Milli Eğitim Bakanlığı’nın 23 Mart 2020 ve 7 Mayıs 2021 verilerine göre 18 milyonu aşkın öğrencinin yalnızca 14 milyon 82 bini uzaktan eğitime katıldı. Öğrencilerin cihaz ya da internet eksiliği nedeniyle uzaktan erişime ulaşmada sorun yaşadığını söyleyen Eğitim-İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, “Türkiye’de de öğrenci sayısına ve ekonomik krize bakıldığında okula devam etmeyen 700 bin öğrencinin üstüne yaklaşık 400 bin kadar yeni öğrencinin de eklenme riskiyle karşı karşıyayız. 400 bin öğrencinin okulları terk edeceği gerçeği Türkiye’nin yüzüne çarpacak” dedi
Mart 2020’de, Türkiye’de ilk Kovid-19 vakasının görülmesinin ardından alınan tedbirler sonucu okullar, 16 Mart’ta tatil edilirken, 24 Mart itibarıyla uzaktan eğitime geçildi. Vaka sayılarının yükselişe geçmesi ile birlikte 2019-2020 eğitim öğretim yılının ikinci dönemi uzaktan tamamlandı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 23 Mart 2020-7 Mayıs 2021 verilerine göre 18 milyonu aşkın öğrencinin yalnızca 14 milyon 82 bini uzaktan eğitime katıldı. EBA platformu ile birlikte 3 eğitim kanalının açılmasına rağmen 23 Mart-19 Haziran 2020 tarihleri arasında 18 milyonu aşkın öğrenciden yalnızca 7 milyon 383 bin 213’i EBA’yı kullanabildi.
‘Ne öğretmenler, ne de öğrenciler uyum sağlayamadı’
Pandemi sürecide eğitimde yaşanan aksaklıkları Yenigün Haber’e değerlendiren Eğitim-İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, şöyle konuştu:
“Tablet ve bilgisayarı olmayan hatta internet erişimi olmayan çocuklar için erişimin sağlanacağı m teknik altyapı ve teknik donanımın şimdiye kadar oluşturulması gerekmekteydi. Geldiğimiz bu günlerde bile 4 milyon öğrenci tableti olmadığı, interneti olmadığı için erişim sağlamakta sorun yaşıyor. 2020 Aralık sonunda Milli Eğitim Bakanlığı açıkladığı verilerde 18 milyon öğrenciden sadece 12 milyonunun EBA’ya giriş yaptığını geri kalan öğrencilerin giriş yapamadığını ortaya koymuştur. Milli Eğitim Bakanlığı yanlışlarını bu aksaklıklara rağmen devam ettirmiştir. Geceden sabaha kararlar alındığı için ne okuldaki yöneticiler, ne öğretmenler, ne de öğrenciler bu sürece uyum sağlayamamıştır. Sabah 8’den akşam 8’e kadar ders zorunlu kılınmıştır. Bu saatler öğrencilerin kapasitesine uygun değildir.”
‘1 buçuk yılda EBA’ya tam giriş sağlanamaması eksikliktir’
Yaklaşık 1 buçuk yıldır devam eden uzaktan eğitim sürecinde altyapı eksikliği yaşandığını dile getiren Yıldırım, “Yüz yüze eğitimin kapatıldığı bu süreçte hem öğretmen hem öğrenci hem de veliler mağduriyet yaşıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın uzaktan eğitimin yüz yüze eğitimin yerini alabilecek bir alt yapıya sahip olmadığını gördük. 2020 yılının Mart ayında başlayan uzaktan eğitim sürecinde EBA’nın anlık giriş kapasitesi 40 binlerde idi ve bu sayı 1 buçuk milyona yeni ulaşabildi. Oysaki 18 milyon öğrenci ve 1 milyon öğretmen varken bu sayıya ulaşılması sorunların vahametini gösteriyor. Milli Eğitim Bakanlığı eksikliklerini 1 buçuk yıl içinde kapatamadığı için sınıfta kalmıştır” diye konuştu.
