BİYOLOJİNİN HAYATIMIZDAKİ YERİ VE ÖNEMİ NEDİR?
Biyoloji; canlıların yapıları, yaşayışları ve çevre ile ilişkilerini, canlılık özelliklerini araştıran, fizik ve kimyanın ilkelerini de kullanarak yaşamı açıklamaya çalışan pozitif bir bilim dalıdır. Biyoloji biliminin gerçek amacı; canlılar dünyasından insanlığa faydalı sonuçlar çıkarmaktır.
Doğumdan ölüme kadar yaşamın her evresinde bilinçli ve sağlıklı yaşama, ekonomik gelişmeyi sürekli kılma, çevreyi bozmadan tutma, üretimin kalitesini ve miktarını arttırmada biyoloji bilimi önemli yer tutar.
Biyoloji; uygulama alanları olan tıp, tarım, hayvancılık, endüstri ve diğer alanlardaki çalışmalar sayesinde, insanların geleceğe daha umutla bakmalarını sağlayan geniş bir bilim dalı olmuştur. Toplumun ve özellikle bireyin kendisini tanıması, uygar ve bilinçli bir yaşam tarzını günlük gereksinimlerinde kullanabilmesi, kişinin biyoloji bilgisine sahip olmasıyla gerçekleşir.
Biyoloji ile ilgili bilgilerin eksikliği, ne yazık ki başta çevrenin bozulması, önlenmesi, mümkün olmayan sağlık sorunlarının ortaya çıkması, doğal kaynakların sürekli ve verimli olarak kullanılmaması, biyolojik zenginliklerden yeterince yararlanılmama gibi sorunları doğurmuştur.
Tüm bu söylediklerimizi uygulamalı olarak belirtip, Biyoloji dersi konularını hayatımızda kullanabileceğimiz durumlara örnek verirsek;
- Virüsler konusu ve Canlıların sınıflandırılması > Prokaryot Canlılar > Bakteriler konusu:
Öğrenci bu konuları öğrendiğinde hastalık etmenlerini de öğrenecek. ‘Antibiyotiğin’ bakteriler üzerindeki etkisini öğrenecek ve virüslerin sebep olduğu bir hastalık geçirdiğinde antibiyotiğin etkisinin olmadığını bilip bilinçsizce antibiyotik tüketmeyecek.
- Bitki Fizyolojisi – Bitkisel Dokular konusu:
Tarımla ilgilendiğinde hangi bitkinin nasıl ortamda yaşadığını bilecek. ‘Minimum yasasını’ da bilerek hangi mineral eksikliğinde bitkilerde ne gibi durumların oluştuğunu bilecek ve ona göre gübre kullanacak.
- Canlıların Temel Bileşenleri konusu:
Öğrenci yediklerinde ve içtiklerinde hangi organik ve inorganik bileşiklerin olduğunu bilecek. Bu bileşenlerin hangilerini eksik ya da fazla tükettiğinde vücudunda nasıl bir değişim ya da hastalık olduğunu bilecek. Buna bağlı olarak hastalanma olasılığı düşecek.
- İnsanda Sindirim Sistemi konusu:
Sindirim organlarını tanıyan öğrenci, ağzına aldığı besini ne kadar çok çiğnerse o kadar kolay sindirildiğini ve asitli içecekleri aşırı tüketmenin mideye nasıl zarar verdiğini bilecek ve daha sağlıklı besinler tüketmeye özen gösterecek.
- İnsanlarda Üreme ve Gelişme konusu:
Öğrenci kendi üreme sistemini tanıyacak. Gebelik sürecinde neler olduğunu bilecekler. Bu bilgiler doğrultusunda daha bilinçli anne-baba olacaklar.
Bunun gibi daha birçok örnek verilebilir.
Bu örnekler doğrultusunda biyolojinin ne kadar çok hayatımızın içinde olduğunu görüyorsunuz. Bilinçli-Sağlıklı bireylerin yetişmesini istiyorsak o zaman biyoloji dersinin ders saati mutlaka arttırılmalı ve hatta tüm liselerde zorunlu ders haline getirilmelidir.
