünkü, Adli soruşturma noktasında görevli savcılıklar hadiseleri inceleme adına “soruşturma izni” istediğinde ekseriyetiyle tepe isimler için “soruşturma izni verilmemesi” zırhı bir anda peyda oluyor.. Dokunulmazlık alınıyor!…
***
WhatsApp Grubumuz İçin TIKLAYINIZ
Ki ekseriyetiyle, “kol kırılır yen içinde kalır” anlayışıyla, idareciler mesleki taassupla, vaziyeti bertaraf ederler.. Akabinde, herkes rant pastasından payına düşeni alır, mevzu da kapanır!…Milli Eğitim Müdürlüğü ve İlçe Milli Eğitim Müdürlerinin tozlu raflardaki onlarca dosyanın muhtevasının akıbeti böyle…Salt İl’de değil, merkez ve taşra teşkilatlarında da durum aynı; değişmez!…
***
Ancak kimi zaman “çarka çomak sokanlar” olur!.. O da benim gibi “hassasiyeti” yüksek biri, inatla, hadiselerin üzerine gider.. Ki bu da, görev sorumluluğuna dairdir.. İşte o hadiselerden biri de Diyarbakır’ın meşru İl Milli Eğitim eski Müdürü Feysel Taşçıer’in döneminde vücut bulan; yolsuzluk, usulsüzlük ve görevi kötüye kullanma vakıaları!.. Denir ya nihayetinde, devlet bir dönem suskun ve sessiz kalsa da; er ya da geç görevini yerine getirir..
***
Evet, Taşçıer dönemi çok yönlü bir projektörle mercek altına alındı!.. Milli Eğitim Bakanlığı’nın hazırladığı ve bir dönem “hasır altı” edilen dosyalar, tek tek su yüzüne çıkarıldı.. “Soruşturma izni” kapsamında, şimdi hesap soruluyor.. Gelen bilgilere göre, Yemek ve Taşıma ihaleleri başta olmak üzere toplamda 60’a yakın dosya bulunuyor.. Ve dosyaların tümünün özelliği; “rant” odaklı..
***
Öyle ya, “kimlere ne operasyonlar” çekip, “ne tür tezgahlarla” rant çarkını kendi himayesine aldığı, çok konuşulmadı.. Dürst görünmenin nam-ı hesabına “saman altında su yürütme”.. Şimdi; Merkez dahil, Taşçıer döneminde görev yapan 17 İlçe Milli Eğitim Müdürü, şube müdürleri ile ihale komisyonu üyeleri, aynı zamanda halk eğitim merkezi idarecilerinin de bir kısmı.. Dosyaların intikal ettiği, Kaçakçılık ve Organize Suçlar şubesinde soruşturuluyor.. İlgililer davetiye üzerine savcılık talimatı doğrultusunda ifadeye çağrılıyor..
***
Mevcut dosyaların içerisinde en büyük ses getirici olan; “Hijyenik Sertifikası” dağıtım skandalı, hadisesi.. Bunu da yine, Diyarbakır Söz gündeme getirmişti.. Pandemi döneminde; “yüz yüze eğitimin” yasaklandığı bir evrede, İl Müdürü Taşçıer’in oluruyla, Diyarbakır’ın en ücra, yol geçmez, kuş konmaz ilçesi olan Çüngüş’te, Halk Eğitim Merkezi tarafından; Hijyenik Kursu açılıyor!…
***
Ve bu kursa; ilçenin nüfusunun iki katı kadar kişinin başvurduğu kaydediliyor.. Her başvurandan da “biner lira” alınıyor.. Toplamda, 13-16 milyon lira.. Bomba, turizm bölgesindeki bir otele kursiyerlerden birinin sertifikayı sunmasıyla, patladı.. Dönemin Kaymakamı da, görevini yerine getirerek soruşturma başlattı.. Ama iş tepe adamda olduğu için; ilk etapta gözardı ediliyor…
***
Kaymakam’ın bizim gibi inatçılığı tutup ikinci ısrarında, ısmarlama müfettişler rapor tanzim etti.. Tek kusurlu kurs veren öğretmenler, “yüz yüze ders vermedikleri için, ders ücretleri zimmeti çıkarıldı” diğerleri ise, masum.. Sertifikalar da, geçersiz sayıldı.. O dönemde çok yazdım; olayın üstü örtülüyor diye.. Ne sertifikalar, ne de kursiyerlerden alınan paralar, “hepsi aynen indregandi?”…
***
İşte yıllar sonra, dosya tozlu raflardan, sümen altından çıkarıldı!.. Şimdi, yargıda ve kolluk kuvvetleri de, inceliyor!.. Bakalım önümüzdeki günlerde hadisenin seyri, nasıl bir netice ikmale getirecek!.. Tabi, Taşçıer’den sonra da çarkın aynı istikamette işlediğini de söylemek gerekir..
***
Özellikle, Öğretmen Evleriyle ilgili.. Şu yemek ve taşıma ihalelerine ilgili ve yetkililerden ricam şudur ki; bağımsız, tarafsız kurum dışı bir komisyon tarafından yapılırsa, bir çok kirli çarkı devre dışı bırakmış olur.. Çünkü; vahim bir tekelleşme ve dokunulmazlık var… Kimi ilçeler, “değişmez, hatta değiştirilmesi bile teklif edilemez” gibi çark dönüyor!…
***
Biliyorum!.. Yahu bu kadar ciddi ve bu kadar detaylı bir meseleyi getirip haftasonuna niye sıkıştırdın.. Mesai günlerinde kaleme alsaydın ya!.. Haklılık yönünüz var.. Ama istedim ki; her şeyin başı eğitim dediğimiz kurumların nasıl bir çürümüşlük girdabına girdiğini daha sakin, daha sessiz ve yorgun olmayan bir ruh dengesinde, irdelemeniz!.. Neyse; bayram sonrası bunları kapsamlı daha çok konuşacağız, biraz da yeni döneme ait hasb-i halimiz olacak?!.. Vaziyet nedir? YGS ve LGS”de ne durumdayız?.. Başarı mı var, çöküşün dibi mi var?..
***
GÜNÜN SÖZÜ…
Yahu eti bırak, tuz kurumuş, biz ne yapalım?!…
Ömer Büyüktimur/ diyarbakirsoz