Çocuğunu özleyen öğretmen, annesinden babasından uzak öğretmen çocuğu dramına son verilmelidir
Eğitim çalışanlarının sorunlarına da değinen Sevin, şöyle devam etti: “Eğitimcilerin gelir vergisi yükünün azaltılmasını, ek dersten vergi alınmamasını, özel hizmet tazminatlarının yükseltilmesini, mahrumiyet bölgelerinde ilave mali ve sosyal hakların getirilmesini istiyoruz. Sözleşmeli personel uygulaması eğitimde de kamuda da sona erdirilmelidir. Çocuğunu özleyen öğretmen, annesinden babasından uzak öğretmen çocuğu dramına artık son verilmelidir.”
Hafta sonu öğretimi için verilen ek ders ücretinin hafta içi eğitim veren öğretmenlere de verilmesi çağrısında bulunan Sevin, “Üniversitedeki idari personelin görevleri de maaşları da motivasyonları da yükseltilmelidir. Akademik personel, fikren özgür, madden rahat, idari açıdan katılımcı olmalı, olabilmelidir. Türkiye, kılık ve kıyafet dayatma ayıbından kurtarılmalıdır” ifadelerini kullandı.
Öğretmenlik mesleğinin statüsünü güçlendirecek adımlar bir an önce atılmalıdır
Öğretmenlik ve eğitim kurumu yöneticiliğinin, birbirini tamamlayacak şekilde tasarlanması, meslek kanununun bu anlayışla kanunlaşarak bir an evvel hayata geçirilmesi gerektiğini dile getiren Sevin, “Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu öğretmene destek kanunu olarak görmek, okul yöneticilerimizin hakkını, hukukunu koruyan bir düzenlemenin hayata geçirilmesini, mevcut yöneticilerin birileri tarafından hedef gösterilmesine izin verilmemesini istiyoruz. Eğitimciyi hor gören, toplumdaki saygın yerini yok etmeye yeltenen anlayış terk edilmeli, öğretmenlik mesleğinin statüsü ve itibarı güçlendirilmelidir. Bu konuda atılması gereken adımlar ivedilikle atılmalıdır” diye konuştu.
Ek gösterge çalışması daha fazla sürüncemede bırakılmamalıdır
3600 ek gösterge vaadinin artık yerine getirilmesi gerektiğini vurgulayan Mithat Sevin, şöyle konuştu: “Eğitim çalışanları; hizmetliden memura, mühendisten avukata, şeften şube müdürüne bir bütündür. Haklarda eşitlik, sorumlulukta paydaşlık ilişkisi kurmak zorundayız. 3600 ek gösterge çalışması bir an önce tamamlanmalı ve 1 Ocak 2019 tarihi itibarıyla maaşlara yansıtılmalıdır.”
Sözleşmeli öğretmenlik kaldırılmalı, aileler kavuşmalıdır
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Şükrü Kolukısa, Eğitim-Bir-Sen Şanlıurfa 1 No’lu Şube’nin il divan toplantısına katılarak, sendikal çalışmalar ve eğitim gündemi hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Sözleşmeliliğin hem mevzuatıyla hem de varlığıyla bir sorunlar ve tepkiler yumağı oluşturduğunu kaydeden Kolukısa, “Saygın iş ilkesine, adalet eşiğine, insan onurunu koruma hassasiyetine, insanın kendini gerçekleştirmesine destek vermekle görevli devlet perspektifine aykırı sözleşmelilikten kaynaklanan birçok sorun bulunmaktadır. Bugün, kendine emanet edilen çocukları eğitip hayata hazırlayan bir sözleşmeli öğretmenimiz, kendi çocuklarını eğitmek bir yana, bir ebeveyn olarak onların yüzüne hasrettir. Bu, ne insan haklarına sığar ne eğitimin niteliğine katkı sağlar ne de geleceğimize hizmet eder. İstihdamdaki istikrarın yolu cebri sözleşmelilik değil, teşviki sürekliliktir” şeklinde konuştu.
3600 ek gösterge konusundaki siyasi irade artık karara dönüştürülmelidir
Ek gösterge ile ilgili çalışmanın daha fazla geciktirilmemesi gerektiğini vurgulayan Kolukısa, sözlerini şöyle sürdürdü: “3600 ek gösterge başta olmak üzere, kamu görevlilerine verilen vaatler bir an önce yerine getirilmeli; toplu sözleşmede talep ettiğimiz gibi, tüm kamu görevlilerinin ek göstergeleri artırılmalıdır.”
Okul yöneticilerimizin hakkının korunmasını, öğretmenlerimizin itibarının ve statüsünün güçlendirilmesini istiyoruz
Öğretmenlerin beklentilerini karşılayacak bir meslek kanununun paydaşların görüş ve önerileri doğrultusunda hazırlanarak hayata geçirilmesinin zamanının geldiğini hatta geçtiğini söyleyen Şükrü Kolukısa, “Okul yöneticilerimizin hakkını, hukukunu koruyan bir düzenlemenin hayata geçmesini; öğretmenin itibarını ve statüsünü güçlendirecek çalışmalar konusunda hızlı hareket edilmesini istiyor ve bekliyoruz” diye konuştu.
Kamubiz.com ÖZEL