BİYOLOJİ ÖĞRETİMİNDEKİ SORUNLAR VE ÖNERİLERİMİZ
Biyoloji dersi Tıp, Eczacılık, Diş Hekimliği, Veterinerlik, Gıda Mühendisliği, Ziraat Mühendisliği gibi çok sayıda önemli fakültenin temelini oluşturmaktadır. Gelişmiş ülkelerde Biyoloji Temel Liseleri mevcuttur bu liselerde yetişen öğrenciler bahsettiğimiz fakülte ve bölümlere yerleşmektedir. Eğitimin daha kaliteli olması ve mesleki olarak daha başarılı olunması için ülkemizde de Biyoloji Temel Liseleri kurulmalıdır. Ve Biyoloji Temel Liselerinden mezun olanlara bu fakültelere girişte öncelik tanınmalıdır.
Biyoloji bilgisi hayatımızın her alanında önemliyken, ortaöğretimdeki öğrencilerimiz tarafından sözel bir ders gibi ifade edilip önemsiz bir hal almaktadır. Uygulamalı bir ders olan biyolojinin, laboratuvarda anlatılması öğretimdeki kalıcılığı arttıracak, zevkli bir ders haline gelmesini sağlayacaktır. Laboratuvarların kurulmasıyla da ezbere teşvik de azalacaktır. Okullarımıza gerekli biyoloji laboratuvarları kurulmalı ve öğrencilerin yaparak yaşayarak öğrenmesi sağlanmalıdır.
Biyoloji dersinin tarihine bakıldığında ders saatleri;
- Liselerin 2. Devre 1. Sınıf Ders Programı (1340–1924 (Cumhuriyetin ilanından sonra 1931’e kadar) Nebati ve Hayvani Dersi adı altında 3 saat
- Lise 1. Sınıflar Ders Programı (1931-1933) Tabiiye Dersi adı altında 3 saat
- Lise 1. Sınıf Ders Programı (1934- sonrası) Biyoloji Dersi adı altında 3 saat
1935 yılında Kültür bakanlığınca ders süresi 50 dakikaya indirilerek kazanılan ders süresini laboratuvarda uygulaması istenmiştir.
Biyoloji dersi üzerinde birçok değişiklik yapılmasına rağmen ders saati her zaman 3 saat olarak kalmıştır. Günümüzdeki ders saati süresinin 40 dakika olduğu düşünülürse geçmişin ve günümüzün ders saati/süresi arasındaki önemli fark görülebilir. Geçmişimizde biyoloji ders içeriğinde değişiklik olurken ders saati süresi azaltılmamıştır. Günümüze geldiğimizde ise biyolojinin önemi anlaşılıp üzerine durulması gerekirken ders saatinin düşürülmesi bilim dünyasına vurulan bir baltadır.
Gelişmiş ülkelerde biyoloji bilgisi iyi olmayanlar doktor, mühendis, biyolog vb olamamaktadır. Ülkemizde ise üniversite sınavında sorulan sorularla belirtilen mesleklere öğrenci seçilmesi doğru bir yöntem değildir. Bu açıdan bakıldığında Yükseköğretime Geçiş Sınavında biyoloji soruları arttırılmalı, ortaöğretim kademesindeki biyoloji konuları genişletilmeli ve ders saati arttırılmalıdır.
NEDEN BİYOLOJİ ÖĞRETMENLERİ ATANMALI?
Yaşamımızı sürdürmek ve ihtiyacımız olan enerjiyi elde edebilmek için doğal kaynaklardan yararlanırız. Bitmeyecekmiş gibi görünen bu kaynaklar, insanların bilinçsiz davranışları sonucu hızla azalmaktadır. Görevimiz, bunları yok etmek değil, korumaktır. Bilinçli birey, yaşanabilir çevre, sağlıklı yaşam gibi konuların eğitimi için Biyoloji Öğretmenlerine ihtiyaç vardır.
Son yıllarda ülkemizde bilinçsiz tüketim, sağlıksız yaşam gibi sorunlar nedeniyle kanser vakaları artmış ve ölümlerin %80’inin sebebi kanser olmuştur. Bir başka konu olarak, araştırmalara göre Türkiye’de sigara ve alkol kullanma yaşı 15’e düşmüştür (The Turkish Journal on Addictions • Bahar 2015). ‘’Ağaç yaş iken eğilir’’ atasözümüzden yola çıkarak öğrencilerimizin beslenme, sağlık, doğa ve çevre bilinciyle yetiştirilmesi için ilköğretim seviyesinden itibaren alanında başarılı olan Biyoloji Öğretmenleri tarafından ders verilmesi gerekir.
Ayrıca öğrencilere fen bilimi olarak biyolojinin ne sadece bir gerçekler topluluğu ne de sadece bir fikirler zinciri olmadığını, daha çok gerçeklerle fikirlerin karşılıklı etkileşimlerinden doğan sürekli bir faaliyet olduğunu kavratacak olan biyoloji öğretmenleridir.
