ALİ YALÇIN’ın BARTIN SINAVI
Öncelikle elim Bartın maden kazasında hayatlarını kaybeden emekçi kardeşlerimize Canab-ı Hak’dan gani gani rahmetler, yaralılarımıza acil şifalar, kederli ailelerine, Ülkemize ve aziz Milletimize baş sağlığı diliyoruz.
Bartın maden kazası gölgesinde 15 Ekim 2022 tarihinde Eğitim Bir Sen şubelerinin kahir ekseriyetende olağan genel kurullar yapıldı. Milletimizin yüreğini parçalayan bu elem verici kaza sonrası başta Reisicumhurumuz Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN zat-ı devletleri başta olmak üzere, resmi ve özel kurumlar tüm programlarını iptal ederken Ali YALÇIN, şube kongrelerini niçin iptal etmedi?
Yerin 350 metre altında zor şartlarda alın teriyle ekmeğini kazanan emekçi kardeşlerimizin ve tüm iş kollarında çalışan emekçilerin haklarını savunma iddiası ile kurulan sendika yöneticileri ise yerin 350 metre üstünde lüks rezidansların ofislerinde güya emekçinin haklarını savunduklarına sizler inanıyor musunuz?
Her dönem aynı kişilerin başkan olduğu, aldıkları astronomik maaşlarıyla ve bindikleri trilyonluk araçlarla bunların dertlerinin emekçiler olmadığı, bunların tek dertlerinin konforlu ve şatafatlı saltanatlıklarını, ömür boyu sürdürmekten ibaret olduğu gerçeğini ortaya çıkarmıştır.
Emek ve sendika gerçeği bir kez daha sorgulanır olmuştur. Sendika yöneticileri, emekçinin hakkını mı savunmak için mücadele ediyorlar, yoksa kendi konforlu ve şatafatlı sendikal saltanatlıklarının ömür boyu sürmesi için mi mücadele ediyorlar?
KAMUBİZ.COM İnstagram KANALI İÇİN TIKLAYINIZ
Sendikada yıllarca hep aynı kadroların sıkı sıkıya yapıştıkları koltuklarını korudukları; emekçinin derdiyle dertlenen, yeni heyecanı ve coşkusu olan yeni yüzlere niçin fırsat verilmiyor? Her dönem seçilen mevcut sendika başkanlarının, bir milyonu aşkın üyesi olan Memur Sen’de bu işi yapacak, bunlardan başka insan mı yok? Bu mevcut sendika başkanlarının, bir milyon üyede olmayan, onları vazgeçilmez kılan ve onları ayrıcalıklı yapan bizim bilmediğimiz olağanüstü maharetleri mi var?
Sendikadaki seçimlerin temel ruhu, üyenin iradesinin sandığa özgürce yansıması ve sendikamızı yeni ufuklara çıkartacak yeni cevherlerin ve yeni vizyonu olan kadroların çıkması için bir fırsat ortamı olmasıdır. Maalesef sendikadaki bir avuç çıkarcı ve menfaatçi grup seçimleri bu perspektiften bakmadıkları için seçimleri bir formaliteden ibaret olarak görmüşlerdir. Baskın seçim takvimi ile üyenin tercihi hiçe sayılmadı mı? Şube seçimlerinde sahadaki uygulamalarla baskı, dayatma, tahakküm, korkutma, hatta ve hatta tehditlerle özgür seçim ruhundan uzaklaşılmadı mı? Bunun son halkası ise Ülkemiz yastayken şube kongrelerinin iptal edilmemesi olmuştur.
Eğitimciler Birliği Sendikasının 12 Haziran 2022 tarihinde yapılan Tüzük Tadil Kongresinde, Mustafa DOĞAN, ilkesel sendikacılığın gereği olarak kamuoyunda üç dönem kuralı olarak da bilinen sendika kurullarında en fazla üç dönem yani on iki yıl görev yapma sınırının korunmasını büyük bir gayetle savunmuştur. Ancak Talat YAVUZ’un dediği gibi üç dönem kuralı kaldırılarak mevcut sendika yöneticilerin her dönem başkan olmalarının önü açılmış oldu. İşte Ali YALÇIN’ın eski şubesi olan 4 nolu şube kongresinde üst kurul delege listesine Mustafa DOĞAN’ın ismi yazılmayarak, bu ilkesel duruşunun bedelini kendisine ödettiler.
Bu durum; sendika kuruluş değerlerinden ve ilkelerinden ne derece uzaklaştığı, mevcut sendika yöneticilerinin de konforlu ve şatafatlı pırıltılı hayatlarının büyüsüne ne derece kapıldıklarının bariz, tartışılmaz ve inkar edilemez göstergesidir.
Artık anlamalıyız ki; düşünen, üreten ve sorgulayan delegeye ihtiyaç yoktur. Mevcut yöneticilerin sendikal saltanatlıklarını amasız, fakatsız ve sorgusuz destekleyen delegelere ihtiyaç vardır. Üyeyi, aidat ödeyen kelle sayısı değerinde gören bu zihniyetten daha başka ne beklenir?
Tüm şubelerde önceden kurgulanan oyunun finali, başkent Ankara’da sergilenecektir. Şubelerden seçilen, üyelerin on binde birine tekabül eden sadece ve sadece 350 delegenin oyu ile Eğitim Bir Sen Genel Başkanı seçilecektir.
Yıldırım DEMİRCİ
WhatsApp Grubumuz İçin TIKLAYINIZ