Enflasyon oranlarının düşük açıklanmasıyla memur ve memur emeklileri kümülatif olarak zarar etmektedir. Şöyle ki; görevdeki memur ile memur emeklilerinin aylık ücretlerine; 2022 yılı ilk altı ay için, toplu sözleşme artışı yüzde 5, enflasyondan kaynaklı yüzde 23,45 oranında artış ve yüzde 2,50 oranında ilave zamla birlikte 2022 yılı ocak ayından geçerli olmak üzere toplamda yüzde 30,95 artış yapılmıştır.
Eğer gerçek enflasyon oranlarına göre memur ve memur emeklisinin maaşlarında artış yapılsaydı yüzde 77.81 oranında enflasyon farkı ve yüzde 2.50 oranında ilave zamla birlikte 80,31 oranında maaş artışı sağlanmış olacaktı.
Örneğin; 2021 yılı Aralık ayında 5 bin TL maaş alan 4 yıllık bekâr bir öğretmenin maaşı yüzde 80,31 oranında artsaydı 4015,50 TL artış ile 9015,50 TL’ye yükselecekti. Oysa bu öğretmenimizin maaşı şu anda yüzde 30,95 oranında artış ile 6547,50 TL’de kalmıştır. Hesaplamaya konu olan öğretmenimizin kaybı 2468 TL’dir. Bu öğretmenin 29 yıl sonra emekli olacağı varsayıldığında kümülatif zararı, bugünün parasıyla, 800 bin TL’yi geçmektedir.
Görüleceği üzere, düşük enflasyon oranı açıklamak; memur ve memur emeklisini yoksulluk sınırında yaşamaya mahkûm etmektir. Emeğini hiçe saymaktır.
Tüketici fiyat endeksi oranlarının; ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik şartlar ve hayat pahalılığı göz önüne alınarak yeniden hesaplanması; geçim sıkıntısı çeken eğitim emekçilerini bir nebze olsun rahatlatacaktır.