Lisans Yerleştirme Sınavında Türkiye Geneli Biyoloji Ortalamalarına bakarsak;
2013 | 2014 | 2015 | 2016 | |
Net Ortalaması (Toplam 30 Soru) | 11,50 | 9,33 | 9,78 | 7,73 |
Yıllar | Toplam Kontenjan | Atanan Biyoloji Öğretmenleri |
2009 Şubat | 8285 | 120 |
2009 Ağustos | 15.800 | 138 |
2010 Haziran | 8908 | 100 |
2011 Haziran | 30.000 | 247 |
2012 Şubat | 17.000 | 87 |
2013 Eylül | 40.000 | 321 |
2014 Eylül | 40.000 | 969 |
2015 Eylül | 37.000 | 1088 |
2016 Ekim | 15.000 | 154 |
2016 Ekim (Dershane Öğretmeni) | 5.000 | 450 |
Toplam | 216.993 | 3.520 |
30 soruda ne kadar düşük olduğu görülmektedir. Bunun sebebi Biyoloji dersinin ezberden öteye geçememesidir. Uygulamalı bir ders olan biyoloji için öğrenci başına öğretmen sayısı arttırılmalı, dersler yaşam ile bağlantı kurularak anlatılmalıdır. Geleceğin bilim insanlarını, doktorlarını, mühendislerini yetiştiren Fen Liselerinde bile ücretli Biyoloji Öğretmenleri çalıştırılmaktadır. Eğitimden tasarruf yapılması demek geleceğimizin yok olması demektir. Ücretli öğretmenler 2-3 ay çalışıp işi bırakmakta, sürekli öğretmen değiştiren öğrenciler derse adapte olamamaktadır. Ücretli öğretmenlik yerine kadrolu atama yapılmalıdır.
ATAMA İSTATİSTİKLERİ
Grafiklere bakıldığında belirtilen yıllarda Biyoloji Öğretmenlerinin ne kadar az atandığını görülmektedir. 2016 KPSS ile sadece 154 kişi atanmıştır. 2017 KPSS ile 2018 Şubat ayındaki duyuruya göre sadece 68 biyoloji öğretmeni atanacağı belirtilmiştir. Bu kabul edilemez bir hatadır. Bilimsel bir gelişme yaşamak istiyorsak ve ülkemizin kendi kendini kalkındırmasını istiyorsak pozitif bilimlerinden biyoloji dersi için biyoloji öğretmeni atanmalıdır.
“Bilimin gelişmediği bir ülke, dışa bağımlı olmaktan kurtulamaz”
BİYOLOJİ ÖĞRETMENLERİNİ ETKİLEYEN ÖNEMLİ SORUNLAR
- Mülakat Sistemi ve Sözleşmeli Öğretmenlik:
Milli Eğitim Temel Kanunu’nun Üçüncü Kısmında 43’üncü Maddesinde Öğretmenlik Mesleğiyle ilgili şu hükümler vardır:
(Ek fıkra: 30.06.2004-5204/1 md.) Öğretmenlik mesleği; adaylık döneminden sonra öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen olmak üzere üç kariyer basamağına ayrılır. (Mülga ikinci cümle: 01.03.2014-6528/5 md.)
(Ek fıkra: 01.03.2014-6528/5 md.) Aday öğretmenliğe atanabilmek için; 14.07.1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinde sayılan şartlara ek olarak, yönetmelikle belirlenen yükseköğretim kurumlarından mezun olma ve Bakanlıkça ve/veya Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi(2) tarafından yapılacak sınavlarda başarılı olma şartları aranır.
(Ek fıkra: 01.03.2014-6528/5 md.) Aday öğretmenler, en az bir yıl fiilen çalışmak ve performans değerlendirmesine göre başarılı olmak şartlarını sağlamak kaydıyla, yapılacak yazılı veya sözlü sınava(2)(3) girmeye hak kazanırlar. Uygulanacak olan sözlü sınavda;
aday öğretmenler;
a. Bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade kabiliyeti ve muhakeme gücü,
b. İletişim becerileri, öz güveni ve ikna kabiliyeti,
c. Bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığı,
d. Topluluk önünde temsil yeteneği ve eğitimcilik nitelikleri, yönlerinden Bakanlıkça oluşturulacak komisyon tarafından değerlendirilir.