‘Eğitimde fırsat eşitsizliğinde uçurum oluştu’
Yaşanan ekonomik sorunlar nedeniyle özel okul ve devlet okullarına giden öğrenciler arasında eğitimde fırsat eşitsizliği başladığını belirten Yıldırım, şu ifadeleri kullandı: “Veliler ekonomik kriz yaşanan bu süreçte çocuklarının eğitimi için gerekli eksiklikleri tamamlayamadığı ve derslerine yardımcı olabilecek eğitim seviyesi olmayan veliler sıkıntı yaşamıştır. Bu da özel okullarda okuyan öğrenci ile devlet okullarında okuyan öğrenciler arasındaki fırsat eşitsizliği vakasının artmasına neden olmuştur. Özel okulda okuyanların her birinin ayrı odası ve bilgisayarı varken eksik oldukları dersler için özel öğretmen tutma ile eksiklerini kapatmışlardır. Aradaki uçurumu Haziran’da yapılacak sınavlarda göreceğiz. Adil olmayan bir süreç işlemiştir.”
‘3 ayda 350 bin öğretmen tek aşılandı’
Öğretmenlerin aşılanma süreci ve teknolojik altyapı eksiklikleri nedeniyle yaşadıkları sorunları anlatan Yıldırım, “Şubat ayında Milli Eğitim Bakanı Çorum’da kameralar önünde kendisi aşı olurken 1 milyon 259 bin eğitim çalışanının da sisteme yüklendiğini ve aşılamanın başladığını bildirmişti. 3 aylık zamanda sadece 350 bin civarı eğitim çalışanı tek aşılanabildi. Aşılar şuanda olsa bile ikinci aşının geldiği süreçte okullar zaten tatil olacaktır. Plansız ve programsız bir süreç gelişti. Eğitim çalışanları kendi bilgisayarlarında süreci yürütmeye devam etmektedir. Devlet herhangi bir bilgisayar veyahut KDV ve ÖTV alınmadan bilgisayar almalarına imkan sağlamamıştır. Kendi bilgisayarlarında ders vermeye çalışan öğretmenler canlı derste hazır beklerken öğrenciler giriş yapmadığı için öğretmenlerimizin 1 saatlik ders ücreti ödenmeme yoluna gidilmiştir. Bu hukuka aykırı yanlış bir karardır. Öğretmenlerin fedakârca, zor şartlarda çalıştıkları bu süreçte ek ders ücretlerini kesmek öğretmenleri uzaktan eğitime karşı soğutmuştur” diye kaydetti.
‘Okulu bırakan öğrenci sayısı artacak’
Pandemi sürecinde öğrencilerin okuldan uzaklaştığını ve süreç bittikten sonra çok sayıda öğrencinin eğitim hayatına devam etmeyeceğini vurgulayan Yıldırım, “Pandemi başlamadan Türkiye’de 2019-2020 eğitim ve öğretim hayatında okullarda olması gereken zorunlu eğitim çağındaki 700 bin öğrencimizin okula devam etmediği bakanlık raporlarında yer almıştı. Normal zamanda ülkemizdeki ekonomik olumsuzluklar nedeniyle çocukların çocuk işçiliğine yönelmesi, kız çocuklarının okula gönderilmemesi, köy ve kasabalarda okulların olmaması nedeniyle 700 bin çocuk okula devam etmiyordu. Dünya Bankası ve Birleşmiş Milletlerin yapmış olduğu araştırmaya göre pandemi süresince çocuklarımızın okuldan soğuduğu, devamsızlığın belli gruplar halinde artacağı raporlaştırılmıştır. Türkiye’de de öğrenci sayısına ve ekonomik krize bakıldığında okula devam etmeyen 700 bin öğrencinin üstüne yaklaşık 400 bin kadar yeni öğrencinin de eklenme riskiyle karşı karşıyayız. Okul açılsa bile bazı öğrencilerimiz okula gelmeyecek, veliler çocuklarını okula göndermeyecek. Bu terk edişlerin sayısal verileri oranlara göre 400 bin civarındadır. Bakanlık bu konuda da çözüm üretmelidir. Bakanlık okula gelmeyi bırakacak öğrenciler için olduğu gibi geçmişte gelmeyen 700 bin öğrencinin de akıbetini sormalıdır. Bu öğrenciler çocuk işçi mi, evlendirildi mi, ya da merdiven altı tarikat okullarına mı gönderiliyor? Tüm bu sorunlara dair çalışma yapılmalıdır. Yapılması gereken yasal yaptırımların neden uygulanmadığının açıklaması yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.