(Ek fıkra: 01.03.2014-6528/5 md.) Sınavda başarılı olanlar öğretmen olarak atanır. Sınavda başarılı olamayan aday öğretmenler il içinde veya dışında başka bir okulda görevlendirilerek bir yılın sonunda altıncı fıkrada belirtilen değerlendirmeye tekrar tabi tutulurlar.
Yasada da belirtildiği üzere öğretmenlere uygulanacak mülakat bir yıl aday öğretmen olarak çalıştıktan sonra yapılır; mesleğe başlamadan değil. Yine yasada görüldüğü üzere başarısız adaylar, görevden alınmaz, bir sene sonra tekrar değerlendirilir.
Özetle, Milli Eğitim Bakanlığı Mülakatları yasal değildir ve çok büyük mağduriyetlere sebep olmaktadır (Eğitime Çözüm Raporu, 2016). 18 ayrı şehirde 495 farklı komisyon ve bu komisyonların 1485 üyesi tarafından yapılan mülakatlar sübjektif olması sonucu birçok Biyoloji Öğretmeni mağdur olmuştur. (Ek’te bazı örnekler verilmiştir.) Atamalar KPSS puan üstünlüğüne göre yapılmalıdır.
Sözleşmeli öğretmenlik, hiçbir zemin hazırlanmadan, özlük hakları vs. hiçbir plan program yapılmadan, yönerge dahi hazırlanmadan hayata geçirilmiş ve sözleşmeli öğretmenler bu sebeple birçok sorunla ve belirsizlikle karşı karşıya bırakılmıştır. Eğitim kurumlarında kadrolu/sözleşmeli şeklinde ortaya çıkan ayrım; kurum içi çalışma barışını bozmuş, öğretmenlerin verimliliğini düşürmüş, aynı niteliklere sahip ve aynı görevi ifa eden insanlar arasında bir nevi kast sistemi oluşturmuştur (Eğitime Çözüm Raporu, 2016). Anayasanın eşitlik ilkesine ve toplumumuzun en kutsal değerlerinden olan ailenin korunumuna aykırı bir uygulama yapılmıştır. Söz konusu problemlerin giderilmesi için atamaların kadrolu yapılması gerekir.
- Dershane ve Etüt Merkezi Öğretmenlerinin KPSS’siz Atanması:
2015 yılında gündeme getirilen dershane öğretmenlerinin atanması Anayasa Mahkemesi tarafından “Eşitler arasında eşitsizlik” yarattığı gerekçesiyle iptal edilmiştir. Yani Anayasaya aykırıdır. Bununla alakalı detaylar Anayasa Mahkemesi’nin 2014/88 Esas ve 2015/68 sayılı kararı ve gerekçesi 24 Temmuz 2015 tarih ve 29424 sayılı Resmi Gazete´de yayımlanmıştır.
Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlik Mesleği Genel Yeterlilikleri üç ana başlık altında toplanır:
a. Genel kültür, bilgi ve becerileri
b. Alan bilgisi ve becerileri
c. Eğitme-Öğretme (pedagojik formasyon) becerileri
KPSS ise üç oturum ile yapılmaktadır;
Genel Yetenek-Genel Kültür, Eğitim Bilimleri, Öğretmenlik Alan Bilgisi Sınavı
Dershane öğretmenleri bu sınavların hiçbirine girmeden atanmıştır. 15 bin Biyoloji Öğretmeni sınavlarda ter dökerken, emekler hiçe sayılmıştır. Herkesin eşit şartlarda yarıştığı KPSS ile atama yapılmalıdır.
Bu durum doğrultusunda düşünülen Ücretli öğretmen atamasına emsal olmasını istiyoruz.
- Öğretmen yeterliliğine sahip memurların MEB’e geçişi:
Milli Eğitim Bakanlığı’nın ilkelerine göre Öğretmenlik Mesleği üç aşama sınavdan oluşur. Memur Öğretmenler ise sadece Genel Yetenek-Genel Kültür sınavı ile atanmış kişilerdir. Eğitim Bilimleri ve Öğretmenlik Alan Bilgisi Testi, sınavların %70’ini oluşturmaktadır. Memur Öğretmenlerin alan ve pedagoji bilgisi ölçülmemektedir. Senelerce memurluk yapmış birinden kaliteli bir eğitim beklenemez. Öğretmen olmak isteyenlerin Milli Eğitim Bakanlığı’nda belirtildiği gibi üç aşama sınava girmesi gerekir.
Kamubiz.com ÖZEL